chapter '04'

7 3 19
                                    

Penny terleyen avuçlarını eteğinin yanlarına bastırdı. Odaya nasıl girecekti? Kapıyı tıklatması acayip saçma olurdu, Leonardo işitme engelli birisiydi...

Kapının önünde durdu ve birkaç kez ayak ucuna çıkıp sonra tekrar düzgünce bastı, dehşet şekilde gerilmişti. Leonardo'yu sırf engeli olduğu için kötü hissettirmek istemiyordu.

George, Penelope'nin yanına gelerek kapıyı yavaşça araladı ve içeri girdi. Ardından Penny'e el işareti yaptığında onu da odaya davet etmişti.

Penny odanın içine girdiğinde buranın fazlasıyla değiştiğini gördü. Birkaç defalığına Yaşlı George'un temizlik yapmasına yardım ettikleri için bu odayı da görmüştü ancak şimdi yeni kitaplar, mobilyalar ve hatta kenara yerleştirilmiş çalgılar bile vardı.

Penny odayı hızla inceledikten sonra Leonardo'yu baktı, Leonardo da Penny'e bakıyordu.
George, Penny'nin eline bir defter ve bir kalem uzattı, daha sonra odadan çıktı ve kapısını kapattı.
Penny bir süre için Leonardo'yu inceledi,

Üzerinde kolları kıvrılmış beyaz bir gömleği ve siyah pantolonu vardı. Saçları tıpkı pencereden de gördüğü gibi darmadağındı ancak çok dokunulası görünüyorlardı. Hafif çekik gözleri ve uzun kirpikleri vardı, dudaklarını ağzının içine yuvarlamıştı ve sürekli ısırıyordu.

Leonardo oturduğu yatağın kenarlarını sıkı sıkı kavramıştı, Penny onun gerçekten kendisinden korktuğunu hissetti.
Daha önce hiç bu kadar tuhaf bir tanışma yaşamamıştı. Kendisinden gözlerini kaçıran Leonardo'ya yavaşça gülümsedi. Leonardo'ya yanına yakın olacak şekilde yere çöktü ve küçük defteri onun dizine yaslayarak kağıda birkaç cümle yazdı.

Leonardo, Penny'nin kendisine aniden yaklaşmasını garipsemiş olsa gerekti çünkü nefes alışları bir an için kesilmiş ve ardından da hızlanmıştı, yatağı kavrayan elleri git gide daha da geriliyordu.
Penny defteri Leonardo'ya uzattı,

Merhaba Leonardo, ben Penny. Engelinden haberdarım bu yüzden benimle rahat iletişim kurabileceğini bilmeni isterim.

Leonardo yutkundu ve defterde yazılanları okuduktan sonra dizinin dibinde oturan ve kocaman sevimli gözleriyle kendisine bakan Penny'e döndü. Dikleşmiş sırtını rahat bıraktı ve yavaşça nefes vererek güldü,

"Tanıştığımıza sevindim, Penny."

Penny olduğu yerde sıçradı ve kocaman gözlerini mümkünmüş gibi daha çok açtı,

"Ne?! Konuşabiliyor musun?"

Leonardo başını salladı ve elindeki defteri Penny'e uzattı.
Penny hâlâ şaşkın görünüyordu.

"Engelim doğuştan gelmiyor, konuşmayı ve seslerin neye benzediğini hatırlayabildiğim kadarıyla biliyorum."

Penny defteri tutan ellerini dizlerine indirdi ve Leonardo'ya bakan gözlerini odanın içine yerleştirilen müzik aletlerine çevirdi.

"Anladım."

Müzik aletlerini ve kulakları duymayan birisini aynı alanda görmek sanki arkasında biraz fazla dramatik bir hikaye barındırıyor gibiydi.

Leonardo yatakta aşağıya kayarak Penny'nin yanına doğru oturdu ve dizlerini bağdaş yapıp Penny'nin yüzüne doğru eğildi. Penny kendisine bakan Leonardo'ya doğru dönüp bakmaya devam etti.
Leonardo gülümsedi ve başını geriye, yatağa, yasladı,

"Bana bakarak konuşmazsan dudaklarını okuyamam ki."

Penny gergince güldü, biraz dikkatsiz davranıyordu ve bu onu utandırmaya yetmişti.

Leonardo iç çekti ve başını sağ tarafındaki pencereye doğru çevirdi. Yerde duran çiçeği alarak titreyen ince parmakları arasında birkaç kez yuvarladı. Tekrar Penny'e döndüğünde ise gülümsediğini gördü.

Uzun süredir yabancı insanlarla iletişim kurmamış olmasına ve deli gibi korkmasına rağmen Penny kendisini iyi hissettirmişti bir an için. Pencereden çiçeği düşürdüğü zaman nasıl güldüğünü hatırladı, gülüşünün sesini merak etmişti. Eğer duyabilseydi, hoşuna gider miydi diye düşünüyordu.

Leonardo, elindeki çiçeği Penny'ye uzattı.

Penny çiçeği alarak Leonardo'nun gömleğinin cebine sıkıştırdı.

Leonardo bu harekete karşı kaşlarını kaldırdı ve tebessümünü gizlemeye çalıştı, Penny'nin gülüşünü duysa emindi ki severdi.

☆*:・゚☆゚.*・。゚

sort of a kind heartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin