Babamın bize anlattığına göre her şey '94 yılının durgun, Ocak ayının ayaz bir gecesine tank ve asker sesleriyle uykusundan uyanan masum insanları bekleyen savaş ile başladı. Herkes gibi Djukic ailesi de bu kara güne korkarak uyandı. Darko evde yanan lambayı kapattı ve tül perdeye doğru parmak uçlarında yürüdü. Uzun sarı saçlarını sağ eliyle arkaya iteledi ve işaret parmağıyla perdeyi araladı ve birine yakalanmamak için beş saniye içinde elini geriye çekerek perdeyi kapattı. Tam o sırada güçlü bir yumruk kapıyla birleşti ve ortaya kulakları çınlatan korkunç bir ses çıktı. Darko kapıya yöneldi ve açmasıyla içeriye Sırbistan Silahlı Kuvvetlerinden birkaç düşük rütbeli askerin girmesi bir oldu.
Askerler bir süre etrafı incelediler. O sırada evde annesi ve kız kardeşiyle yalnız başına olan Darko, bir köşeye çekilerek olan biteni izledi. Askerlerden kısa olanı yatak odasından çıktı ve Darko'nun sağ kolundan tutarak kendine çekti. 17 yaşında, yaşıtlarına göre oldukça cılız olan Darko birden bire bu hareketle telaşa kapıldı. Diğer odalardan kapıları zorlayarak çıkan askerler arasında bir şeyler gevelediler ve ufak olanı Darko'yu bıraktı. Ardından Darko'nun annesine dönerek; ''Yarın için oğlunu hazırla, bizimle beraber Bosna'ya, cepheye asker olarak gelecek'' dedi.
Darko'nun annesi her ne kadar askerler gidene kadar yalvarsa da hiçbir şey değişmedi. Darko'yu alacağına söz veren asker sabahın ilk ışıklarında Djukic ailesinin evine geldi ve oğlanı teslim aldı.
Öğleye doğru şehrin dışında kurulan askeri kampa ulaşan bölük Semendre kentinden gönüllü asker adı altında bir çok genç hayatın tutsaklaştırılmasıyla toplanan köle sürüsünden oluşuyordu. Ailelerinden koptukları için korkan ve etrafı tanımaya çalışan genç bireyler için daha hiçbir şey başlamamıştı bile.
Kampa geldiklerinde yapılan askeri dağılımda 7. bölüğe düşen Darko, savaşmak üzere yarın sabah Srebrenitsa'nın doğusuna gitmeden önce son bir kez sabaha kadar yatmayıp güneşin batışını kendi topraklarında izledi. Ufukta doğan güneşin kızıla boyanmış rengi ona her sabah savaşta öldürdüğü adamları hatırlatacaktı. Hatırlattı da...
7. bölüğün olduğu yere yaklaşan askeri araçları gören Darko telaşla kampa doğru koştu ve annesinin hazırladığı yolluğu da yanına alarak amatör askerlerin yanında sıraya girdi. Semendre'den getirilen askerler henüz sıraya girmekte bile zorluk çekiyorlardı. Bu askerlerle koca bir şehri, Bosna'nın en büyük kalesini ele geçirme hayali Darko için bir an imkansızdan da öte gibiydi.
Bütün gece oturduğu yerde savaştan başka bir şey düşünmedi. Bu yaşına kadar eline silah almayan o annesinin değerli çocuğu Darko savaşmaya gidiyordu. Peki ya bu nasıl olabilirdi? Eline gerçek silah değmemişken bile nasıl olur da savaşta tanımadığı insanları öldürebilirdi? Askeri taşıma araçlarından birine binerken hala bunu düşünerek ümitsizlik içinde bir ışık arıyor gibiydi.
Sırbistan Silahlı Kuvvetlerinin Srebrenitsa'ya doğru yaklaştığını haber alan Bosna hükümeti şehrin tahliyesini hızlandırdı. Şehir doğu ve kuzey olarak iki cepheye ayrılırken hiç kimse güneyden gelebilecek bir tehlikeyi düşünmemişti. Çocuk ve yaşlılar şehirden tahliye edilirken şehrin savunması için Bosna-Hersek Ordusu sadece iki bin askeri kuvvet göndermişti. Diğer cephelerden de ağır yenilgiler alan Bosna hükümeti şehri çoktan gözden çıkarmıştı. Artık burayı, doğdukları, büyüdükleri, eğlendikleri, üzüldükleri, her şeyi öğrendikleri toprakları kendi çocukları koruyacaktı.
Şehir içinde ki hazırlıklar sürerken Doğu sınırına yaklaşan 6. 7. ve 8. bölüklerin başında ki komutan Ratko Mladiç askerlerinden uzun bir uyku çekmelerini istedi. Bir önce ki geceyi arabada sallanarak geçiren Darko kurulan çadırlardan birinde boş yatak aradı, aradı ve aradı. Sonunda hiçbir yer bulamayan o genç çocuk, kampın arka tarafında bir çınar ağacına yaslanarak ailesini ve çocukken babasını göreceği bir rüyayı görmek için gözlerini yumdu...
Sabahın erken saatlerinde silah seslerine irkilerek uyanan Darko ona çevrilmiş bir M4A1 ile burun buruna geldi. Silahı tutan Boşnak yaşlı bir adamın gözlerine bakmaya cesaret edemeyen Darko gözlerini bir an bile yerden kaldırmadı. O sırada büyük bir gürültüyle bir Beretta F92 mermisi ateşlendi ve Darko içinde derin bir huzur hissetti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARAJEVO KLAN
ActionHer şey 4 Ocak 1994 tarihinde Semendire kentinde başladı... Sırbistan silahlı kuvvetlerinde görev yapan bir askerin Yugoslavya dağılışında savaştan kaçarak bambaşka bir hayata başlaması. Hiç bilmediği bir yerde, tanımadığı kişilerin içinde, beş kur...