Gözlerimi zorlukla aralayıp alarmı mı kapattım sabah uyanmaya yavaş yavaş alışıyordum ama hala bir Çin işkencesinden farksızdı benim için dolaptan aşırı yüksel bel pantolonumu çıkartıp giyindim aynı kumaştan yapılan siyah kemeri de çıktıp yatağın üstüne koydum hafif göğüs dekolteli mor büstüyerimi üzüleme geçirip kemerimi taktım saçlarımı dogal bırakıp hafif bir makyaj yaptım aynada kendimi beğendiğimde siyak çantamı ve siyah stletollarimı giyindim girişteki araba anahtarını çantama attıp evden çıktım karşımda sigara içen besteyi görünce gülümsedim beni görünce sigarasını söndürdü
B-Günaydın
M- günaydın
B- Güzel tesadüf seni gördüğüme sevindim
M- bende seni gördüğüme sevindim yavaş yavaş sabah kalkmaya daha çok alışıyorum
B- Bana hala bir işkence....e tabi uyandıracak kimse olmayınca
M- istersen sana bir kahvaltı ısmarlayım bizim restoranta
B- Yok ya şimdi senin işin başından aşkındır
M- saçmalama beste olumsuz cevap kabul etmiyorum kesinlikle geleceksin
B- Tamam ama çok kalamam
dediğinde başımı sallayıp onayladım
B- Ozaman arka arkaya gidelim
M- tamam o zaman orda görüşürüz
B- Görüşürüz
dedi ve arabalarımıza binmek için ayrıldık restoranta geldiğimde arabamı her zamanki yerine park ettim bestede hemen yanima park etti aynı anda arabadan indik ve birlikte restoranta giriş yaptık en güzel masaya doğru yürüyüp oturdum oda benimle uyumlu bir şekilde harekete ediyordu garson yanımıza gelince
"Ahmet güzel bir kahvaltı edelim özenin masaya"
"Peki melisa hanım "
" Teşekkür ederim" bana gülümseyip uzaklaştı besteye döndüğümde beni gülümseyerek izliyordu utançla başımı öne eğdim ve gülümsedim
B- Benden utanman hoşuma gidiyor
M- Hey ben senden utanmıyorum...belki biraz
B-Hahaha tamam seni daha çok uyandırmak istemiyorum... çalışanlar seni çok seviyor
M-Evet bende onları çok seviyorum...aslında bakarsan onlar benim ailem derya ailemin tüm fertleri gibi ama diğer çalışanlar sanki küçük kardeşim gibi
B- Onlarında seni öyle gördüklerine eminim
gülümseyip kafamı saladım etrafa bakındım bizim gibi kahvaltıya gelen 2 masa vardı başımla selam verip besteye döndüm
M- Birşey merak ediyorum
B- Nedir?
dediğinde Ahmet servisleri getirdiği arabayı yanımıza yaklaştırıp servis yapamya başladı teşekkür edip besteye döndüm merakla bakıyordu
B- Evet seni dinliyorum
M- Neyseya boşver
B- Hayır merak ettim rica ediyorum söyle
M- Bizim restoranta geldiğin ilk gün yanındaki kız sevgilin mi?
dedim yüzümün kızardığını biliyordum ama bakışlarımı yüzünden ve gözlerinden çekemiyordum hoşuna gitmişti ve gülümsüyordu kızın konusu bile geçmesi onu bu denli mutlu etmişti
B-Hayır sevgilim değil
M- Sevdiğin biri olmalı konusu geçince bile yüzünde güller açtı
B- O kız benim için birşey ifade etmiyor sen yoksa beni mi kıskanıyor-
M-Yok ya ne alakası var kıskançlıkla benimkisi sadece...MERAK!
B- Tamam melisa kıskanmadın sadece merak ettin
M-Evet öyle yaptım
gülümseyerek tabağındakini yemeye devam etti biraz daha havadan sudan sohbet ettikten sonra vedalaşıp ayrıldık bende kendi işlerime koyuldum bu gün Açelya gelecekti lara hakkında onunlada konuşamam gerekiyordu kız iyiydi ama yakınlık derecelerini biliyordum birkac imza işini halletikten sonra kendime bir keyf kahvesi söyledim derya önüme kahveyi koyup karşıma oturdu
D-Melisa
M-Derya...bir sorun mu var ?
