Son kez dönüp aynaya baktım.Saçlarımın uçlarındaki hareketlenmeler gözlerimi daha çok ortaya çıkarıyordu.Çantama telefonumu ve anahtarlarımı koyup otobüs durağına doğru yürümeye başladım.Havanın hafif sıcaklığı insanları canlı tutmaya yetiyordu.Sırtında çantalarla okula giden öğrenciler işe yetişmek için koşturan insanlar sokağın köşesine yer açmış yaşlı kırsakallı büyük burunlu gözlüklü yılların yükünü taşımaktan yorgun düşmüş omuzları ve İstanbulun kim bilir hangi sokaklarını gezmiş eskimeye yüz tutmuş simit arabasıyla bi o kadar huzur verici dursada dikkatle incelendiğinde insanın içinde bir burukluk oluşuyordu.
Dolmuşun gelmesiyle dikkatimi toplayıp dolmuşa binip cam kenarında bir yere oturdum.Yanıma oturan teyzenin torunu olduğunu düşündüğüm ama kızı olduğunu öğrendiğim Asya bana neşe dolu gülücüklerini saçıyor bi yandan da bir şeyler anlatmaya çalışıyordu agulayarak .Sesindeki huzurun masumluğun bir gün yok olup gideceğini bilse hiç susmazdı belkide toz pembe hayatını bir gün kara bulutların gelip ifşa ediceğini bilmiyordu.Dolmuş şoförünün "Son durak" diyerek bağırmasıyla otobüsten indim.
İstanbul Marmara Üniversitesi tabelasıyla yüreğimi tekrar bir heycan kapladı ve kampüsün içine girdim.Üniversite binasına girdim herkes kendi havasında sağ sola doğru koşan öğrenciler konuşan kızlı erkekli gruplar ve kahkahaların yankılandığı koridorda yürüyerek memurun odasının geldim.Dışarda birikmiş olan kuyruğun en arkasına geçtim.Sıramı beklerken omzuma dokunan bir elle irkildim.Arkamı dönüp "Bir sorun mu vardı?" diye sordum.Kız oldukça olgun sesiyle "Ben memurun odasını arıyordum.Kayıtta eksik olan bir kaç evrakları vericektim ama bilmiyorum neresi acaba ? " diyerek gülümsedi.Ben de onun kadar olmasada sevecen gözükmeye çalışarak "Burası zaten memurun odası bizde sıra bekliyoruz" dedim.Kız tekrar gülümseyerek "Teşekkür ederim.Bu arada ben Elif " diyerek elini uzattı gülümseyerek elini sıktım "Ben de Dünya" dedim.Elif
"Tanıştığıma memnun oldum Dünya hangi bölümdesin?"
"Pdr peki ya sen?"
"Bende ahh ilk arkadaşımı buldum sanırım" diyerek güldü.Sıranın bana gelmesiyle memurun yanına Elifle girdik ve eksik evrakları verdik.Elifin teklifiyle kantine giderek kahve ve benim çok sevdiğim brownilerden alarak boş bir masaya oturduk.
Elif İzmirden üniversite için gelmiş.Burda bir yurtta kalıyormuş belki bir ev arkadaşı bulduğunda evede çıkmayı düşünüyormuş ama daha erken oldunu düşünüyor.Uzun boylu karamel uzun saçları ela gözleriyle uyum sağlayan al yanakları ve dudakları ona muhteşem bir güzellik veriyordu.Fiziğini tamamen ortaya çıkaran beyaz elbisesi onu oldukça güzel gösteriyordu.İstanbulda pek biyer bilmediğini ve geleli iki gün olduğunu ailesininde dün gittiklerini öğrendim.Konuşmayı anlatmayı ve gülmeyi seven bir kızdı bir o kadar da masum duran bir yanı vardı.
Oturduğumuz yerden kalkıp okulu keşfetmek için gezmeye başladık.Dışardan güzel ve büyük olduğu kadar içerde de güzelliğini koruyordu.Okulu gezerken yorulmuştum ve Elifinde onayını alarak okuldan ayrıldık.
Eve gelirken babannemin sevdiği lokumlardan ve taze türk kahvesi aldım.Akşam laflamak için oldukça iyi şeylerdi.Kapıdan girer girmez babannemin gene döktürdüğünü anlayabiliyordum.Sesizce mutfağa girip babannemin yanağında makas alarak "Gene döktürmüşsün Tontişim" diyerek sırıttım."Ee biricik torunumun üniversitede ilk günü bugün döktürmicem ne zaman döktürücem çok bilmiş" diyerek sarmalara uzattığım elime kaşıkla vurdu."Ellerini yıkandın mı bakim sen bak terlik geliyo kafana" diyerek eğildiği anda koşarak odama gittim.Atmış yaşına gelmiş çocuk ruhlu babannemin bu hallerini çok seviyordum.Üstümü değiştirip mutfağa gittim babannem masayı hazırlamış beni beklediğini fark ederek karşısına oturdum.Sesiz bir şekilde yemeğimizi yerken babannem tam birşey dicekken "Babanne kahverimi içerken konuşalım şuan leziz yemeklerini yemekle meşgulum" diyerek yemek yemeye devam ettik.Masayı toplayıp bulaşıkları makineye dizdim.Türk kahvesini yapıp fincanlara koydum su ve lokumlarıda tepsiye koyup tontişimin karşısına oturdum.Babannem
-Ellerine sağlık çok bilmiş anlat bakalım nasıl geçti ilk günün
Diyerek söze başladı ona Elifi okulun muhteşemliğini anlattım.Babannem Elifi nasıl anlattıysam onunla tanışmak istediğini belirtip kahvaltıya çağırmamı rica etti.Bende memnuniyetle kabul edip Elife mesaj attım o da mutlu olduğunu ve geleceğini söyledi.Evin adresini mesaj attım.Odama geçip yarın ne giyiceğime karar verirken telefonumun çalmasıyla yerimden kalkıp telefonu elime aldım arayan Buluttu.
-Efendim
-Dünya seninle yarın buluşa bilirmiyiz?
-Yarın işlerim var kusura bakma
-Lütfen yarım saat yeter
-Pekala akşam yedi gibi mesaj atarım iyi geceler
-Sanada
Diyerek telefonu kapattı.Bulut eski erkek arkadaşım yaklaşık iki hafta önce ayrıldık.Üç yıllık biir beraberliğimiz olmuştu fakat yaptığı yanlışlar sınırını aşınca ve kendime yeni bir hayat kurmak isteyince ayrılmıştık.Yaşananların hatrına teklifini kabul ettim sonuçta eski iki arkadaştık onunla bunları düşünerek uyuya kaldım.
Saçlarımı yıkayıp kuruttuktan sonra iki tane balık sırtı örmesi için babannemin yanına gittim.Saçlarımı ördürdükten sonra pantalon ve gömleğimi giymek için odama girdim.Rimel göz kalemi ve çileli parlatıcımla yüzüme canlılık verdim.Kapının ziliyle koşarak kapıyı açtım.Elif sıcacık ekmek ve babanneme laleler almıştı.Babannemle tanıştırıp kahvaltı masasına geçtik.Espiriler kahkahalar eşliğinde kahvaltımızı yapıp babannemin tontiş yanaklarını sulu sulu öptüm.Elif
-Tanıştığıma memnun oldum efendim herşey için teşekkürler enfes bir kahvaltıydı.diyerek gülümsedi
-Afiyet olsun kızım istediğin zaman gelebilirsin ama öncelikle bana efendim demeyi kesmelisin babanne demeni isterim.diyerek içten bir şekilde güldü.Elif
-Peki efen ay çok özür dilerim alışkanlık babannecim.Diyerek hep beraber gülmeye başladık
Babannem bizi kapıya kadar geçirdi.Elifle dolmuşa binip okula geldik.İlk ders için Ruh sağlığı sınıfını aramaya başladık ve büyük bir uğraştan sonra bulduk sınıfın içi oldukça kalabalıktı bir yer bulup oturduk.Hocanın gelmesiyle sınıfın sesi kesildi.Hoca kendini tanıtırken lafa atlayan bir çocuğa "Bu da sınıfımızın komedyeni Serkan" yarı alay yarı ciddiyetle söylediği çocuk ayağı kalkıp başıyla sınıfı selamladı.Oldukça komik biriydi hareketleri konuşması ve aksanı çok komikti.Hocanın dışarı çıkmasıyla Serkan yanımıza gelip bize elini uzattı."Ben Serkan bu da arkadaşım Taha" diyerek arkasındaki karizmatik çocuğu gösterdi."Ben Dünya bu da arkadaşım Elif" diyerek elini sıktım ve hep beraber güldük.Taha "Kızlar kantine gidiyoruz gelir misiniz?" Dedi Elif "Bizde kantine gidecektik" diyerek beni kolumdan tutarak kaldırdı.Ona bunun hesabını daha sonra soracaktım resmen benim adıma konuşmuştu.
Kantinden sıcak çikolatalarımızı alıp bahçede bir masaya oturduk ve sohbet etmeye başladık.
Serkan ve Taha ev arkadaşı sınıfta kalmışlar.Serkan komik ve bi o kadar sempatik bir çocuk.Taha onun zıttına daha olgun ağır başlı ve karizmatik biriydi.Güzel bir sohbetin ardından yanlarıdan ayrıldım.Buluta mesaj attım.
"Moda cafede buluşalım yarım saat sonra"
Dedim hemen ardından Bulut mesaj attı.
"Yarım saate ordayım"
Moda cafeye gidip oturdum.Beş dakika sonra Bulutun gelmesiyle ben soda o da çay istedi.
Benle konuşmak istemiş burdan gidiyormuş o kadar çok şey yaşamışız helallik almak istemiş miş.Babannemin kucağında bunları söylerken bir yandan ağlıyordum.Onu unutmamıştım ama en azından arada sırada görüyordum.Onu görmek beni rahatlatıyordu.Babannem beni teselli edip yatağıma yatırdı ve yorganı üzerime örterek saçlarımda dolaşam elleriyle uyuya kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK STAIN (Siyah Leke)
RomanceKaderimiz kimin elindeydi ? Bir yanlış bütün yanlışları beraberin de mi getirirdi ? Biz insanlar hayata göz yumanlardan mıydık ? Herşeyi olduğu gibi kabul edip hiç mi çaba göstermezdik siyah lekeleri temizlemeye cidden bu kadar acizmiydik ? Şimdi so...