Aralık 12
Ara sokakta bulunan bir erkek cesedi tahmini yaş 30larına , bulan 60 yaşlarında bir kadınn her sabah kedileri beslemeye çıkmış ve kedilerin yerde bir şeyle oynadığını görmüş yaklaşıp baktığında bastığı çığlık tüm mahalleyi ayağa kaldırmış.Hala polis ekiplerini sakinleştirmeye çalışan polisler biryana etrafı kaplayan kalabalık Didem ve Semihin işlerini yapmalarını zorluyordu . Semih in bebeği yüzünden gece ayakta olup uykusuz olduğu gözlerinden belliydi .Didemin ise her zamanki gibi aklı başka yerlerdeydi.Hiçbir şeye 5 dk dan fazla odaklanamıyordu. Olay hakkında bilgiyi aldıktan sonra cesede yaklaştılar. Soğuktan garip grimsi bir renge bürünmüş cesedin boynunun bir yanından diğerini ikiye ayıran kesikten çıkan kurumuş kandan başka bir şey yoktu.
Olay yeriyle konuştuklarında etrafta dikkate değer bir şeye rastlanmadığını öğrendiler.Otopsiden sonra neler olduğundan daha fazla bilgiler alabileceklerdi.
Etrafta bu sokakğı gören bir kamera da yoktu ama yakınlardaki kameralardan kayıt topladılar bir şey çıkmayacağını bilselerde.
Arabaya binip karakola doğru yol aldılar
Didem-Sanada ceset rahatlamış gibi gelmedi mi?
Semih- Bilem hiç dikkat etmedim.Yine bir şeyler görüyor olmayasın.
Didem-bir şeyler görmüyorum sanki ölmekten mutluymuş gibi görünüyordu.Günahların bedelini ödüyormuş gibi
Semih derin bir iç çekerek - hemen kafandan senaryo yazıp durma.Çözüm sürecini etkliyor.
Didem-Ufaklık napıyor sabahtan beri esniyorsun.
Semih-Dediklerimin hiçbirine kulak asmadın demi?Ufaklık ne yapsın annesinin ve benim hışımı çıkartıp duruyor.Burcu da çok yoruluyor hem iş hem çocuk.elimden geldiğince yardım ediyorum.
Didem-İzin kullan istersen
Semih-Yok annemler geliyor yardıma rahatlayacağız biraz .
Biraz daha havadan sudan konuşmadan sonra karakola varmışlardı.İçeride yine bir hareketlilik vardı.Didem gözleriyle etrafı taradı ifade vermek için gelenlerin ifadesi sırayla alınıyordu.ağlayanlar ve şoktan sessizlik içinde duranlar vardı.Özellikle ağlayanlara dikkatlice baktı ağlayanlara hiç güvenmezdi.
Masasına döndü ve önündeki evraklara bakmaya başladı
Kerem:Semih Abi maktulün yakınları birazdan gelecek sorgu odasını hazırlayayım mı?
Semih:Hazırla.Adam hakkında ne kadar bilgi toparlayabildiniz?
Kerem eliyle masanın üzerindeki mavi kapaklı dosyayı göstererek 'Çok bir şey değil değil abi ama şimdilik gerekli olanları topladık ,arkadaşlar kamera kayıtlarını topluyorlar önemli bir şey çıkarsa haber veririm' kerem gülümseyerek uzaklaşırken 'Pazartesi gününe cinayetle başlamak ne güzel de mi?' dedi.
Semih evraklara döndü.Caner Bayken 36 yaşında bir avukat.Sadece seçkin müşterilerin geldiği bir büroda çalışıyor,sabıka kaydı yok,evli bir çocuk babası.
Semih bir kaşını kaldırırken gözünün önüne adamın cansız bedeni geldi hiç de bir avukat gibi giyinmiyordu diye geçirdi içinden,evrakları inceledikten sonra gözlerini ovdu ve kendine bir kahve aldı. Her zamanki gibi karakolun içi ana baba günü gibiydi kimi bir yerlere koşuşturuyordu kimi önündeki kağıtlarla boğuşuyordu.Buna alışmasının iyi bir şey mi yoksa kötü mü olduğuna karar vermedi ,kafasını ovuşturarak kahvesini bitirdi ve sorgu odasına doğru yol aldı.
İçeriye girdiğinde maktulun karısı gözyaşları içinde hıçkırarak olayları Kerem Komisere anlatmaya çalışıyordu.Arkasına dönerek gözlem odasına doğru elini kaldırarak su işareti yaptı. Birkaç dakika sonra bir polis kapıyı çaldı ve elindeki suyu uzattı.Semih komiser aldığı suyu kadının önüne koydu^Lütfen biraz sakinleşin sizin için zor olduğunu biliyorum ama kocanınızın ölümünü sonuca kavuşturmak için yardımınıza ihtiyacımız olacak ^ , kadın söyleneni yaparak sudan yavaşça bir yudum aldı,elleriyle gözlerini sildi ama daha titremesi durmamıştı.Hıçkırıklarının arasından ^Benim kocam hiç..kimseye zara...rı olmayan bir adamdı.... kim niye öl...dürsün onu,bir türlü...aklım almıyor ...^
Kerem-Hanımefendi kocanızla dün kavga ettiğinizi söylemiştiniz nedenini anlatır mısınız?
Maktulün karısı-Öyle her zamanki karı koca kavgasıydı başka bir şey değil ,akşam eve dönerdi her zaman dün de döneceğini zannetmiştim ama dönmedi.........(ağlayarak)şimdi bakın haline...
Kerem-Kocanızla problemi olan birileri var mıydı ?Son zamanlarda size bahsettiği gözünüze çarpan olaylar oldu mu?
Maktulün karısı-Hayır dediğim gibi hiç kimseyle sorunu yoktu benim kocamın,iş hayatından da her zaman iyi bahsederdi..
Kadına bir kaç soru daha soran Kerem Komiser kadına ellerinden geleni yapacağını ve aklına gelen önemli bir şeyler olursa hemen karakolu araması gerektiğini söyledikten sonra Kadını sorgu odasından dışarı çıkardı.Geri döndüğünde Semih'e dönerek
Kerem Komiser-Semih abi kadından bir şey çıkmıyor aynı şeyleri tekrar edip duruyor,Ben şimdi Mehmet'i de alıp maktulün evine bakmaya gidiyorum ,komşularlada bir konuşalım belki bir şeyler çıkar^
Semih Komiser-Tamam Kerem kolay gelsin bir şey öğrenirsen direkt ara,Didem'i gördün mü onunla git istersen maktulün evine .
Kerem başıyla gözetleme odasını göstererek ^Didem Hanım'ın işi var abi ,beni ayak işlerine gönderen de kendisi zaten.^ elini kafasına götürüp selam işareti çakıp yüzünde bir gülümsemeyle odadan çıktı.
Semihin mesaisi daha bitmemişti 4 saat geçmesine rağmen daha maktulün iş arkadaşlarının sorgusu yeni bitmişti.Maktulün iş arkadaşlarının anlattığına göre adam para kazanmayı seven işten işe koşturan bir adamdı,iş arkadaşlarıyla arası iyiydi,bir kaç kadın arkadaşı maktulün yanlarındayken onlara garip davrandığından bahsetmişti ve çoğunun söylediği en önemli şey maktulün karısıyla arasının pek iyi olmadığıydı.
Didem sigarasından bir nefes daha aldı ,aklı aldığı her nefesle daha da karışıyordu.Mesai bitmişti ama gün daha bitmemişti,daha yarın dinlenecek tanıklar okunacak dosyalar vardı.Maktulün yakınlarından hiçbirisi adamın ölümüne gerçekten üzülmüş gibi görünmüyordu onun gözünde.Acaba Kerem neler bulmuştu gideli kaç saat olmuştu ,döndü mü onu bile bilmiyordu.Sigarısını bitirmeden söndürdü ve aceleyle içeri girdi.Kerem i sorduğunda çoktan gittiğini öğrendi.Saate baktığında çoktan 7 olduğunu gördü kimsenin etrafta olmadığına şaşmaması gerekti.Gene dalıp gitmişti ve saatin kaç olduğunun farkına varmamıştı.Eşyalarını toparlayıp eve doğru yola koyuldu.
Didem uzandığı koltuktan telefonunun çalmasıyla irkildi.Kardeşi arıyordu.Gözlerini eliyle ovuşturdu ve telefonunu açtı.
Sinan-Alooo,ablaların en güzeli, en zekisi,en tatlısı ,en...
Didem-Sinan lafı uzatma gene ne istiyorsun?
Sinan-Aaaa Didem Hanım ayıp ediyorsunuz ama insan biricik ablasına iltifat edemez mi?
Didem-Hadi öyle olsun bakalım.Nasılsın?
Sinan-İyiyim abla bu arada sorduğun için sağol babamızda iyi,özlüyor seni...
Sinan biraz bekledi ablasının bir şey demesini bekliyordu ama Didem sessizliğini bozmadı.Sinan derin bir iç çekti ve konuşmasına devam etti.
Sinan-Karşıda gitmem gereken bir konferans varda bir kaç gün sende kalsam olur mu?
Didem-Bunu sormak için mi aradın tabi ki kalabilirsin.Anahtarda var sende değil mi?
Sinan-Birde...şey biliyorsun bi gün bize yemeğe gelsen olur-
Didem-Hayır.
Sinan-Ama abla-
Didem-Sinan çok yorgunum ablacım çok işim var sonra konuşalım olur mu?Hadi iyi akşamlar.
Didem Sinanın cevap vermesini beklemeden kapattı telefonu.O eve gitmemeye karalıydı ve gitmeyecekti.Ayağa kalktı ve pencerelerin hepsini tek tek kapatıp perdeleri çektikten sonra odasına girdi,yattığı odanın da kapısını kilitleyip yatağına girdi ve uyudu sonuçta yarın uzun bir gün olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kemik-Başlangıç
AcciónTahmin ettiklerin her zaman doğru çıkmayabilir.Pes edip bırakacak mısın yoksa doğruyu bulana kadar çabalayacak mı?