D-Evet..yani hayır şey dün Açelya nasıldı sence?
M-İyiydi...yada bana öyleydi bilmiyroum
D-Yanındaki kız kimdi?
M- Ha şimdi analadım senin derdini lara kim diye merak ediyorsun...bende bilmiyroum yakınlık derecesini ama lara ile bir bağ kurmuşlar gibi
D-Analadım...ben kendimi affettirmek istiyorum melisa
M-Senin yapabileceğin bir şey yok
D-Nasıl yani
M-Bu artık Açelya'nın içinde aşacağı birşey...
D-Anladım sağol...
M- Akşam birşeyler mi yapsak sahile gidelim Açelya, Lara,Beste,Ben,Sen bide istersen kız arkadaşını da getir
D-Olur aslına
M-Peki o zaman Açelya gittikten sonra haber veririm ben sana
D-Tamam ben işimin başına döneyim
Kafa saladığımda yanımdan kalktı
10 dk sonra içeri Açelya girdi kendine büyük gelen bir tişört giyinip elbise yapmıştı kırmızı ruju dağınık saçları ile uyum içindeydi kendinden edim adımları ile dikkatleri üstüne çekiyordu
M-Hoşgeldin güzelim
A-Hoş buldum
M- Nasılsın?
A- Aynı işte idare ediyorum..sen nasılsın?
M-İyiyim işte aynı
A-Aynı olduğuna emin misin seni iyi değil çok iyi görüyorum...bilmediğim birşey mi var?
M- Yok canım bilmediğin ne olabilir ki...ya ben sana şey soracak-
A-Değiliz
M-Ne?
A- lara ile sevgili degiliz senle neysek onlada oyuz ama ben deryadan uzakalaşamasam diye bir teklif sundum ona
M- Ne teklifi
A- Derya ya onun sevgilim olduğunu söylicem...biliyorum çok saçma zaten larayı ikna edene kadar canım çıktı
M- Ben nediceğimi bilmiyroum ama sanırım karışmıcam...çünkü derya ne yaparsan yap hakkediyor
A-Ben bunu intikam için yapmadım...kendimi birazda olsun korumak için sanırım....neyse birşeyler içelim ya
Kafamı sallayıp etrafıma bakındım zaten bize bakan derya ile göz göze gelince gelmesi için kafamı salladım hızla yanımıza gelince
D- Merahaba
dedi Açelya ya demişti ama Açelya onu duymamazlıktan gelmişti camdan dışarıya bakiyordu
M-Maerahaba derya...açelya ne istersin?
A-Ben bir sade kahve istiyorum
M-Ben birşey almıcam derya teşekkür ederim
Kafasını sallayıp masadan ayrıldı
M-Akaşam sahilde buluşalım diyorum ben, sen ,lara ,beste deray ve sanrım onun kız arkadaşı gelemek istersiniz A-olur bizde bugün ne yapsak diye düşünüyorduk
M-Tamam o zaman herkese haber veriyorum
Telefonu çıkarıp derya ile besteye mesaj attim ikiside onaylayınca Açelya ya bakıp kafa salladım ama o bana şüpheyle bakıyordu
A-Beste ile ne iş?
M-Ne işi canım saçmalama...arkadaşız
A-Umarım arkadaş olarak kalmasınız
M- N-ne?
A-Kadın tam bir doğal afet
M-AÇELYA!
A- Tamam tamam sustum
Derya kahveleri getirince bir sesizlik olmuştu kahveri koyup geri
D-Başka bir isteğiniz var mı ?
M-Hayır yok...otursana derya
Dediğim anda Açelya bana öldürecekmiş gibi bakmaya başladı deryada ikiletmeden boş bir sandelyeye oturdu
M-Akşama Açelya ile larada geliyor
A-Daha lara ile konuşmadım akşama başka bir planda çıkabilir
Blöf yapıyordu bir ara ben bile inanmıştım
M-Bak sonradan gelmiyorum işim çıktı kabul etmiyorum lara ile ben konuşurum
A-Hayır ben konuşurum...ben söylesem kesin kabul eder ama işi varsa aksatsın istemiyorum
Dediği anda telefon çalmaya başladı
tüm bakışlar telefona toplandı
A-Lara arıyor
M-E tamam bak işte hem sorarsın...hoparlöre
kafamı sallayıp telfonu açtım