Tanıtım

214 12 0
                                    

Öncelikle herkese merhaba. Bu benim internet üzerinden paylaştığım ilk hikaye denemem. Daha önceden yazıyordum ama yazdıklarım bana kalıyordu. Yani yorum yapan eleştiren birileri olmuyordu. Şimdi de birileri okusun ve yazdıklarımı en iyi şekilde yorumlasın diye sizlerle paylaşıyorum. Umarım okur ve beğenirsiniz. :)))):))))

Mevsimlerden sonbahar aylardan ise kasımdı. Yine pencere kenarındaki yatağımda oturmuş dışarıyı izliyordum. Aklımda yine bir sürü düşünce vardı. Hiç aklımdan çıkmayan sürekli aklımda yer edinmiş bir sürü düşünceydi bunlar.

Bir ses duydum. Sessizliğe alışkın olduğum için biraz irkildim. Bu bir kapı tıklatma sesi olmalıydı. Hemen kafamı kapının bulunduğu yere doğru çevirdim. Ve kapının kolunun yavaşca oynadığını gördüm. Kapının ardından da ufak tefek boyuyla Miray karşımda duruyordu. Elinde siyah plastikten bir tepsi. Yüzünde o her zamanki harika gülümsemesiyle karşıma dikildi. Tepsinin üstünde bir bardak su ve suyun yanında bir ilaç kutusu vardı. Her zaman ki gibi Miray, ilaçlarımı getirmek için gelmişti.

'Merhaba tatlım' diyerek sessiz ortamı bozdu.

Ben ise sadece kafamı sallamak ve birazcık tebessüm etmekle meşguldüm.

'Hadi ama hayatım biraz neşelen. Böyle seni soğuk görmeye dayanamıyorum.' Diyerek kırgınlığını dile getirdi Miray.

'Ben hep böyleydim ki Miray. Neşeli Asel diye bir şey duydun veya gördün mü sen hiç?'

'Görmedim ama duydum küçük hanım. Ve göreceğime de inanıyorum.'

'hıhı çok beklersin sen daha' hafif bir alay ile düşüncemi dile getirdim.

' neyse hadi iç şunları da bugünkü yükünden de kurtul'

'Cidden Miray bunları içmek zorunda mıyım? Ben kendimi kötü hissediyorum. Ama bu halimden oldukça memnunum. Her sabah akşam o plastik kokusunu ve ilacın acı tadı çekmek zorunda mıyım?'biraz dudaklarımı sarkıtmayı ihmal etmedim.

'Sadece bir süreliğine kullanacaksın bu ilaçları. Onlarda senin tarafından içilmeye pek de meraklı değiller zaten. Ama ne yapıyoruz içiyoruz ilaçlarımızı hadi itiraz yok.' Son noktayı koymuştu Miray.

Artık zorlada olsa içilecekti o ilaçlar. Peki içeceğim ilaçlar ne ilacı diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Ben antidepresan kullanıyorum. Yaklaşık 2 ay öncesinde psikiyatristim bana saçma sapan bir adda teşhis koydu. Neymiş efendim anksiyeteymiş, yok kaygı bozukluğu da yok depresyonda. Saçma sapan adlar söyleyip zırvalamıştı işte. Tıp dilini anlamak çok zor.

Neyse bende ilk söylediğinde anlamamıştım. Biraz araştırıp bilgi topladıktan sonra gerçekten o kelimelerin tam anlamıyla bende boy gösterdiğini söyleyebilirim.

Anksiyete denilen şey Türkçe olarak kaygı bozukluğu anlamına geliyor ve sürekli kaygı durumunuzda olmanızı açıklıyor. Evet bende sürekli kaygı içerisindeydim. Her şeyden... Hiç olmayacak şeylerden kaygı duymaya başlamıştım. Ve hala da devam ediyorum.

Fakat bu anksiyete denilen şey kendi içinde bölümlere ayrılıyor. Bende ise bu bölümlerinden sadece birkaçı gözlemleniyor. Sadece obsesif kompulsif ve sosyal fobiye sahibim. Obsesif kompulsifi duymuşsunuzdur belki. Yani bir nevi takıntı durumu. Ama normal takıntıdan çok daha üst seviyede. Hiç olmayacak şeyleri takıyorsunuz kafanıza. Mesela benden bir örnek; asla başka birini konuştuğu telefonla konuşmam. Ben salak mıyım onun konuştuğu telefonu kullanıcam. ya ondan bana mikrop bulaşırsa. Ben canımı dışarıda mı buldum?.

***********************************************************************

Miray yavaşca yatağımın üstüne eğildi ve ilacı filminden çıkardı. Benim avcuma bıraktıktan sonra bardağa uzanıp diğer elimle tutmamı sağladı. İlacı yavaşca dilimin üstüne bıraktıktan sonra hızlıca suyu kafama dikip ilacı yuttum. Evet bugunku ilaç faslı bitmiş oluyordu.

SOL ANAHTARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin