karanlık kalp

162 3 0
                                    

Bölüm şarkısı:
Model =sen ona aşıksın
Kesinlikle dinleyin bölüm daha etkili oluyor.    :)

Okul zilinin sesiyle bir anda irkildim yine doğanın hakkında derin düşüncelere dalmıştım ama bu benim elimde olan bir şey değildi bunu nasıl yapıyo bilmiyorum ama bir türlü gözlerim ona kilitleniyo sanki birdaha onu göremeyecekmişim gibi ona bakakalıyorum ve bundan mutlu oluyorum istemsizce gülümsüyorum

Sınıf kapısı hızla kapandı ve Coğrafya öğretmenimiz girdi 30 lu yaşlarında hafif kilolu ve 170 cm Boylarında biriydi.

Yanımda en yakın arkadaşım olan cenk vardı

Cenk:

-Mete, Mete!!

Mete:

-Ne,ne oldu

Cenk:

-sen yine nereye daldın

Mete:

-Yok bişey birşeymi oldu

Cenk

-diyorumki yine sıkıcı bir dersin başındayız

Mete:

-heeee evet

Doğayı ne kadar çok sevsemde bunu hiçkimseye söyleyemedim çünkü doğayı üzmek istemiyordum doğanın sınıftan çok iyi anlaştığı serkan diye bir çocuk vardı ama sevgili olarak değil kanka olarak serkan bir gün doğaya çıkma teklifi etti doğa onu kankası olarak gördüğü için Hayır dedi ve doğa bütün gün ağladı 4-5 gün okula gelmedi ve sanırım depresyona girmişti bütün olaylar üst üste binyordu  ben doğayı ilkokuldan beri tanısamda hiç ama hiç bu kadar yakın olamadım.

Son ders bittikten 1-2 dakika sonra çantamı alıp çıkmak için kapıya doğru yürümeye başladım en arkanın bir önünde oturuyordum doğa ise benim yanımdaki sıranın yanında oturuyordu tam kapıdan çıkacakken doğanın sesini duydum duyar duymaz arkamı döndüm ve ona doğru yürüdüm

Doğa:

-mete biraz yanlız kalabileceğimiz bir yerde konuşabilir miyiz

Doğa cümlesine başlarken zaten kalbim hızlanmaya başlamıştı cümlesinin sonlarına doğru kalbim boğazımda atmaya başlamıştı

Mete:

-bir şeymi oldu

Doğa:

-Hayır hayır sadece konuşabilirmiyiz

Doğanın o yeşil ve mavi karışımı gözleri bana baktığında kendimi ölücekmiş gibi hissettim o beyaz teni,sarı saçları ve o gözler tam anlamıyla mükemmel ama doğanın böyle olmasının sebebi o tertemiz masum ve hep gülümseyen kalbiydi bence

Mete:

- tabi

Doğayla sınıftan dışarı çıktık ve yürümeye başladık merdivenlerden aşağıya indik 3 merdiven indikten sonra en alt kattaki konferans salonundan içeri girdik bir aksilik çıkmasın diye yol boyunca hiç ağzımı açmadım.

Sahnenin önüne geldiğimizde

Doğa:

-ben daha önce hiçkimseye bunu söylemedim ama daha fazla içimde tutamayacağım ben...ben seni seviyorum seni çok seviyorum...

Doğanın bu söylediği cümleden sonra dona kalmıştım inanamıyorum doğa bana seni seviyorum demişti doğa bana seni seviyorum demişti gülümsemeye başladım.

Doğa:

-mete...sen...sen-

Mete:

-Evet ben bende seni seviyorum

Doğa kahkaha attı ve

-Üzgünüm ama ben SENİ SEVMİYORUM

Bir anda yüzüm düştü ve koltukların arkasından insanlar çıktı kimileri telefonla resim ve ya video çekiyo kimisi kahkahalarla gülüyordu gözlerim dolmaya başlamıştı doğanın suratına baktığımda normal duruyordu sanki hiç birşey olmamış gibi

Mete: (önce sadece doğanın duyacağı sesle)

-hepinizin ALLAH BELASINI VERSİN

(Sonra bağırarak)

-hepinizin ALLAH BELASINI VERSİN!!!

Konferans Salonunu hızlıca terk ettim merdivenlere doğru koşmaya başladım gözyaşlarım merdivenlerle buluşuyor arkamdan bir ses duydum

Doğa:

-mete dur

Doğayı hiç aldırmadım o da diğerleri gibiymiş karanlık ve acımasız aynı herkes gibi onun da Kalbi karanlıktı zifir karanlık merdivenleri bitirdim arkamdan adım sesleri duyuyordum kafamı çok az çevirince doğanın merdivenlerden yukarı geldiğini gördüm koşarak giriş kapısına yöneldim sınıf kapılarının doldurduğu koridordan geçtim çıkış kapısına çok az kalmıştı arkamdaki ses hala peşimdeydi

Doğa:

- mete dur lütfen!!

Doğaya hiç aldırmıyordum okul kartımı elime aldım ve çıkış kapısına okuttum kendimi dışarı attım lanet olsunki doğayla aynı servisteyim hemen servisi Nerede olduğunu bulmaya çalıştım çıkış kapısının sesini duyunca arkamı döndüm doğa hala peşimi bırakmamıştı.

Doğa:

-bekle mete lütfen bekle!

Servisi aramayı bıraktım telefonumu elime aldım koşarken aynı zamanda da rehberimden servis şöförünü buldum

Mete:

-alo selim abi

Selim abi:

-efendim mete

Mete:

-ben bugün serviste yokum

Selim abi:

-tamam mete haber verdiğin için Sağol

Telefonu kapattım ve okulun bahçesinden çıktım taksi beklemeye başladım doğa bana yetişmek üzereydi

Mete:

-taksi

Doğa:

-mete!!

Taksiye bindim ve şöföre "gidelim" doğa hala peşimdeydi taksinin peşinden koşuyordu bir süre sonra koşmayı bıraktı yolun ortasında gözleri dolmaya başlamıştı şu anda içim parçalanıyordu ama bana ne yaptığının farkında olmalıydı belkide umrunda bile değildim doğa gözden kaybolunca önüme dönüp taksiye evin yolunu tarif ettim ve arkama yaslandım kafamı cama yaslandım ve dışarıyı seyretmeye başladım artık uzun düşüncelerle başbaşaydım şu anda bildiğim tek şey yarın okula gitmeyeceğimdi hatta 1 hafta vazgeçtim 1 ay ya da 1 yıll

Evin önüne geldiğimizde parayı ödedim halsiz bir şekilde apartmanın dış kapısını açtım evde tek yaşıyorum liseyi okumak için istanbula gelmek istemiştim ailem bana saygı göstermişti ailem ne çok zengin ne de fakiridi ama varlıklıydık yani sadece zengindik babam mimardı annemde babamın asistanıydı.

Asansörün düğmesine bastım ve beklemeye başladım 7-6-5-4... içeri girdim asansörün aynasında kendime baktım gözlerimin altı şişmişti ve gözlerim kızarmıştı 8.kata bastım yavaş yavaş ilerlemeye başladı 0-1-2-3-4-5-6-7-8  asansörün içinden Çıktım ve sola döndüm ağır adımlarla ilerledim kapınn kilidini açtım ve kendimi içeri attım kapıyı arkamdan 1kere kilitledim salona doğru ilerlemeye başladım salonun kapısından içeri girince hemen sağdaki dolabı açtım içki şişelerinden birini aldım ve mutfağa gittim şişeyi açtım bardak alıcaktımki şişeye baktım ve şöyle düşündüm "bu şişe bana anca yeter " odama gittim çift kişilik yatağın üzerindeki ipodumu aldım ve kulaklıkları takıp müziği son ses açtım ve yatağa uzandım şişeyi yudumlamaya başladım her yudumumda doğayı ne kadar çok sevdiğimi hatırlıyordum bu bana ne kadar acı versede yapamıyordum doğayı bir kenara atamıyordum benim kalbimin %99 unu o oluşturuyordu.

ilk ve sonsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin