"HAYIR!! Ben hiçbir yere gelmiyorum!!"
"Ama gelmek zorundasın. Herkese geleceğini söyledim. Ve geleceksin de. Lütfen beni yalancı çıkartma."
Abim ile kavga ediyorduk yine. Bu sefer konumuz onun gideceği partide onunla gitmemdi. Abim parası ile ünlü biriydi ve bir mafya çetesinin başıydı. Babamız öldükten sonra onun geçmesi pek iyi değildi ama bana göre babamdan daha iyi yönetiyordu. Beni uyuz etmek dışında her şeyi iyi yönetiyordu. Ben partileri sevmem, kalabalık ortamları. Bunu bilmesine rağmen beni oraya götürmek istiyor.
"Abi. Benim kalabalık ortamlarda nefesimin daraldığını biliyorsun. Yalan söyle. Hastalandı de. Ya ne bileyim uydur bir şeyler!"
"Lucy, ağzımı bir daha açtırma. Yoksa arabayı 1 yıl sana vermem."
"nE?! Ama bu haksızlık! Okula yürüyerek mi gidicem?"
"O zaman geliceksin." dedi ve odamdan çıktı. Oh ne güzel! Yeri gelince çok iyi tehdit ediyor. Babam olsaydı şimdi sıçmıştı ağzına da neyse. 1 saat durup geliriz artık.
Dolabıma yöneldim ve elbiselerin olduğu kapıyı kaydırdım. Bir sürü elbise vardı benim olup benim olmayan. Annem alıp koyuyordu bir gün giyersem diye. Asosyal değildim. Sadece birkaç tane arkadaşım vardı ve onlarla da çok içli dışlı değildim. Sürekli odamda oturmuş ya kitap okuyorum ya da resim çiziyordum.
Uzun bir süreden sonra parıltılı, siyah, askılı bir elbise çıkardım boyu da gayet iyiydi. Partiye uyacağını düşünüp yatağımın üzerine koydum ve sıcak bi duşa girdim. Duştan sonra makyaj masasına oturdum ve kendimi süsledim. Tek yaptığım şey rimel ve rujdu. Çok ilgi çekici de olmak istemiyordum abimin aksine. Elbiseyi de giydikten sonra aynada kendime baktım. Bu topuz saçla partiyi bırak evden bile çıkmazdım. Saçımdaki tokayı çıkarıp saçlarımı serbest bıraktım. Biraz düzelttikten sonra tekrar aynaya baktığımda hazırdım. Telefonumu da alıp odadan çıktım.
Abim salonda oturmuş beni bekliyordu. Merdivenlerden indiğimde ayağımdaki topukluların çıkardığı tok ses kulaklarına ilişti. Kafasını kaldırıp baktığında gözleri kocaman olmuştu. Ne yani çok mu kötü duruyor? Abim koltuktan kalktı ve yanıma geldi. Sırıtıyordu.
"Bu gece kız kardeşimi kıskanabilir miyim?"
"O zaman zevkle odama çıkar eşofman giyip gelirim Bay Jeon." Ben bunları dedikten sonra yüzündeki sırıtış yerini ciddiliğe bıraktı.
"Tamam çıkalım hadi." Kapıya ilerlediğimizde annem piyano odasından çıkıp bize baktı.
"Aman Tanrım! Lucy başına taş mı düştü kızım bu ne güzellik!" Annem cidden benimle dalga geçiyor olmalısın. Annemin söylediklerine abim kıs kıs gülerken ben sinirli bakışlarımı anneme gönderdim. "Tamam kızım. Sen her zaman güzelsin de bu gün bi ayrı güzelsin."
"Annecim, dansöz bile böyle kıvırmadı ama teşekkür ederim."
Abimin arkasından çıktım ve siyah Mercedes'e bindik. Kemerimi taktığım gibi abim arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladık.
______
Yarım saatlik yolun ardından geleceğimiz yere gelmiştik. Abim ilk başta inip kapımı açmıştı ve ben şok!! Kameralar felan da yok yalakalık yapsın. Anlamıyorum yani. Elini tutup indim arabadan. Tuttuğu elimi koluna koydu ve ilerlemeye başladık.
"Abicim ne bu yalakalık?"
"Kes sesini ve gülümse sadece."
"İyi abi rolü demek."
"Aynen öyle."
"Güzel oynuyorsun. Bir an ben bile inandım."
"İyiyimdir."
"Aynen, rol yapmakta üstüne yok."
"Uzatma da girelim içeri." Kapı iki görevli tarafından açıldığında içerideki kalabalık bize baktı. Ne yani ilk defa mı abi kardeş görüyorlar?
"Sakin ol ve gülümsemeye dev et." dedi abim. Kafamla onaylayıp devam ettim gülümsemeye. 5 dakika sonra herkes muhabbetine geri dönmüştü. Abim ile bir yerde durduk. Ben durduğumu yere baktığımda birbirinden yakışıklı 5 adam gördüm. Hepsi ile selamlaşıp oturduk.
"Eee abiler. Onur konuğu nerede?"
"Piç yine geç kaldı. Araba seçememiş." dedi adının Hoseok olduğunu öğrendiğim şahıs.
nE!? Hay amk bu ne zenginlik. Araba seçemiyormuş. Vay anasını sayın seyirciler. Ben 1 tanesi için kıçımı süpürge ediyorum bu adam araba seçemiyor!?
"Hah geldi ibine." dedi Yoongi.
Kapıya taraf baktığımızda benim beynim kısa süreli felç geçirdi. B-Bu çocuk gerçek mi?
"Analar ne doğuruyormuş.."
"Kes sesini Lucy! Abin burda hatırlatırım."
"Tamam ya ne kızıyon?" diyip önüme döndüm.
"Teşekkür ederim Jungkook'un kardeşi." Kafamı kaldırdığımda onun gözleri ile karşılaşmak bana kısa süreli cehennemi yaşattı. Ama iyiyim şu an.
Yani sanırım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heater
FanfictionKırgın gözlerin ne güzel görünüyor, Mavi gökyüzünden daha parlak, O, seni büyüledi, Ben ölürken..