MEDYA'DA Kİ ŞARKI İLE OKURSANIZ İYİ OLUR. İYİ OKUMALAAR:)))))))
HAZAL
Yine her sabah olduğu için bu sabah da omzumdaki ağrı ile uyanmıştım. Babama artık bunu söylemiyordum bile.Her zaman aynı şeyi tekrarlamaktan yorulmayan kişinin anne olması gerekmez mi? Antremanlar da kum torbasını nefret ettiğim birisi olarak düşünmek daha çok güç kullanmamı sağlarmış,öyle diyorlar. Ama kimse nefret kapasitemi tek bir kişinin kapladığını bilmiyor. Ah hadi ama insan kendisiyle bu kadar konuşur mu? Yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtiğimde, moraran bir göz altı görünce yine babamın beni iyi hırpaladığını farketmiştim. Sanki dövüşürken kendimi kaybediyordum. O an yaptığım bir şeyi hatırlamıyordum. Çektiğim acı hariç. Bir kitap da okumuştum ''Acı hissedilmeyi talep eder.'' diyordu.Cidden öyle.Acı iliklere kadar hissedilmeyi talep ediyor.Edebiyat dersinden kalıp hala edebiyat yapma çabası bi bende var sanırım. Aynanın karşısından ayrılıp kapıya doğru yürümeye başladım,kapının kulpunu tutmamla,babamın kapıyı açması bir oldu,elim direk burnuma giderken babam endişeyle yanıma koşup ''Tatlım iyi misin?'' dediğinde kafamı aşağı yukarı salladım. Babam pek ikna olmadığı için beklemediğim bir anda kucağına alıp arabaya gitmeye başlamıştı. Çünkü burnum fazlasıyla kanıyordu. ''Baba kızının bir dövüşcü olduğunu unuttun sanırım.'' dedim. ''Sen hala benim küçük kızımsın.'' dediğinde aklıma ablam gelmişti. 21 yaşındayken bekaretini kaybedip babama söylemeye cesaret bulamadığından yurt dışına kaçmıştı. 4 yıl haber alamamıştık. Ama 5.yılında yani bu sene neden kaçtığını belirten bir mektup yollamıştı bize. İçinden bebeği ile olan fotoğrafını gördüğümüzde duygulanan ben değil babam olmuştu. Her insan torununu sevmek ister değil mi? '' Hazal sana diyorum'' dediğinde babam '' Ah,afedersin dalmışım.'' dedim. '' Geldik.'' dediğinde elimi burnuma koyarak indim,hastaneye yürümeye başladık. Babam kolunu omzuma attığında bende gülümseyerek elini sıktım. Hastaneye girdiğimizde danışma da olan bayan bana gülümsemişti. Artık tanıyordu, çünkü antremanın ilk zamanlarında çoğu kez bayılmıştım. Acile doğru yürürken bi adamın,adam dediğime bakmayın en fazla 21 yaşındadır. Hemşireyi yanından itip bağırmaya başlamıştı, '' Yeter,bıktım!'' diye bağırdığında hemşire koluna sakinleştiriciyi yapmaya çalışıyordu. Doktorların hiçbiri tepki vermiyordu. Babamın kolunun altından çıkıp suratına hızlıca yumruğu geçirdiğim de zaten yeri boylamıştı. İnsanlar şaşırdığını belli eden sesler çıkarırken hemşire hemen koluna sakinleştiriciyi yapmıştı. ''Sana insanlara karşı böyle davranmamanı söylemiştim!'' diye bağıran babama döndüğünde ''Bu hemşire sırf manyak birine iğne yapamadığı için işinden atılabilirdi,bende işini kolaylaştırdım. Her seferinde beni yargılamaktan vazgeç baba,hiç kimseye durduk yere vurmam. Bunu bana sen öğretmiştin.'' dedikten sonra hastaneden hızlı adımlarla çıkıp koşmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLA PES ETME.
Подростковая литератураBabası boksör olduğu için küçüklüğünden beri dövüşen bir kız sizce ne kadar hırçın olabilir? Ya da anne ve babasını kaybetmiş , üvey abisinden her zaman dayak yiyen bir çocuk sizce ne kadar uysal olabilir? Kızın hırçınlığı,erkeğin uysallığı nelere s...
