Wang Yibo elindeki silahın susturucusunu kontrol edip sessiz bir şekilde kapalı olan kapıyı araladı. Şansına kapı oldukça sessiz bir şekilde açılmıştı. Ayağındaki ağır botlara rağmen oldukça sakin ve sessiz bir adım attı içeriye doğru. Ne olur ne olmaz diye kendini kapıya gizleyip kafasını çıkardı ilk önce. Düşündüğü gibi intikam ateşinin baş korlayacısı yatağında mışıl mışıl uyuyordu.
Yine aynı sessizlikte büyük adımlarla yatağın başına geldi. Uykusuz gecelerinin başkahramanı derin bir uykudaydı. O uyuyamazken, o deliksiz uykularla güzel bir gece geçiriyordu. Gözlerini sinirle devirip arkasında tuttuğu silahı önüne alıp alnına doğru tuttu yataktaki kişinin. Silahın arkasındaki horozu indirip derin bir nefes aldı. Tam o anda yataktaki kişi anlamış gibi vücudunu tam olarak Yibo'ya doğru çevirmişti. Yüzü rahatsız duruyordu. Yibo alaylı bir gülüş kondurdu dudağına. En azından dedi, en azından rüyalarında rahat değil.
O sırada yataktaki kişinin yüzü iyice rahatsız bir ifadeye büründü. Yibo silahı tam olarak alnının ortasına getirdiği sıra bir fısıltı duydu. ''Yibo, Wang Yibo...Hayır.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kill the enemy [yizhan]
FanfictionO sırada yataktaki kişinin yüzü iyice rahatsız bir ifadeye büründü. Yibo silahı tam olarak alnının ortasına getirdiği sıra bir fısıltı duydu. ''Yibo, Wang Yibo...Hayır.''