Güney, çok genç yaşta babasını kaybetmiş, annesiyle yaşayan yetim bir çocuktur. Kahverengi, siyah karışımı, aralarında sarı da olan uzun saçlı koyu mavi gözlü yakışıklı bir çocuktu. Henüz 14 yaşında olmasına rağmen çok cesur ve kuvvetli bir çocuktu.
Bazen böyle kendine fazla güvendiği için çok dayak yemişti. Ama bu darbeler onun gözünü korkutmamış, tam tersine daha da güçlendirmiş ve gözü pek bir çocuk yapmıştır. Ancak bu gözü peklilik başına çok büyük belalar açmıştır. Mesela yaşadığı son olay onun hayatının dönüm noktası olacaktır. Şimdi Güney'in nasıl dayak yediğini bir de onun ağzından dinleyelim:
"Perşembe, akşama doğru eve gidiyordum. Fikirtepe'deydim. Zaten belalı biri olduğum için mahallenin kabadayıları beni hemen tanıdı. İzleniyordum, kesindi! Köşeyi döner dönmez karşımda Hasan'ı gördüm. Tam arkamı döndüm kaçıyordum ki Hasan'ın kardeşi Yusuf'u gördüm. Aslında onlarla iyi anlaşıyordum ama neden beni dövdüklerini anlayamadım! Kesinlikle biri bu ikisini ayartmıştı. İşte tam o sırada yumruk yedim. Daha kendime gelemeden ikincisi. Kendimi savunmaya geçemeden yerdeydim. Tekmeler yedim. Sonra bayılmışım..."Acaba onları kim ayartmıştı? Havalimanına gittiğinde sabahtan akşama kadar bunları düşündü. Kesin o notu yazan kişi yapmıştı ama kim? Son zamanlarda birçok kişiyle kavga etmişti ama kimdi bu? Her kimse bu saatten sonra onu bulacağına yemin etmişti. Belkide sadece bir kağıt oyunuydu. Ama Güney, bu oyunda en büyük kozunu kullanmıştı: CANINI..!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sol Yanım Acıyor Anne!
Mystery / ThrillerHikayem Güney adındaki bir çocuğun başından geçen zorlukları anlatıyor. Yazmaya devam ettikçe kitabı güncelleneceğim. İyi okumalar...