*4*

5 1 0
                                    

Arabaya bindiğimizde son gaz sürdü. Neye sinirlendi ki? Ona ne bana göz kırptıysa. Gitti gül gibi çocuk. Deniz'i incelemeye başladım. Burnu çok güzel ve biçimliydi. Dudakları ne büyük ne küçüktü. Gözleri masmavi. Çok güzel. Ama şuan kızgın olduğu için gözleri koyu mavi :( 🥺

Ona baktığımı fark etmiş olucak ki bana döndü. Çok garip bakıyor. Gözlerini çözmek imkansız gibi. Ne hüzün, ne kızgınlık, ne de mutluluk.

Önüne geri döndü. Bende döndüm. Telefonum çaldığında Irmak'ın aradığını gördüm.

"Efendim Irmak."
"Nerdesin kızım sen?"
Deniz'le birlikteyim desem mi?
"Deniz yanımda." dedim.
"Ne? Oha. Gelince ayrıntıları anlatıyorsun! Okeey?"
Hahahha işte benim kızım.
"Tamam, hadi görüşürüz sonra." dedim. Telefonu kapatıp çantama koydum.

"Kimdi o?" dedi Deniz. "Irmak."dedim mırıldanarak. " Nereye gidiyoruz? " diye sordum. " Cehennemin dibine. Gelicek misin? " Salak ya. "Başka şansım var mı?" dedim.

"Yok." dedi. Sen öyle san. Hızlı bi şekilde el frenini çektim ve arabadan aşağı inerek koşmaya başladım. Kesin küfür ediyordur hihiihi. Orman'ın içine girdim. Bayağı koştuktan sonra ağacın arkasına saklandım.

Alnımda ıslaklık hissettim. Yukarı baktığımda yağmur yağdığını gördüm. Of ya. Şansıma bak.

Havada kararmak üzere zaten. Çantamda arabada. Ama ben korkarım ki burada. "Sikiyim böyle işi ya." diyerek geldiğim yöne yürümeye başladım. Bi çıtırtı duydum. Hassektör!

"Kim o?" dedim. Kapımı çalıyor sanki kim o diyorum. Ahah mal Hayat.

Arkamda bi nefes hissediyorum şuan. Kurtlar geldii! Yavaşça arkamı döndüğümde bi karanlık gördüm. Tam çığlık atıcakken ağzımı kapattı. Işık açınca Deniz olduğunu gördüm. "Mal mısın niye arkamdan sinsice yaklaşıyorsun?!" diye bağırdım. Haketti.

"Bu bir, o mal lafını geri al. Bu iki, kaçmıycaktın." Yağmur hala yağıyor ve ben çok üşüyorum. Ağacın kenarına çöktüğümde kollarımı bedenime sardım. Titriyorum. Çok soğuk.

"Ü-üşüyor-rum." dedim titrerken. Üstündekini çıkarttığında şaşkınca ona baktım. Altında kısa kollu vardı." Verme onu bana. Sen hasta olucaksın. Hem ben arabaya gidelim diye öyle demiştim." dedim. Onun hasta olmasını istemiyorum.

"Sesini kes ve al giy şunu." Öküz. İnat yaparak almadım. Omuz silktim. "Bunu almazsan seni burada bırakıp giderim." Ya off. "Ver!" dedim. Giydiğimde yanıma oturup bana sarıldı. "Ne yapıyorsun? N-niye g-gitmiyoruz?" diye sordum. Şuan bsna sarılıyor dimi ya? Oha. "Çünkü yolu kaybettik. Sabah gideriz." dedi. Nasıl ya? Çok üstelemedim.

İyice kollarına sindiğimde kokumu içine çektiğini fark ettim. Bana umut veriyor. Umudum umarım boşa gitmez...

Deniz'in Ağzından

Çok güzel kokuyorsun be Hayat. Keşke seni sevebilsem. Ama benim kalbim yok. Kalbim yıllar önce çöktü. Özür dilerim meleğim...

"Yıldızlar çok güzel değil mi?"
Hayat'ın dediğiyle gökyüzüne baktım. "Evet güzelim, çok güzeller." dedim. Bana baktı umutlu bir şekilde. Ben buna katlanamam Hayat. Sensiz olmaya katlanamam. Çok az kaldı, sabret.

"Sana yıldızların bi hikayesini anlatayım mı?" diye sorduğumda o mavi gözleriyle bana bakıp kafa salladı. Gülümseyip onu kendime daha çok çektim.

"Ben çok küçükken annem bana 'Elbet herkes yıldız olucak. Ama ben yıldız olduğumda üzülme olur mu?' derdi. Tabi o zamanlar anlamazdım. Küçüktüm. Birgün gökyüzüne bakıp yıldız kaydığını gördüm. Koşup anneme söylemek için mutfağa gittim. Ama. Ama şey. Annem yerde kanlar içinde yatıyordu. Yanına gidip oturdum.' Anne kalksana! Bak yıldız kaydı! Anne! Yıldız mı oldun yoksa? Annecim uyan!' demiştim. İşte o gün annemin avucunun içini ve alnını öptün. Son kez öpmüştüm. Ve sen anneme çok benziyorsun. Kokun, gözlerin, gamzelerin ve herşeyin. Hayat sen yıldız olma olur mu? Sen annem gibi gitme."

Kolum ıslandığında Hayat' a baktım ağlıyordu. Çenesinden tutup kendime çevirdim." B-ben yıldız olucam. Ama senin yıldızın olucam Deniz Karahan. "dedi. Ağlama be ay yüzlüm...

Hayat'ın Ağzından

Dayanamadım. Ağladım. Deniz'in geçmişini ilk defa duydum. Çok acı.

Akşam sarılarak kıvrandık ağacın dibinde. Ama galiba Deniz uyumamış. Kurt yada vahşi hayvan gelir diye. Ah koca kalpli Deniz'im...

Şuan arabaya doğru gidiyoruz. Yolu zar zor bulduk. Hiç konuşmadık dün geceden beri. Arabaya binip eve gittik.

Şimdi Irmak ve Nehir beni soru yağmuruna tutucak... 🥵

@azrakallenci kişisine ithaf edilmiştir.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyah'ın İçindeki Beyaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin