yirmi bir

216 18 0
                                    

"30 Mart. Jeongguk'la bugün seviştim ve biliyor musun, o harikaydı!!" Yoongi'nin günlüğünü bulmuştu Desung ve direkt bana getirmişti. Babasının görmesini istemediğinide ayrıca belirtmişti. "27 Mayıs. Babamın bana dokunması yanlıştı. Fakat annem için ifade verirken bana dokunduğunu söyleyemedim. Utandım, korktum. Ya söylersem ve serbest kalırsa? Beni öldürür!"

"3 Haziran. Babam hapise atıldı. Ömür boyu. Yine söyleyemedim çünkü korkuyorum. Benden iğrenirler diye korkuyorum." Ondan iğrenmezdim, iğrenemezdim çünkü dünyadaki en güzel erkekti Yoongi. "6 Haziran. Babamdan sonra Jeongguk'la ilk kez seviştim. Bana gergin oldumu hissettiğini bu yüzden yapıp yapamayacağınızı sordu ve ben tereddüt edince beni öptü. Vay canına, öperken büzdüğü dudakları çok sevimliydi."

Ah o gün... onun gergin olduğunu yüz kilometre uzaktan bile anlayabilirdim. Çünkü çocukluğum onunla geçmişti.

"Buraya yazmayalı yıllar olmuş. Önceki sayfalara baktım ve biraz kötü hissettim, belki birazda ağladım. Şu an hamileyim. Tanımadığım ve eşim olan birinden hemde. Altı aylık. Onu doğuracağım ve kız olursa Chaeryoung, erkek olursa Desung koyacağım adını. Onun dedikleri umrumda değil." Gerçektende Desung koymuştu adını.

"DESUNG'A BUGÜN VURDU. İNANABİLİYOR MUSUN? DÖRT YAŞINDAKİ ÇOCUĞA TOKAT ATTI, TOKAT." O an, sinirliyken ne kadar tatlı olduğu gelmişti aklıma. "Ölürsem her şey düzelir mi?" Kaşlarımı çatmıştım. Neden bu sayfada kan damlaları vardı? "Kendi önümden çekilmeliyim." Bir önceki sayfadaki kanlar bu sayfayada geçmişti. "Korkunç, korkunç, korkunç. Ölmek istiyorum. Ölmeliyim. Yarıma ihtiyacım var, kim yardım edecek?" Ben edebilirdim. Söylemedin, söyleseydin şu an yaşıyor olabilirdin! 

"Bu deftere son yazışım. Yakında öleceğim. Ölmeliyim." Bundan sonrası yoktu. Boş, karalanmış sayfalar dışında boştu.


-final

• yaralarına çiçekler ekeceğim •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin