4

10 1 2
                                    

Uzanmışım uzanmasına ama kalktığımda salonda değildim. Etrafıma baktığımda buranın Taehyung'un odası olduğunu fark ettim. Saat kaçtı? Ben buraya nasıl geldim?

Yatakta dikleştim ve ayaklarım yere bastım. Parkenin çıkardığı gıcık ses beni ele verdi.

"Lucy?" Taehyung'un sesi yan odadan geliyordu.

"Efendim?" Öyle denir mi salak??!!

Odadan çıktığımda Taehyung siyah kapıdan hızla çıkıp kilitlemişti. Endişeli görünüyordu.

"Günaydın." dedi.

"Günaydın."

"Kahvaltı hazır. Otur da yiyelim."

"Yüzümü yıkayıp geliyorum." O mutfağa, ben tuvalete gittim. İşimi halledip mutfağa girdiğimde Taehyung biraz daha iyi görünüyordu.

"İyi misin Taehyung?"

"Evet. Neden ki?"

"Dünkü yaran. Pek iyi görünümüyordu ama sen turp gibisin." derin bir nefes verdi. Rahatlamış görünüyordu.

"İyiyim. Hem çok hareket etmiyorum. Ve kendimi rahata alıştırmamam lazım."

"Anladım." Sofraya oturduğumuzda yemeye başladık. 2 omlet ve diğer gerekli şeyler vardı masada. Ama bir şey eksikti.

"Taehyung?"

"Efendim."

"Ee şey süt var mı?" Bana bakıp gülümsedi.

"Evet." Oturduğu yerden kalktı ve dolaptan süt çıkarıp bardağa boşalttı. Masaya koyduğunda gülümsedim.

"Teşekkür ederim."

Kahvaltıya devam ederken aklıma takılan birkaç soru ile kendi kendime mücadele ediyordum.

"Çekinme sor." Aklımı okumuştu sanki. Kafamı kaldırıp ne olduğunu anlamaya çalıştım.

"Efendim?"

"Aklın karışık. Bir sürü sorun var ama sen hepsi ile kendin uğraşıyorsun. Bana sor."

"Peki.. O adamlar bizden ne istiyor? Bekçiyi işe kim aldı? Annem ile neden yan yana değiliz? Abim neden beni, senin yanına verdi? Yanlış anlama yerimden memnunum."

"Hmm. Birincisi, o adamlar senin peşinde. İkincisi, bekçiyi işe alan annen. Üçüncüsü, adamlar seni istiyor ve seni alayım derken annene zarar gelmemesi için. Dördüncüsü, abin bana güvendi çünkü benim zamanında yaptığım bir çok iyi işi biliyor."

"Benden ne istiyorlar?"

"Seni sadece yem olarak kullanmak istiyorlar. Seni rehin alıp ailenin son çöpüne kadar almak istiyorlar ama bu asla olmayacak. Buna inanabilirsin."

"Peki ne gibi işler yaptın da abim, sana güvendi?"

"Konunun dışına çıkma küçük hanım. İstediklerinin cevabını verdiğimi düşünüyorum." Dedi uyarıcı ses tonuyla. İleriye gittiğimin farkına vardım ve kafamla onaylayıp bardakta kalan son yudumu içtim.

-------------

"Hadi seç."

Taehyung'a tip tip bakıyordum. Telefon mağazasındaydık ve benden bir telefon almamı istiyordu.

"Ben sadece eski telefonumun aynısını istiyorum."

"Ahh tamam. İşte burda." Önümüzde duran telefonlardan eline bir tane aldı ve bana gösterdi.  "Buydu değil mi?" Kafamla onayladığımda hâlâ nereden bildiğini sorguluyordum.

"Kılıf da bakalım." dedi çalışana. Çalışan hemen birkaç tane telefona uygun kılıflar getirmişti.

"Seç bakalım." Paketlere baktığımda gözüme çarpan ilk kılıfı elime aldım.

"Bu olsun."

Taehyung başı ile onayladığında çalışan bizi kasaya yöneltti. Taehyung parasını öderken ben de dışarıda bekliyordum. 

"Lavanta seviyor olmalısın." Yanımda duran Taehyung'a baktım.

"Ne lavantası?" Poşetten kılıfı çıkardı ve bana gösterdi. Lavanta ve beyaz çiçekleri gördüm.

"Hmm.."

"Beğenmedin mi? Sen seçtin ama."

"Hayır hayır beğendim. Her neyse gidelim artık." Kafasıyla onayladı ve yürümeye başladık. Otoparkta ilerlerken birkaç adamın orada durup konuştuklarını gördük. Taehyung kolu ile beni durdurduğunda arkasında durdum.

"Yine o adamlar mı?"

"Poşeti al ve AVM'ye gir. Kalabalığa karış. 2. çıkıştan seni alıcam." Hiç beklemeden elindeki poşeti aldım ve otopark çıkışına ilerledim. Kalabalığa karış. Sesi kafamda yankılanıyordu. Zaten kalabalık olan AVM'de ilerlemeye başladım. Etrafıma bakarak ilerlediğimde bana doğru gelen iki adam ile göz göze geldim. Yönümü değiştirip ilerlediğimde adamların arkamdan geldiğine emindim. Birden telefon çalmaya başlayınca ceplerime baktım. Cebimde Taehyung'un telefonu vardı. Hic tereddüt etmeden açtım.

"Hızlı bir şekilde 2. çıkışa gel Lucy." dedi Taehyung. Onun sesini duymak içimi rahatlatmıştı. 2. Çıkışa yaklaştığımda birinin kolumdan tuttuğunu hissettim. Genç bir kadın elinde bir şey tutup bana bakıyordu.

"Bunu düşürdünüz." Eğildim ve teşekkür ederek hızla uzaklaştım. Ne verdiğine bile bakmamıştım. Kapının önünde duran beyaz arabaya bindim ve Taehyung'a baktım. Hemen ilerlemeye başladık.

-----
Eve vardığımızda Taehyung kapıyı kilitledi ve bana baktı.

"Bu evden çıkmayacaksın Lucy. Tamam mı? Bana söz ver."

"S-Söz." diyebilmiştim titrek sesimle. Cebimdeki telefon çalmaya başladığında ikimizde cebime baktık. Hemen çıkartıp Taehyung'a verdim.

"Efendim Jungkook? Evet iyi. Biliyorum ama- Ahh tamam. Abin seni istiyor." Bana uzattığı telefonu alıp kulağıma koydum.

"Alo?"

"İyi misin prensesim."

"Evet iyiyim abicim. Taehyung sayesinde."

"Her neyse. O evden tek başına çıkmak yok tamam mı? Hatta bu olay bitene kadar hiçbir yere gitmek yok. Seni biri aradığı zaman telefonu Taehyung'a ver."

"Tamam abi."

"Kendine iyi bak."

"Sende."  Telefonu kapatıp Taehyung'a verdim. O da alıp cebine koydu.

"Olayın ciddiyetini anlamışsındır..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HeaterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin