"Kitabı sevdin mi, menekşe?"Gözleriyle takip ettiği satırlardan gözlerini ayırdı, Violet.
Yanında heyecanla ona bakan irislere odakladı gözlerini. Öylesine çekiniyordu ki bu hareketi yaparken. Saniyelik baktıktan sonra tekrardan kitabın satırlarına çevirdi bakışlarını.
"Evet."
Sesi fazlasıyla kısık çıkmıştı. Öyle kısıktı ki Stephanie duyduğuna emin olamadı.
"Beğenmene sevindim. Benim çok sevdiğim bir kitap."
Stephanie, Violet'ın oturduğu bankta kalan boşluğa oturdu.
Violet, Tanrı'ya yanındaki bedenin gitmesi için dua ediyordu içinden.
Utancı beynini meşgul ediyordu, okuduğu satırlara odaklanamıyordu.Yanındaki beden elini kitabın üstüne salladı.
"Hey, konuşmayacak mısın?"
Violet titrek omuzlarını silkti.
Yanındaki beden banka yasladı bedenini.
"Anladım. O zaman kendi kendime konuşurum bende."
Violet'a baktı. Tepkisini izlemek için.
"Sanırsam bu yıl sınıfta kalacağım."
Violet hâlâ başını kaldırmamıştı.
"Derslerim berbat ilerliyor."
Aklına gelen fikirle hâlâ irisleri satırlarda gezinen bedene döndü.
"Senin derslerin duyduğuma göre çok iyi. Okul sıralamasında çok üstlerdesin. Bana ders anlatır mısın?"
Violet, Stephanie'nin birkaç gündür yanında olmasının sebebini bu çıkarcı sonuca bağladı. Onun arkadaşı olmak için değil, ders notlarını yükseltmek için yanındaydı.
Elindeki kitabı banka bıraktı. Tırnaklarını avuç içine bastırıyordu.
"Hayır."
Sinirle kalktı banktan. Hızla okula doğru ilerledi.
Stephanie şaşkınca arkasından bakıyordu. Anlamamıştı ne olduğunu.