Tuğba ile bir şeyler konuşuyorduk . İlk dönem karnemizdeki kırıkları birbirimize anlatırken bir taraftan kahkaha atıp Gülşen Döndü ( matematik öğretmenimiz ) hakkında dedikodu yapmak ile meşguldük .
Sömestr tatili boyunca birbirimizi görmediğimiz için birbirimizi çok özlemiştik . Çisem , Tuğba ve ben tıpkı bir üçlüydük .
Lise 1. Sınıftaydık. Küçük sayılıyorduk çünkü 1 yıl sonra üniversiteye geçecek kişilerle aynı okulda , aynı ortamda iç içeydik. Çisem sanırım uyuya kalmıştı . Uykusu çok ağırdı . Zorla ebeveynlerimizden izin alıp birbirimizin evlerinde kaldığımız günlerden biliyordum , her okul günü yaptığı için bu sefer de geç kalacağını düşündüm . Doğrusu bu sabah ben de evden çıkarken zorla ayakkabılarımın bağcıklarını bağlamış asansör ile aşağı inerken okula yastık yorgan götürmeyi düşünmemiş değildim . Yeni dönem , uykusuzluk , sınavlar , düşük notlar , hepsi üzerime gelecekti .
Belki bir yerlerde aşk kırıntıları bulabilir miydim acaba ? Cevabını bulmak için zamanın , saatlerin erimesi gerekiyordu ki bu , imkansız gibi bir şeydi . Daha kimseye aşık olmak değil , hiçbir erkeğe ilgi bile duymamıştım . Sınıfımızın kapısına yaslanıp tam karşımdaki kızlar tuvaletinin kapısına bakıp bunları düşünüyordum .
Tuğba beni dürttü ve koridorun sağ tarafına doğru bağırmaya başladı :
'' Çisem , ay şekerim nasıl özlemişim ben seni ya .'' dedi ve koşarak birbirlerine sarıldılar . Ben öylece onlara bakarken Çisem bana dönüp : '' Tatlım sen de öyle bakma yavru kedicik gibi .'' dedi ve ona öyle bir sarıldım ki kemiklerini kıracaktım neredeyse .
Tuğba'yı çok seviyordum fakat Çisem'in yeri bir başkaydı her zaman . '' Kız Biricik , sen zayıflamışsın .'' dedi bana bakarak . Dişlerimden kulaklarıma kadar kocaman gülümsedim . '' Biraz öyle oldu ama o kadar fark edileceğini sanmıyordum .'' dedim . '' Bu döneme güzel başladık hanımefendi . Bakalım neler bizi bekliyor ? '' dedi ve '' Canım ben bu dönem çok çalışacağım sen de herhalde artık sevgili bulma işlerini bırakırsın .'' dedim sol elimin baş parmağıyla uzun saçımdan önüme düşen saç tutamını geriye doğru atarak .
Tuğba sınıfa girmişti . Bizim böyle muhabbetlerimiz onu sıkıyor gibiydi . '' Gel benimle . '' dedi Çisem ve beni kızlar tuvaletine kadar bileğimden tutup sürükledi . İçeriye ilk girildiğinde sağ tarafta tuvaletler , sol tarafta aynalar bulunuyordu . Dümdüz yürüyünce ayrı bir bölüm vardı ve o bölümden sağa sapınca karşınıza duş için kabinler bulunuyordu .
Saç kuruma makinelerinin bulunduğu dolabın yanında duvara yapışık bir şekilde kocaman bir boy aynası vardı . Çisem beni aynanın önüne kadar getirdi . Benden 2-3 cm uzun boyuyla gözlerimin içine baktı . '' Biricik ! '' diye sesini hafifçe yükseltti . '' Ne var Çisem ? Allah aşkına beni niye bu aynanın önüne getirdin ?'' dedim ben de sesimi hafifçe yükselterek . Bakışlarını eteğime çevirdi ve '' Olamaz , bu eteğin boyu çok uzun .'' dedi ben de kırmızı renkte pötikare eteğime baktım . Dizlerimin 3 parmak yukarısındaydı ve gayet hoş görünüyordu . ''Çisem sen mal falan mısın acaba ?'' dedim gözlerimi ona dikerek . '' Dur sen . '' dedi ve gömleğimi göbeğimden üste doğru sıyırdı . Eteğimi tutup bir defa katladı ve gömleğimi düzeltti . Saçlarımı salaş bir şekilde örgü yaptı ve yana doğru attı . '' Tumblr girl ! İşte benim kankam yaa . Biricik bu tarzla erkekler sana bayılacak .'' dedi ve beni tutup aynaya çevirdi . Şöyle bir kendime baktım da gerçekten saçım yan örgü beyaz gömlek kırmızı kravat ve etekle güzel görünüyordum . Gözüm bir noktaya takıldı . Eteğimi katladığım için yan taraflarından yamulmuştu ve benim simetri takıntım olduğu için hemen düzelttim . Hâlâ hoş görünüyordum .
'' Sen . '' dedi '' Azıcık güzelliğinin kıymetini bil . '' '' Olmayan şeyin kıymeti bilinmiyor Çisem .'' dedim ve üzüntülü surat ifademi takındım . '' Biricik ! Çıkışa kuaföre gidelim mi ? Saçlarımızın arasına sarılar attırırız . Hem de cool kızlar gibi oluruz .'' dedi . '' Bilmiyorum . Ya da , tamam .'' dedim ve sınıfa girdik .
Türkçe öğretmenimiz sınıfa girmişti ve o tam '' Günaydın çocuklar ! '' diyemeden sözünü kesmiştik ve ağzından ''Günaydın çocukla - kızım yerlerinize geçin çabuk . Çisem saçlarını topla . '' diye saçma bir cümle çıkmıştı . '' Oturabilirsiniz.'' dedi ardından . Cam kenarına oturmuştuk ve 4. sıradaydık.
Okulu özlememiştim.
O kadar kötü anım vardı ki bu okulda . Bu yıl taşınmıştık ve hâlâ alışamamıştım . Geçen dönem çok ağlamıştım . Eski arkadaşlarımın yokluğu , yeni kent , yeni okul , yeni öğretmenler ve ailevi sorunlarım yüzünden kötü bir dönem geçirmiştim .
Saçımdan bir şey sallanıyordu . İrkildim ve o beyaz şeyi elime aldım . Biri silgi atmıştı . Arkamı döndüm ve en arkada sırıtan saçını limonla yapıştırmış olan Burak'a baktım. O bana silgi atıyordu . Sesimi çıkarmadan dudaklarımı oynatarak '' Atma.'' dedim . Türkçe kitabından birilerinin hayatını okuyordu Sude . Sınıfın yarısı ona odaklanmıştı . Sağ omzumun üstünden silgi fırlayıp sırama düşünce sanırım refleks olarak ya da sinirden bilemiyorum , önümdeki bebek mavisi kalemliği ona fırlattım.
'' Olamaz .'' dedim ve aşağıda bağıran Emir Hoca'ya baktım . '' Bu kalemliği fırlatanın ... '' dediğini anladım . '' Arkadaş bu nedir ya ilk günden Allah Allah .'' dedi ve okulun içine girdi . Adını unuttuğum Türkçe hocası bana bakarak '' Çık dışarı Biricik .'' dedi ve ekledi '' Beni orada bekle . ''
Arkadaşlar bu hikayemin ilk bölümü olduğu için çok heyecanlıyım . Heyecanım size bulaştı mı bilmiyorum . Arkadaşlar lütfen , okuyanlar bir yorum bıraksa yeterli . Sizi çok seviyorum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus Çocuk
ChickLitYeni okuluna , arkadaşlarına ve Aral'a alışmaya çalışan Biricik 'in gençlik hikayeleri , yeri gelince sizi gülmekten yerlere yatıracak , bazen de sizlere duygu seli yaşatacak .