2-O adam

291 36 43
                                    

"Buyrun americanonuz."

Adam bana yaklaştı kahvesini alırken.

"Şeftali aromalı latte kokuyorsun."

"E-efendim..."

O sırada Luhan geldi. "Hey, Baekhyun şey... oh, özür dilerim."

"Ah! Önemli değil, Luhan ne diyeceksen söyle."

*

Yorgun olduğumdan dolayı eve gelir gelmez akşam yemeği bile yemeden yatmıştım, Luhan ısrar etse de bir şeyler yemek istemiyordum. "Lu.. sen ye benim halim yok, üstüme ölü toprağı atılmış gibi hissediyorum, bu güzel popüler dükkan ama çok yorucu..." dedim. O sırada telefon çaldı, arayan Jongdaeydi.

ChenChen>~< arıyor...

"Efendim, Chen?"

"Uyuyor muydun?"

"Hayır ama çok uykum var, erkenden yatacağım ve düzgünce kalkacağım."

"İnanmadım nedense."

"Cidden Lulu~"

"Bir şey söyleyecektim ama boş ver, yarın sabah okulda söylerim."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Yatağa uzanıp gözlerimi kapattığımda aklıma o adam gelmişti yine ve söylediği şey...

"Şeftali aromalı latte kokuyorsun."

Bu ne demekti şimdi? Gerçekten çok düşünüyor olabilirim ama ilk defa başıma böyle bir şey geliyor.

Daha fazla düşünmemeye çalışarak soğuk çarşafa sardım kendimi.

Düşünme Baekhyun, sadece normal bir müşteriydi. Sana böyle demişse ne olmuş? Sana herkes asılmaya kalkıyordu. Ama hep Sehun olduğu için yapmıyorlardı. Düşünme ve zıbar yat.

"Hey, küçük köpek..."

Arkamı dönüp Luhana baktım.

"Ne var, seni geyik?"

"Aklına bir şey takıldı biliyorum ama düşünme ve uyu gitsin, yarın akşama kadar işimiz olabilir sonra incinirsin güç toplayalım ona göre bol bol enerjini yükle aman. Kısaca uyu."

"Annem gibisin."

"Öyle mi benim küçük bebeğim? Oğluşum annesinin kuzusu hadi uyusun da büyüsün."

"Sus seni arsız geyik, Sehunu gözlerinle yedin!"

"Hmm, sen aşık olunca anlarsın anca seni köpek yavrusu."

"Bu köpek yavrusu uyumak istiyor şimdi, lütfen ışığı kapa ve odana çekil."

"Tamam hadi uyusun da bü-- uzasın ninni."

Yanımdaki fazladan yastığı kafasına geçirdim, gülerek ışığı kapattı daha sonra da kapıyı.

Kendimi uykunun kollarına bıraktım.

*

Ertesi gün yine aynı şey olmuştu, Sehunla buluşmuş ve okula gitmiştik, sıraya geçip oturduğumuz zaman Jongdae geldi. "Çocuklar yeni--"

"Kyaa~ yeni öğretmen geliyor!" Diye bağırdı Minjae. Bütün kızlar çığlık atmaya başladı, kafam deftere döndüğünde çığlıklar daha da arttı.

"Merhaba arkadaşlar günaydın."

Kafamı kaldırıp yeni öğretmene baktım, bu... o adamdı...

"İsmim Park Chanyeol, yeni müzik öğretmeninizim, sorularınız varsa sorun tanışalım siz beni tanıyın ben sizi."

"Efendim kaç yaşındasınız?" Cidden mi?

"Yirmi üç."

"Evli misiniz?" Ciddenmiş...

"Hayır, tamam liste sırasına göre sizi tanıyalım...Oh Sehun?" Sehun elini kaldırıp ayağa kalktı. "Kaç kardeşsiniz Sehun?" Diye sordu. "Bir abim var, efendim" dedi Sehun. "Hobilerin nedir?" Diye sordu. "Dans etmek, şarkı söylemek, rap yapmak..."

Strese girmiştim, beni tanıdığına emindim.

Bir süre dinleyemedim, kolumun dürtülmesi ile Jongdaeye döndüm. "Baekhyun? Burada mısın?" Diye sordu yeni hoca.

"Evet efendim."

"Hadi sınıf başkanı! Sen en iyisisin! Evet, en başarılı öğrenci sensin! Yaparsın!"

"Müziği seviyor musun gerçekten, Baekhyun?" Diye sordu, tabii ki! "Evet, tabii ki efendim" dedim. "Çalabildiğin bir şey var mı?" Diye sordu. "Şey... piyano çalabiliyorum.."

"Sesin çok güzel, sınıf başkanı!"

"Katılıyorum, çok meleksi!"

Sınıftakilere göz devirdim.

"Sesini duymak isterim, Baekhyun."

"Efendim... şey... tuvalete gidebilir miyim?" Diye sordum. "Tabii, ama gecikme ilk derse başlayacağız" dedi. Başımla onay verdim ve sınıftan çıkıp tuvalete koşmaya başladım.

Kendine gel Baekhyun, kendine gel!

New Teacher // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin