two-prize and pride

209 22 77
                                    

Bölüm ismi ; Ödül ve gurur

🔞🚫SMUT VARDIR RAHATSIZ OLACAKLAR OKUMASIN 🔞🚫

İyi okumalar güzellerim.🥺❣

*

Jk'dan..

Konserin bitmesine rağmen hâlâ stadyumdaydık. Hava çoktan kararmış, ikimiz de yan yana oturmuş sahneyi izliyorduk. Delilikti. Birazdan gelecek olan güvenlikten azar işiteceğimize emindim.

"Beni ne kadar mutlu ettiğini farkında mısın?"

Hafif sesini duymam ile elimi elinin üzerine koyup gülümsedim.

"Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun bebeğim."

"Evet, meselâ seni."

Elini kendime çekip öpünce gözleri dolu dolu gülümsemişti. Jimin, onca şeyden sonra ayaktaydı. O benim tanıdığım em güçlü insandı. İçinde fırtınalar kopsa bile dışında güneşler açıyordu. Ona hayrandım.

Gökyüzünde duyulan patlama sesi ile ikimiz de başımızı yukarı kaldırdık. Havaifişekleri görmemiz ile Jimin'e biraz daha yaklaştım.

"Seni seviyorum."

Dudaklarına dudaklarımı bastırmadan önce renklenen gökyüzü ile söylemiştim bunu.

Öpücüğü uzatmadan geri çekildim. Jimin'in gözleri parlarken, birkaç yaş döküldü. Elimi uzatıp sildim ve söyleyeceği şeyi bekledim. Ağlamasına rağmen kendinden emin sesiyle konuştu.

"Tüm şehir şahidim; sana çok aşığım."

Dudağımı ısırıp en minnettar gülümsememi takındım. Eğlenmeye gelmiştik fakat gözyaşlarımız eksik olmuyordu. Bu birbirimize gün geçtikçe daha yakın olduğumuzun kanıtıydı. Jimin'in her zerresine aşıktım, onsuz nefes almak çok zordu. Onsuz bir şey yapmak veya güzel sesini duyamamak, cehennem gibiydi sanki. Ben, hiçbir şeyi umursamayan Jungkook; bir adam uğruna her şeyi yapabilecek vaziyetteydim. Bir insan, başka birinin hayatını değiştirebilirdi. Beraberinde mükemmel güzellikler getirip sizi daha iyi biri yapabilirdi. O güzellikleri peşinde sürükleyen güzellik ise Jimin'di.

"Bugün çok sulugöz olduk sanki?"

Neşe dolu sesini duymam ile kahkaha attım. Haklıydı.

"Evet, biraz. Ama pişman değilim."

Boynumu köpek misali büktüğümde elini uzatıp gıdığımı sıktı. Bunu yaparken burnunu kırıştırmış,  tam bir kedi gibi gözükmüştü. Dokunuşu ile kıkırdadım.

"Bunca yaptıklarından sonra sana bir ödül vermemek haksızlık olur."

Ciddileşen sesi beni korkutsa da belli etmemeye çalıştım. Ödülü deli gibi merak etmiştim.

"Öyle mi? Neymiş ödülüm?"

"Gel benimle."

Ayaklanıp elini uzattığında beklemeden elimi kavradım ve beni kaldırmasına izin verdim.

Otele kadar hiçbir  şey söylememiş,  ifadesinden korktuğum için de soramamıştım. Bu tavrından dolayı meraktan çatlayacaktım.

Odaya geldiğimizde elimi bırakıp banyoya ilerlemişti.

"Ödülüm ne?"

Başını çevirdi ve tehlikeli sayılacak şekilde gülümsedi. Yutkunmama engel olamazken o çoktan banyoya girmişti.

Düşünmemeye çalışırken yatak başlığına yaslandım. Tüm gün yorulmuştuk ama bu tatlı bir yorgunluktu ve aksine canımı acıtmıyordu.

Şeker Prens ve Tuz Kral 2 • Jikook TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin