10. Karşılaşma

43 7 40
                                    

Hâlâ Pamir'le birleşik olan ellerimize bakarak bize doğru gelen Sarpa baktığımda, geçen yılların onun yakışıklı yüzünden bir şey kaybettirmediğini fark ettim.

Sarp sonunda yanımıza geldiğinden Pamir'in değişen yüz ifademden bir şeyler olduğunu anladığını biliyordum ama bunu takmadım.

"Merhaba Açelya, uzun zamandır görüşmüyorduk." Önümde, ellerini cebine sokmuş bir şekilde rahatça karşımda duran adama artık öfke bile hissetmiyordum. Çünkü bu saatten sonra bu ilk karşılaşmanın benim için gerekli olduğunu anlamıştım. Benim içimde Sarp'a karşı bir şeyler hissetmediğimi kendime kanıtlamam gerekiyordu. Ve bunu bu anda yapmıştım.

"Evet, baya uzun zaman oldu. Nasılsın Sarp?" Sesimden taviz vermeden, dimdik bir şekilde sormuştum bu soruyu. Bunca senenin ardından ona hesap sormam ne benim işime yarayacaktı, ne de o bu hesabı verebilecekti.

"İyiyim ben de, sen nasılsın?" İyi olduğuma dair bir kaç kelime mırıldanmış ve dikkatimi ondan alarak etrafıma çevirmiştim. İnsanlar hala şarkılara eşlik ediyorlardı. "Bizi arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?" Yine Sarp'tan çıkan bu sesle ona döndüğümde ifadesiz bir şekilde Pamir'e baktığını gördüm. Pamir'in de aynı şekilde ona karşılık verdiğini gördüğümde basit bir şekilde ikisini de birbirine arkadaşım olarak tanıtmıştım.

Sarp, Pamir'i flörtüm veya sevgilim olarak düşündüğünden olsa gerek eski konuları hiç açmamış ve hoşçakal diyerek arkadaşlarının yanına gitmişti. Benim de tadım kaçtığından Pamir'e eve dönmek istediğimi söylemiştim. Sözümü ikiletmemiş, beraber konser alanından çıkmış yavaşça arabaya doğru yürüyorduk. Açıkçası ilk geldiğim andaki ruh halimle bu andaki çok farklıydı.

"Sanırım onunla gerçekten eski bir arkadaş değildiniz." Pamir'in erkeksi sesini duyduğumda kafamı hafifçe yan çevirmiş ve yüzüne bakmıştım. Bir cevap bekler gibi yüzüme bakıyordu. Ne cevap vereceğimi bilmediğimden önüme dönmüş ve arabaya kadar susma hakkımı kullanmıştım. Arabaya bindiğimizde iki elini direksiyona koymuş ama arabayı çalıştırmamıştı. Hâlâ benden bir cevap beklediğini fark ettiğimde hafif bir şekilde yan dönerek yüzüne bakmıştım.

"Sarp, beni iki yıl önce bir not kağıdıyla terk eden eski sevgilim. Muhtemelen seni flörtüm zannettiği için yanında eski muhabbetleri açmak istemedi. Bu geçen iki yılda onu hiç görmemiştim bugüne kadar. Onu tekrar bir duman konserinde görmek beni yıkmadı, aksine bir şeylerin farkına varmamı sağladı. Geçmişe değil, geleceğe dayalı yaşamalıydım, bu saatten sonra da böyle yapacağım."

Uzun soluklu konuşmam bittikten sonra derin bir nefes almıştım. Konuşmam içinde bulunan 'tekrar' kelimesini anlamış mıydı bilmiyorum ama bir şey söylemeden arabayı çalıştırdı ve konuşmam boyunca biraz sıktığı direksiyondaki ellerini gevşetip arabayı kullanmaya başladı. "Sarp gerçekten salak bir adammış. Seni kaybetmesini bir kenara bırakıyorum -ki bu onun aptal olduğunun kanıtıdır- senin bu şekilde bir ayrılığı hak ettiğini düşünmüyorum. Yirmi dört yaşındasın, bir geçmişin var. Benim de bir geçmişim var ve biz bu geçmişi değiştiremeyiz. Dediğin gibi geleceğe dayalı yaşamalıyız."

Bunlar yol boyunca birbirimize kurduğumuz son cümleler olmuştu. Bu cümleleri düşünmeye sonraya bırakıp Kafamı cama yasladım, akıp giden yolu izlerken gözlerimin kapanmasına izin verdim ve uykuya daldım.

Yanağımın üzerinde hissettiğim parmaklarla gözlerimi yavaşça araladım. Yüzünü yüzüme yaklaştırmış olan Pamir, işaret ve orta parmağının tersiyle yanağımı okşayarak adımı fısıldıyordu.

"Açelya, güzel, renkli, kokusuz çiçekler açan bitki. İsminin aksine çok güzel kokuyorsun." Bilincim yerine geldiğinde bir süre geri çekilmek yerine onun gözlerine baktım. Tatlı nefesi yüzüme vuruyordu. Daha fazlasının kalbime zarar olduğunu düşünerek geri çekildiğimde o da yavaşça geri çekildi.

Arabanın göstergesindeki saate baktığımda bire geldiğini gördüm. Konser alanından on ikide ayrılmıştık. Yolun yaklaşık yarım saat olduğunu hatırladığımda kaşlarım çatıldı.

Ne yani yarım saattir burada beni mi izliyordu?

Fark ettiğimi anladı ama yorum yapmadı. Onun yerine "Otelde kaldığını zannediyordum, Ankara'da bir tanıdığın mı var?" diye sordu. "Benimle beraber 5 kişilik bir arkadaş grubum var. İçlerinden bir tanesi, Nur Ankara'da yaşıyordu. Kızlarla Ankara'ya gelme tarihlerimiz de uyuşunca hepimiz burada kalıp özlemimizi gideririz diye düşündük." dedim.

"Bu arkadaş grubun beni yanlışlıkla gruba eklediğiniz arkadaş grubun olabilir mi? Hani şu bana öcü dediğiniz?" Beni sıkıştırıp utandırmaya çalışıyordu ama onun yerine kıkırdayıp utanmazca "Evet." Diyerek başımı salladım.

Daha fazla burada duramayacağımın bilincine varınca, "Artık gitsem iyi olur, bu gece için çok teşekkür ederim. Gerçekten çok eğlendim." diyerek yavaşça kapıyı açtım.

"Önemli değil, ben de çok eğlendim sana da iyi geceler."

Bu yapacağı şey yüzünden belki yarın büyük bir pişmanlık duyacaktım fakat akıllanmaz uslanmaz ben bunu umursamadım. Aniden arkama dönüp yanağına küçük bir buse bırakıp araban hızlıca indim. Arkamda ne tür bir görüntü bıraktım bilmiyorum ama ben utanmıştım. Tabii bunu dışarıdan gören biri anlayamazdı çünkü kızarmıyordum.

Apartman kapısından içeri girip daire kapısına geldiğimde Nur'un verdiği anahtarı çantamdan çıkarıp içeri girdim. Kızlar bu saatte büyük ihtimalle uyumuyordu ama şu anlık bunu onlara anlatabileceğimi düşünmediğimden odama girip üstüme pijamalarımı giydim. Biraz telefonuma bakındıktan sonra bugünü düşünerek uykuya daldım.


Sabah, aşağıdan gelen seslerle uyandığımda önce bir banyo yapmış, sonrasında kızların hazırladığı sofraya oturup kahvaltımı yapmaya başlamıştım. "Bana bak, gece eve saat kaçta geldiğini duyduk hepimiz. Nerelerdeydin?" Azra'nın göz kırpıp hafif bir baş hareketiyle sorduğu bu soruya ilk başta gözümü devirdim. Sonra hem tepkilerini merak ettiğim için hem de zaten anlatacağım için geçeği söylemeye karar verdim. "Öcü böcü'yle beraber Duman konserine gittik kanka."

Masada önce bir sessizlik oldu. Sonra Nurgül ağzına içmek için aldığı suyu bir anda Nur'un suratına püskürttü. Kafasına daha yeni düşen Naz "Aaaaa siktiir." Diyerek bir çığlık atmıştı. Azra'ysa gözlerini büyütmüş öylece yüzüme bakıyordu. Bu hallerine kocaman bir kahkaha patlattığım an kızgın gözlerle Nurgül'e bakan Nur eline aldığı zeytinleri onun yüzüne fırlatmaya başlamıştı.

Kaos ortamı biraz durulduktan sonra dün olanları tek tek tüm ayrıntılarıyla -öpücükte dahil- anlatmış, hepsinden ayrı ayrı yorumlarını dinlemiştim. Sonunda kızlarla beraber bulunduğumuz zamanları iyi değerlendirebilmemiz için gün içinde beraber dışarı çıkıp gezmeye karar vermiştik. Nur bizi ankara içinde gezdirirken bir anda titreyen telefonumu alıp mesajın kimden geldiğine baktım.

Öcü Böcü
Şirket için 20. Yıl partisi düzenliyoruz. Arkadaşlarınla beraber, benim partnerim olarak partiye gelmek ister misin Açelya?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BAY ÖCÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin