Harry Potter ve Gelecek #1 Her Şey Yeniden Başlıyor

TANITIM

  Arkadaşlar o kadar uzun süre yayınlayacağım dedim ki yayınlamasam içimde kalırdı. Bu hikâyeyi cidden uğraşarak yazıyorum. Son beş ay kadardır da bunun üzerinde uğraşıyorum. Belki daha fazla emin değilim. Biraz anlatmak gerekirse; başrolde Potter ve Weasley çocukları ve tabi bizim grup yer alacak. Benim ki klasik Harry Potter gelecek kurgularından biraz farklı, çünkü Voldemort ölü. Ama düşman o. Yani biraz karışık. Betimlemelere, noktalamalara, bölüm uzunluğuna -ki elimde 9 tane hazır bölüm var- cidden dikkat ediyorum. Yazdığım bölümler 3500-5500 kelime arası gidip geliyor.  Medya yayınlama imkanım oldukça yayınlıyor olacağım. Wattpad'de bir kaç hikayem var ve şuan onları okudukça ne kadar kötü yazdığımı fark ediyorum -en azından percyjackson fanficlerini-. Uzunca bir süre sadece okuyucu olarak bulundum ve sonuç olarak okuyucuların nasıl hikayeler sevdikleri konusunda az çok fikrim var. Neyse işte beğenmediğiniz yerleri, önerilerinizi, isteklerinizi bekliyorum. Eğer istek olursa ilk bölümü hemen yayınlayacağım. Umarım beğenirsiniz. 

  İyi Okumalar :))

  Kuzguni renkli siyah saçlara ve zümrüt yeşili gözlere sahip; adam, insanları topladığı masanın baş köşesine oturdu. Onun yanında, kahverengi kabarık saçlara sahip sıcak kahve tonunda gözleri olan, birnevi evin 'zeki kızı' oturuyordu. Diğer tarafınaysa bizim aptal, 'kızıl kafa'mız yerleşmişti. Onun yanında çok sık rastlanmayacak şekilde ciddi olan, ağabeyi vardı. Ve onun karşısında da güzel, siyah saçlı karısı. Onun ve eltisinin arasına evin 'yemek uzmanı' girmişti. Ve tabi karşısında da evin en büyüğü olan kocası, iki oğlunun arasında oturuyordu. Son olarak da ailenin geriye kalan tek karı-kocası karşılıklı oturuyordu. Bunlardan biri; eski bir Üç Büyücü Turnuvası şampiyonuyken, diğeri de Gringotts'da çalışıp olası Lanetleme olayları ile ilgilenen en büyük Weasley çocuğuydu. Burada oturan aile bitiyor ve en az aileden olan biri kadar sevilen; Rawenclaw'lı, Dırdırcı hayranı, yanında kocasıyla birlikte otuyordu. Onların karşısındaysa şimdi Profesör ünvanı almış, karı koca birlikte eskiden seherbaz olarak anılan Alice ve Frank Longbottom'ın oğlu oturuyordu. Onun hemen yanındaysa, Çatlak Kazan'ı işleten ve bir çocuk bekleyen karısı vardı. Son olarakta evin hanımı, Weasley'lerin en küçük çocuğu ve tek kızı, ünlü Harry Potter'ın kendinden çok sevdiği, biricik karısı elini masaya dayamış, ayakta kocasının söyleyeceklerinden önce bir şey öğrenmek ister gibi bekliyordu. 

''Ne oldu, Ginny?'' dedi Harry, karısının bir şey söylemek istediğini anlayarak. ''Bir şey mi söylemek istiyorsun?''

''Harry, ben anlayamıyorum.'' dedi Ginny, yüzü gerçekten bir şeyi anlayamıyormuş gibiydi. Kaşları biraz çatılmıştı ve gözleri endişeyle açılmıştı. ''Bu bir Ölüm Yiyen isyanı, değil mi? Yani, Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen geri gelmedi değil mi?''

''Hayır,'' dedi Harry. Yüzünde ki ifadenin anlaşılması fazlasıyla zordu. Ama tanıştıkları günden beri, onu hergün hiç gözünü ayırmadan izlemiş, her durumda yüzüne hakim olan ifadeyi ezberlemiş; karısı için bu bebek oyuncağıydı. Kocasının gözlerinde, belli etmek istemese de bir korku ifadesi vardı. Ama yanlış anlamayın, bu kesinlikle, Voldemort'a karşı duyduğu korku değildi. Bu, korku; sevdiklerini kaybetme korkusuydu. Kızıl saçlı, onun her halini bilen karısını kaybetme korkusuydu. Her şeyle dalga geçen ama kardeşleri için, dostları için, her şeyi yapabilecek oğlunu kaybetme korkusuydu. Sessiz, duygularını içinde yaşayan ama her ne kadar ağabeyi gibi her şeye anlık bir cesaretle atlamasa da, sevdiklerine en az onun kadar değer veren oğlunu, Lily Potter'ın zümrüt yeşili gözlerini taşıyan tek oğlunu kaybetme korkusuydu. Hogwarts'a gitmek için sabırsızlanan ama hiçbir şeyden haberi olmayan, Dünya'yı adaletli ve güzel bir yer sanan küçük kızını kaybetme korkusuydu. Ya da can dostlarını, Hermione'sini, Ron'unu, onların çocuklarını, ailesinin geri kalanını kaybetme korkusuydu...

''Henüz değil, ama yakında o da olacak.'' dedi Harry. ''Çünkü Herşey Yeniden Başlıyor!''