MAVİ
Lyra çıkmıştı ve o girmişti. Tüm karanlığıyla ve içimi donduracak kan akışımı hızlandıracak bir yüz ifadesi takınmıştı. Sitemkar ama umursamaz. Gerçekten bunu nasıl başarıyor? Bana doğru yürüdükçe düşünmem kesildi. Belkide nefesim kesilmiştir bilincim kapanmıştır ve bunlar sadece kabusdur. Yine umutsuzluk beni sardı "Artık umutlarını eski bir eşya gibi kenara at" diye düşündüm. Bu düşüncemin ardından içten içe kendime bir tokat attım. Bu adam beni değiştiremeyecekti. Onun kölesi değil sahibi olacağım. Tabi şu an ölmezsem... Tam burnumun dibinde durduğunda kokusunu ve nefes alış verişlerini hissedebiliyordum. Güzel kokuyordu ama uçurumdan düşerken hiç biri el uzatmıyordu şu an bana. Yüzünde bi anlık tebessüm oluştu. Şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım ve bu duruma güldü. Kızararak yüzümü önüme eğmekle kaldım. Konuşmaya başladı. Emir verici bi ses tonu vardı ki öyle yapıyordu zaten. "Bir daha asla başını eğmeyeceksin." Sesi gibi içimde buz tuttu. Karşı gelemeyeceğimi biliyordum. Şimdilik dediklerine uymam gerek diye düşünürken başımı hafifçe kaldırdım ve yine tebessüm etti. "Güzelliğini kimden aldın bebeğim?". Kafamı kaldırsamda benden en az 10 cm uzundu. Ve ben bi anlık odaklanacak bi yer bulmayıp gözlerine baktım. Aynı anda kalp atışlarımın süreliğine kesildiğini de hissettim. Öyle bir maviyi doğada daha önce gördüğümü hatırlamıyorum ama bi daha bakabilmek için aynı renkte koca bir denizi yüzerek geçmem gereken kadar cesaret toplamam gerektiğine eminim. Ben yine içimden mavi mavi cümleler kurarken onun benden cevap beklediğine emindim. Ve o anda nereye bakmam gerektiğini buldum...parlayan sarı sarı saçları. Evet kesinlikle oraya bakmalıyım. Hem belki gözlerine baktığımı düşünür. Gözlerimi odak noktama dikip derin bi nefes aldım ve " Bilmem" dedim. İşte tek bir kelimemle bir sürü hazırlığımı mahvettim. Ah ah...
"Kural 1 ben istemediğim sürece bana kısa cevaplar verme. Yoksa güzelliğine yazık olur."
***
Bu sözünden sonra gece boyu sessiz kaldım ve işte yeni odamda yatakta oturuyorum. Nikah zaten daha önce olduğu için düğün klasikti ilk başta dans etmiştik ve ölmekten en çok o o zaman korkmuştum. Bana ilk defa bu kadar yakın olmuştu. Ve ona dokunmuştum. Ama ne yazık ki diğer kızlar gibi hissetmemiştim. Evet fazlasıyla heycanlıydım ama bu heyecanda korkular daha ağır basıyordu. Dans sorunsuz bittiğinde binlerce kez şükredip elinden tutarak yerimize geri ilerlemiştim. Davetliler teker teker gelip tebrik ettikten sonra gitmeye başlamışlardı ve onlarda bulduğum sıcaklık biraz olsun içimdeki buzları eritip gülmemi sağlamıştı. Ta ki onun tarafından kaldırılana kadar. Evet beni kucağına aldığını fark etmem uzun sürmemişti ve şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Ve o da bunu farketmişti. Tabi ki. "Şaşkın ördek yavrusu gibi bakmayı kes." Bu emriyle başımı hafifçe göğsüne koydum. O sırada merdivenden çıkıyorduk ve açık camlardan birinden tatlı bi rüzgar esti. Kalbimin tekrar attığını fark ettim ve başımı biraz kaldırıp dışarıyı görmeye çalıştım. Her yer çok renkliydi oldukça gösterişli süslemişlerdi gerçekten. "Bunda ne var böyle aptal aptal sırıtılacak?" Ve o sözüyle hemen sırıtmayı kestip eski pozisyonuma döndüm.
İnsanın hayatı ne garip..Maviler içinde gökkuşağının kızıyken birden bire umutları elinden alınıp çıplak bi insana dönüştürülmek gerçekten çok basitti. Şimdi hayatla kendim arasında bi köprü kurmak ve tekrar gökkuşağına oturmak istiyordum.
Ama şu an burda otururken yine düşüncelerim ve hayallerim beni terketti. Beni yatağa bırakmıştı ve üstünü çıkarmaya başlamıştı. Vücudumun her zerresi titriyordu. Bunu anlamış olacak ki bana döndüğünde yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu. "Ne oldu korktun mu yoksa?". Şu an hiç olmadigi kadar korkuyordum. Bir uçurumun kenarındaydım ve her an düşecek gibi hissediyordum. Yanıma yaklaştı ve o an ruhumun bedenimi terk ettiğini hissettim. İşte simdi o boşluğa düşüyordum. Gökkuşağı istemiyor muydu yoksa artik beni?
Beni kollarımdan tuttu ve oturur pozisyona geri getirdi. Ama ben hiç bir sey göremiyordum. Tekrar tekrar kendimi kaybetmiş olacağım ki en son yatağa yatırıp üstümü örttüğünü hatırlıyorum. Ama buna da şükrettim. En azından şimdilik kurtulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağının Kızları
Fantasy"Çabuk hazırlan gidiyoruz." dedi her zamanki emir verici sesiyle. Yüzüne boş boş baktım.Aslında neden,nereye gibi bir sürü soru sorardım ama dün geceden sonra sesini bile duymak istemiyordum o yüzden sadece "Her nereye gidiyosak Lyra'yı almadan bi a...