Uzağız şimdi birbirimize, bu sanırım hissettiğimden daha fazla acıtıyor canımı. Her şeyin başladı o yerdeyim. Lav gibi sıcak olan gözyaşlarımı ısıtıyorum, bir yanda kırık dökük gülümsemem var yüzümde. Ellerimden kayıp giden ellerinin dokusu ağlatıyor beni işte, tuttuğunda bırakmayacağına oldukça emindim oysa. Yalanlara batmış olsan bile seni hâlâ seven benliğim mevcut, çekip atmak için delicesine çırpınıyorum inan bana güz çiçeğim. Seni bedenimden atmak için ruhumun derinliklerine inmeye çalışıyorum, seni seven çocuğu yok etmek için elimden geleni yapıyorum ama bir türlü ulaşamıyorum ona.
Buruk gülümseme kaldı yaşananlardan geriye. Beni mutlu eden kişi ile bir çukura hapseden kişinin aynı oluşunun cehennem azabı veren hissinde. Parça parça anıları toplamış, acı çektiriyorum kendime. Damlaları yüzdürüyorum içimde sebepsiz.
Bir şiiri fısıldayışım vardı ruhuna, duydun mu sana ağladıklarımı? Ellerimizin birbirine tutunuşu bir yardım çığlığının somut haliydi. Dudaklarının tenimde başlattığı yangından geriye kalanlar ve hâlâ sönmemiş olan sol yanağımda ki cehennem kadar sıcak, o sonsuza kadar sürecek olan yangın. Her gözlerimi kapadığımda parmaklarımın ucunda. Sanki hâlâ yan yanayız bir uçurum kenarında, gecenin karanlığında ışığına sığınmışım. Sanki o anda bir bozuk plak gibi takılı kalmışız.
Şimdi nereye gidiyorum? Bütün güneşlerden uzağa mı? Durmadan düşmüyor muyuz? Sonsuz bir hiçlik içerisinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz? Hava şimdi daha soğuk değil mi? Geceler daha fazla karanlıklaşmıyor mu?
Sessiz bir kuyu, içine çekiyor benliğimi.
Kaçmaya deneyip, unutmaya çalışıp beceremediğim, onlara olan hasretimden oluşan çaresiz hissim, çaresizim. Lütfen terk et bedenimi, yoksa yolun sonunda ben kendimi terk edeceğim.-n.