Bölüm 9.

111 12 28
                                    

Geri döndüm aq Helöğğ

Kayla                Sabah saat 5:54

Bu gün kampın son günüydü , öğlen gibi dönecektik ve ben bu gece yarısı gönülü göreve gidecektim , yapayalnız ; ama yapmak zorunda olduğumuda biliyorum belki bencilce davrandığımı düşünecekler ama biz böyle sadece acı çekiyoruz .

Kıvrılıp uyuduğumuz çadırın içi sabahın ilk ışıklarıyla aydınlanıyordu yavaş yavaş , bütün gece uyuyamamıştım , düşünmekten, her şeyi tekrar tekrar tartıyordum kafamda ve her seferinde tekrar gitmenin hepimiz için en iyisi olduğunu anlıyordum .

yanımda uyuyan bedene baktım ; her geçen dakika hava daha aydınlık olmaya başlamıştı ve onun yüz hatları daha belirgin oluyordu .
Sadece ona bakıyordum sanki yüzünü ezberlemeye çalışıyormuşum gibi , uzun süre onu göremeyeceğimi biliyordum çünkü ...
Havanın nemi kıvırcıklarını dahada ortaya çıkarmıştı ve saçları anlının üstüne yerleşmişti ve yanımda o kadar masum uyuyordu ki her şeyi bütün düşündüklerimi unutturuyordu bana .

onu çok özleyecektim çok , o da beni özleyecekti biliyorum , çok üzülecek onu da biliyorum ama yapmazsam sadece yıpranacağız;
Gideceğimi söylersemde beni gitmemeye ikna edip tekrar aynı olmaya başlayacaktık .

Onun yavaşça hareket etmesi beni düşüncelerimden çekip aldı , uykulu sesiyle konuşmaya başladı
"Uyandın mi sen ?"
"Evet"
"Hadi daha çok erken" dedi ve başını göğsüme koyup ellerini bana sardı , gülümsedim ve ellerimi sıkıca ona sardım .

Nefes alışları düzenli olunca tekrar uyuduğunu anladım , yüzümü saçlarına yakınlaştırdım , doya doya kokladım ve uyumaya çalıştım ; son bir kez ...

-5saat sonra-"Furkan lan oğlum 2 metrelik devesin ayağın çadırın üstünde , nasıl toplayacağız bunu ?""Çok bilmiş 2 metrelik , beyin yoksunu deve çadırın yere sabitlendiği yeri bulmaya çalışıyorum !" "Aman iyi be"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-5saat sonra-
"Furkan lan oğlum 2 metrelik devesin ayağın çadırın üstünde , nasıl toplayacağız bunu ?"
"Çok bilmiş 2 metrelik , beyin yoksunu deve çadırın yere sabitlendiği yeri bulmaya çalışıyorum !"
"Aman iyi be"

Cedi ve Furkan 1 saattir bir çadır toplamaya çalışıyorlardı ben ve çilemde işlerimizi bitirmiş onların atışmalarını izliyorduk , çilem kahkaha atıyordu , bense her şeyi kaydedercesine bakıyordum onlara .

-gece 10:40 -

Çilem ve Furkan kamptan sonra bize gelmişlerdi , daha doğrusu ben çağırmıştım daha çok vakit geçirmek istercesine .
Hep beraber dışardan yemek sipariş etmiştik daha doğrusu Furkan sipariş etmişti ve bize ne olduğunu söylememişti , bizi odaya sıkıştırmıştı masayı hazırlayacaktı . 
" Furkan hamburgerse seni döverim" dedi çilem "yok yok , yeni bir yer keşfettim ve hayatımda en iyi yaptığım iş olabilir" ve bize gelmemizi söyledi .

"Oha lan !" Dedi cedi
"Tantunici mi buldun !!" Diye sordum ona
"nerden ?"
"Geçmişe hatırlatma yapalım dedik"  Furkan Sınavda 100 almiş ve annesine gururla gösteren bir çocuk gibiydi .
Lisedeyken bir ayağımız hep tantunicideydi.

- saat12:23-

Çilem ve Furkan gitmişlerdi
"Midem çok kötü çok yedim doktor"
"Ay bende o son lokmayı yemeyecektik"
Etrafı toparlıyorduk , evin köşesinde hazırladığım çantama baktım ve derin bir iç çektim , cedi bana doğru geldi bende onun çantayı görmemesi için yavaşça ona doğru gittim , kafamı kaldırıp dudağımdan öptü
"Şimdi kötü mideler uyutmaz insani" dedi sırıtarak ve tekrar öptü beni , gülümsedim
"Ee bencede uyutmaz şimdi"
Ve bu söyleyemediğim hoşçakal olmuştu ...

-sabah 2:45-
Yatağın öbür ucuna baktıyordum sonra saate baktım , vakit gelmişti artık , gidiyorum. Yataktan kalkıp önceden yazdığım notu elime alıp tekrar okudum

"hoşça kal;
biliyorum, hiçbir mektup böyle başlamaz. başlamamalı da.
Benim yapmam gereken bir şey var , belki acımasızca evet ama yapmak zorundayım çünkü artık iyileştiremiyoruz birbirimizi , benim gücüm kalmadı .
bundan sonra yapılacak tek bir şey var , bir süre acı çekmek, enkazı temizleyip tekrar ayaga kalkmak... ve ayaga kalkmak için , gidip iyileşmem lazım, her şeyden uzakta .
okusanda hiç anlamayacağın bir dilde yazıyorum bunları,belkide sırf içimin acısını dindirmek, geriye dönüp baktığımda benim için ne anlam ifade ettiğini hep hatırlamak için yazıyorum .
Cedi sen her zaman yanımda oldun, her anımda.. ağladığımda elimi tutan, göz yaşımı silen, umutlarıma eşlik eden, salak korkularıma gülümseyen, kapını saat kaç olursa olsun çaldığımda dolu dolu bakan, her sabah derse götürmek için kapımı yumruklayarak uyandırıp ardından yumuşacık bir 'günaydın' diyen, beni her zaman güldüren, huzuruma ortak olan oldun , ama ben her zaman seni yıpratan taraf olmaktan bıktım .
ben dün gece en iyi arkadaşımı bir daha ne zaman göreceğimi bilmeden yazdım bunları ... ben dün gece, beni her halimle kabul eden, herkesten iyi anlayan adamı geride bırakmak için bir mektup yazdım !
İnan ki ikimiz için yapıyorum bunu , benim yokluğumda iyileşmeye bak , nolur çünkü ben iyileşmek için çabalayacağım bunu bil .
Belki sinirleneceksin , nefret edeceksin benden ama başka yol kalmadı , olmadı , inan bana .
Okuduğumuz kitabı hatırlıyor musun ?
'kalan yalnız kalırsa, giden insafsız demektir'
Sen yalnız kalmayacaksın seni seven değer veren insalara emanet ettiğimi bilerek gidiyorum...
Belki döndüğümde benden nefret edeceksin , belki başka biri var olacak hayatında , döndüğümde ne olacağını bilmeden gidiyorum , korkuyorum ! Çok korkuyorum ama bu riski almam lazım .
Seni seviyorum .
Özür dilerim .
Kayla ."

Gözlerim dolmuştu , yataktan kalktım ve cediye doğru gittim , eğildim ve masanın üstüne yazdığım şeyi bıraktım , ona baktım sonra , uzunca baktım .
Saçlarına ve yüzüne dokundum ,uyanmasın diye narince anlından ve dudağından öptüm onu ve yerden kalktım kapıyı açtım
Boğuk ve uykulu bir ses geldi arkamdan , olduğum yere çivilendim
"Nereye gidiyorsun ?"diye sordu bana
"Tantuni ağır geldi biraz mideme ilaç alacağım aşağıdan" diye cevap verdim
"Tamam"
"Seni seviyorum" dedim son kez
"Bende seni çabuk gel uykun kaçar" dediğinde ağlamamak için kendimi tuttum .
"Tamam"
Arkasını döndü ve tekrardan uyumaya başladı , son bir kez baktım ona ve odadan çıktım .

Aşağıya inmeden Cenk'in odasının önünde durdum , girmek istedim , giremedim .
"Döndüğümde ve iyileştiğimde gireceğim buraya annecim" dedim ve burukça gülümsedim .
Aşağıya indim ve üstümü değiştim , çantamı alıp içini kontrol ettim ve gitmeye hazırdım , kapıyı çabukça açtım ve beklendim çünkü beklersem gitmek daha zor olacaktı .

Çilem ve Furkan'ın kapısına geldim onlara yazdığım notu kapıya sıkıştırdım .
Derin bir nefes aldım ve gittim .

Taksi çağırmıştım havalimanına , ağlıyordum sessizce , orta yaşlarda bir kadın sürüyordu arabayı ve bana dönüp baktı
"Niye ağlıyorsun" Diye sordu bana ,
"Giden mi kalan mi daha fazla acı çeker?"diye sorabildim sadece .
"Herkes kalan der , ama giden bence . Kendimden bilirim . Her şeye, bağlı olduğun her şeyden kopan giden yalnızdır"
Ağlarken gülümsedim " O zaman benden az üzülecek değil mi ?"
"Evet bence senden daha az üzülecek"

-3saat sonra-
Uçak kalkıyordu Kafamı cama yasladım ve NewYorku izlemeye başladım , gözden kaybolana kadar izledim ...
bitti! Gitmiştim gerçektende gitmiştim...

———
Geri dödüm
Çok özür dilerim bu kadar ara verdiğim için , ilk önce üniversiteye giriş Sınav stresi sonra üniversiteye kayıt işlemleri ve dersler derken çok uğrayamadım :)

Bir vote'unuzu alırım :)

XSh:)

Hayaller sokağı | Cedi OsmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin