Acıyı iliklerime kadar hissediyordum.
Yine sıradan bir akşamdı. Sessizce yemeklerimizi yerken halam konusmaya başladı." Nisa, kalk bakalim cok yedin yeter! Kilo alcaksin."
Gözlerimi devirdim. Daha yemeğe yeni başlamiştik. 2-3 kaşık çorba içmiştim.
Bu arada kendimi taniştirmadım. Ben Nisa Kantemiz... 20 yaşında, türlü zorluklari aşmış bir genç kızım. Annem ben 8 yaşında vefat etmişti. Hâlâ acısı yüregimde. Ne zman kendimi kötu hissetsem o yara kanamaya başlar. O zman dan beri acım dinmemişti. Ne anne sevgisi,ne de baba sevgisi görmuştum bu zmana kadar.
Babam, annemin ölümunden sonra terkedip gitti. O günden bu yana hiç bir iz yok. Her yeri aradik,taradik ama babama dair en ufak iz bulamamiştik.
Babam, 2 kardeşler ve 1 ablasi var. Bende babamın ablasında yani halamda kaliyordum. 8 yaşimdna beri beni bakıyordu. Halam evliydi,çocuğu yoktu. Halamin kocasi çalışmıyor ve sürekli eve içkili geliyordu. Bu durumda o kadar rahatsızdim ki her zaman odamin kapisini kitliyordum.
2 katlı evde yaşıyorduk. Alt katimizda benim cok sevdigim, Emine vardı. Emine, ortaokuldan beri arkadaşimdi. Her derdimi ona anlatırdim o da hic bıkmadan beni dinlerdi.
Dış duvarlarımiz kırmızi renkteydi.Halam hiç sebeb yokken şiddet uyguluyordu bana. Canım çok acısada katlanmasini biliyordum. Bazen gitmek istiyordum burdan,bu evden,bu şehirden...ama yapamiyordum gönlum el vermiyordu buna.
Halamin dediklerine karşı kaşığı tabağımi yanina koyarak,sandalyeyi biraz ittirerek kalktim masadan. Karşı gelemiyordum ona. Odama gecerken halamin eşinin hafif güldüğunu işittim.
Odama geçip penceremin önunde durdum. Kollarimi göğsümde topladım. Neden hayat bu kadar zordu ki? Neden katlaniyordum bu acılara? Bir yerde duymustum. Aynen şöyle diyordu. " Içimde fırtınalar kopuyor, dışimda yaprak kımildamiyor" diyordu.
Içimde fırtinalar koparken dışimdan yaprak kımlildamiyordu. O kadar acı çektim ki artık yaşamak gelmiyordu içimden. Annemin ölümu, Babamin terkedişi, Halamdan eziyet çekmek....ağırdı bedenime....
Hem de çok ağırdi. Kalkamazdim üstesinden bunun. Derin bir nefes alıp cami açtim. Serin bir rüzgâr esiyordu. Gözlerimi yumup rüzgârin tenime işlemesini istedim. Gözlerimi açtım.Bu dünyaada kimsem yoktu. Evet halamla yaşiyordum. Ama Hiç kimse Anne ve Babanin yerini dolduramazdı. Babam şimdi nerdedir ne yapiyordur ne içiyordur bilmiyordum. Bunca yıl beni arayıp sormamişti. Bakışlarimı aşagıda bahçedeki ağaca çevirdim. Biri vardi sanki orda. Gözlerimi kıstım. Kim olabilir diki? Aşağıdaki elma ağacıydı. Hilal teyze,yani eminenin annesi arada sırada toplarlardi elma. Ama bu akşma vaktinde toplayabilmeleri imkânsızdi. Sanki tanımadigim biri ağaca çıkip beni izliyordu. Benim ony gördüğumu farkedince ağaçtan aşağı atlayıp koşarak uzaklaşti. Bu yabancida kimdi? Neden izliyordu beni? Ne işi vardi burda? Bilmiyordum.
Kapımin açildigini duyduğumda pencereyi kapatıp perdeyi çektim. Gelen halamdı.
Kapinin kulpunu tutup emreder şekilde. " Kalk kız boş durma. Kalk şu masayı topla. Mutfağı duzenle kalk hadi!" Hiddetle bağirdığinda irkildim. Gözlerimi devirdim. Her akşam böyleydi. Erkenden kaldirir beni masadan odaya yollar,yemek bitti mi kaldırmami söylerdi masayı. Alışmıştim artik. Yanından geçip salona gectim. Masada içki vardı. Muhtemelen kocası içmiştir. Bu arada salon leş gibi alkol kokuyordu. Midem kalkmişti. Hasan koltukta bacak bacak üstune atmiş elinde kumanda maç izliyordu. Televizyonun sesi son ses açikti. Resmen kulaklarimi sağir olacakti. Ama dinlemiyordu. Kimse bişe diyemiyordu ona. Halam da hasan ın yanına oturmuş eline örgülerini alıp örmeye başladı. Ördügü bir hırkaydi. Yan komşumuzun cocuğuna öruyordu. Hasan beni gördüğunde iğrenc bir şekilde gülumsedi. Yüzumu buruşturdum. Ve masayi toplamaya başladim. Masayı topladıgimda bulaşikları yıkamaya başladim. Bulaşik makinemiz yoktu. Halam bana eziyet çektirmek için almamışti. Bende elim mâhkum ellerimle yıkiyordum.
Bulaşık yikamam bitince ve mutfağı tertemiz yapinca geriye çekilip baktim. Çok guzel olmuştu ve nedensizce kendimle gurur duydum. Derin bir nefes alıp mutfağin ışığini kapatıp salona gectim. Halam ve Hasan bıraktığim gibiydiler. Halam a dönerek." Hala bulaşiklari dedigin gibi yıkadim ev mutfagi tertemiz yaptim. Izninle odama geçiyorum." Derin bir nefes alıp cevabına odaklandim. Şimdi mutfağa gidip teftiş yapacakti adim gibi eminim her zman ki yaptıgi bir şeydi.
Tam da dediğim gibi dedi.
Gözluğunu burnun ucuna indirip bakti. " Tamam bakalım gec odana. Mutfaga gecip bakıcam. Ufak kir bile görürsem çağirim seni ona göre gec hadi!"Gozlerimi devirdim. Ve odama gectim. Yatağima yatip yanimdaki sehpanin uzerinde ki kitabi aldim. Kitap okumayi cok ama cok seviyordum. Okulda yazi yarışmalari oldugunda hep birinci çikardim yazmayi ve okumayi cok seviyordum. Ve kitaplarin icindeki erkek karakterlere aşik oluyordum. Her seferinde. Hiçbir zamn gercek aşki bulamdim. Ve bulamayacagimada eminim.
Kitabimi okuyup, yazdiğim romana bölum yazıcaktim. Telefonumdan wattped uygulamasindna yazıyordum romanimi konusu yine imkânsiz bir aşk hikayesiydi.
Okuduğum kitabin adi ' Çüruk Vişne'ydi. Yazarin ilk kitabıni okuyordum.
Kitabı okuduktan sonra yataktan kalkıp pencerenin perdelerini çektim ve cami açtim. Rüzgâr yine sıcak esiyordu az once de yaptıgim gibi gözlerimi kapatıp rüzgârin tenime vurmasına izin verdim.
Gözlerimi açtim. Az önce cami açtığimda bir yabancı elma ağacini orda sanki beni izliyordu. Gözlerimi kısarak elma ağacınin oraya baktim. Kimseciklerin olmadiğina emin olduğumda aklımdan belki de az önce görduklerim halüsinasyondur kim bilir? Bir süre hava aldiktan sonra camı ve perdeleri kapatıp yatağa gectim. Sehpanin üzerindeki telefonumu aldim. Bir mesaj vardi ve Emine dendi. Gülumseyerek mesaji actim.
Halamin az önce dediklefine göre ufak bir toz çikarsa odana gelirim demişti. Demek ki tertemiz yapmişim mutfagı. Birazdan da evin ışiklari sönmüştu.
Gülümseyerek mesaja baktim.
" Iyi geceler Kuzum😘 Seni cok seviyorum." Gülumsedim. Saat 11:05 di. Ve Emine erken yatardi bu saatlerde. Emine benden 4 yaş kücüktü. Büyünuncr mimar olmak istiyordu. Anlasilan yarin okulu vardi ki erken yatiyordu. Normalde Emine sabahlara kadar uyanik kaliyordu. Sabahladıgimiz bile vardı onla. Ben se üniversiteye gidememiştim. Gitmeyo cok istiyordum ama halam göndermemişti. ' liseyi okudun yeter üniversiteyi okumasanda olur'demişti.
Gülumseyerek mesaj yazdim." Iyi geceler bebeğim tatli ruyalar😘 bende seni çok ama cok seviyorum." Yazdıktan sonra gonderdim.
Göz kapaklarimla savaş veriyordum. Cok ama cok uykum vardı. En sonunda gözkapaklarim kazanmışti savaşi. Telefonu sehpaya koydum. Başimı yastığa gömdum. Ve gözlerim kapandı..."Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.."
Bölum nasildi?
Beğendiniz mi?
Oy verip yorum yapmayö unutmayin canlarim😍😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umuttan Doğan Aşk
RomanceAnnesini 8 yaşında kaybetmiş bir gençkız.. hayatı zorluklarla gecmiş.. Cani Halası.. Babası tarafindan terk edilen,hayatı zorluklarla geçen ama hiçbir zman yaşamaktan vazgecmeyen bir genç kız.. Rüzgâr acımasizdı,yeni hayata başlamak ve artık mutlu...