save

776 91 52
                                    


Yoongi kızarık gözleriyle evinin önüne geldiğinde iç çekti. Bu eve girmek istemiyordu artık. Bugün olanlardan sonra bedeni oldukça yorulmuştu. Saatlerce Hoseok ile ağladığını hatırlıyordu. 

Ona sarılmak bir yandan da iyi gelmişti. Sanki her şeyden korunduğu bir yerde gibi hissetmişti.

"Neredesin lan sen?" Kapıyı beyazlamış saçlarıyla bir adam açtığında Yoongi gerçek hayata geri döndü hemen. Yine buradaydı yine belki de zarar görecekti.

"Geç içeriye." Yaşlı adam elini uzatıp Yoongi'nin yakasından tuttuğu gibi içeri çekti. Yoongi hala geçmeyen omzundaki ağrının tekrar şiddetlendiği hissettiğinden refleks olarak yaşlı adamı itti.

Büyük olan böyle bir şeyi beklemediğinden elini çocuğun yakasından çekmek zorunda kalmıştı. 

Yoongi yaptığı şeyi fark ettiği gibi kafasını eğdi ve gelecek olan darbeyi bekledi. Hiçbir zaman ona karşılık vermezdi ama bu yaptığının onu daha da sinirlendireceğinin farkındaydı. 

Sadece yataktan kalkamayacak hale gelmek istemiyordu.

Hoseok'suz geçen günler yediği tüm tokatlardan, yumruklardan, tekmelerden daha beterdi. 

"Yoongi!" Gelen sesle çocuğa vurmak için hazırlanan el durdu. Yoongi kafasını çevirdiğinde gördüğü yüzle korkuya kapıldı bir an. Bu kadarını göstermeye hazır değildi. Bu halini görmesini istemiyordu. 

Beklediği karmaşa olmadı. Hoseok gelip babasının önünde kısaca eğildi. Yoongi, uzun olanın yüzündeki sahte gülümsemeyi görebiliyordu. Ona bunu yapanın babası olduğunu söylemişti zaten.

"Efendim, Yoongi bugün işe başlıyor da ben de eşyalarını alsın diye bekliyordum şurada. Size selam vermezsem olmaz diye düşündüm." Yaşlı adam başta anlamasa da Hoseok'un indiği arabayı görünce yüzünde bir sırıtış belirdi. Oldukça pahalı bir arabaydı.

"Ne için çalışacak Yoongi?" Hoseok sanki bunlar önceden konuşulmuş gibi yalanlarını sıralamaya başladı.

"Ailem ve ben bir yardımcı arıyorduk. Yoongi annem ve babama ev işlerinde yardım edecek. Bana da ders verecek. Bu yüzden bizde yaşamasının daha uygun olacağını düşündük, tabi siz daha iyi bilirsiniz." 

Hoseok Yoongi'ye döndüğünde elinin omzunda olduğunu görünce kaşlarını çattı. Neyse ki bir şey olmadan yetişebilmişti.

"Alsın eşyalarını, buraya gelmese de olur." Yaşlı adam bir pot kırmış gibi ellerini havaya kaldırdı ve kurduğu cümleyi düzeltmeye çalıştı.

"Yani istediği zaman gelsin tabi." Hoseok adama karşılığında gülümsedi, Yoongi çoktan içeri girmiş eşyalarını toplamaya başlamıştı

-

Hoseok'u yiyeceğim.

Light | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin