Multi : Aktan ve Asel
İyi okumalarSabah yine şu lanet zilin sesiyle uyanmıştım. Güne böyle başlamak zaten olmayan okula gitme isteğimi daha da sıfırlıyordu. Bende isterdim annem gelsin 'kalk kız kahvaltı hazır desin' ama maalesef ki ablanızla tek başınıza yaşıyorsanız ve ablanız sabahın köründe kargalar bokunu yemeden kalkıp hastaneye gidiyorsa bu pekte mümkün değildi.
Ben yataktan kalkmak için kendimle savaşırken tekrar alarm çalmıştı 5 dakikaya bir alarm kurardım çünkü ben deniz okula geç kalmasıyla bilindiğim için annem art arda alarm kurdurtmuştu.
Alarmı kapatıp diğer alarmlarıda iptal ettim ve kalkıp banyoda ki günlük rutinlerimi halledip çıktım . Okul kıyafeti giymiyorduk 12.sınıf olduğumuz için müdür bize esneklik gösteriyordu dolaptan giyeceğim kıyafetleri hemen bir kombin yapıp giyindim.
Evde kahvaltı hazırlayan biri olmadığı için ve bende hem üşenip hem geç kaldığım için evde kahvaltı etmezdim.
Ablamın bıraktığı parayı aldım portmantodan ayakkabılarımı, kıyafetime uygun şapkamı ve montumu giyip dışarı çıktım. Ev sahibi Hatice teyze dışarda evin önünü süpürüyordu bu kadını anlamıyordum hangi psikopat sabahın sekizinde ev süpürdü ki bu emeklilerde bi tuhaftı yahu.
Ona günaydın diyip çantamdan telefon ve kulaklığımı çıkarıp en sevdiğim şarkılardan birini açıp yoluma devam ettim. Okuluma varmadan önce fırından bir simit bir poğaça alıp hem yiyip hem yürüdü.
Poğaçam bitmek üzereyken okulada varmıştım zaten son ısırığımıda alıp paketlerini çöpe attım ve okul kapısından içeri girdim.
Böyle sabahları herkes bahçedeyken okula girince kendimi havalı hissediyordum. Ama bahçeye bir göz attığımda kimsenin umurunda değildim. Aman sanki onlar benim umurumdaydı. Ben havalı yürüyüşüme devam ederken okulun merdivenine geldiğimi fark etmemiştim bile e tabii hal böyle olunca laps diye yüz üstü merdivenlere kapanmıştım. Ah salak kafam işte şimdi herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştım. Herkes bana gülüyordu. Ayağa kalktım üzerimi silkeledim ve bahçeye dönüp "ne bakıyonuz lan açıkta biyer mi gördünüz" diye bağırdım. Bahçedekiler anırmaya benzer sesler çıkarmaya başlayınca onlara sikimde değilsiniz bakışı atıp havalı yürüyüşüme devam ettim. Tam okul kapısından girmiştim ki biri bana seslendi pardon adımı haykırdı. Ama ben bu gerizekalı nın kim olduğunu biliyordum sonuçta insan malını bilirdi. Dönüp Ensar'a 'ne var lan gevşek' diyecektim ki koridorun sonundan bana böğürdüğünü fark ettiğimde cümlemi kendime sakladım. Ona elimle sen hayırdır işareti yaparken aynı zamanda da göz kırpıyordum. Hem eliyle gel yapıp hemde bağırınca bi dakika işareti yapıp ilk çantamı sonra üst katı gösterdim sınıfa çıkacağımı geç te olsa anlayınca hemen merdivenleri tırmanmaya başladım. Sınıfa varınca çantamı sıraya koyduğum gibi dışarı çıktım. Zaten sınıfta selam verip konuşacak kadar yakın olduğum üç kişi vardı. Ensar, Batur ve Sude. Sude demişken onu görememiştim sanırım bugün okula gelmemişti yada her zamanki gibi geç gelecekti. İçimden Ensar'a sorarım diye geçirirken aşağı varmıştım bile koridorun sonuna ilerleyip bizimkilere yaklaştığımda Batur'un bana arkası dönüktü Ensar beni farketsede sus işareti yaptım ve Batur un ensesine şap diye geçirdim ama benim bile canım acımıştı çıkan sesi duyunca. Ayıptır söylemesi elim bayağı ağırdır neyse Batur tam elini yumruk yapıp arkasını döndüğünde benim olduğumu görünce elini indirmişti ama bütün sülalemi kalaylıyacak şekildede sövmüştü. Baktım susmuyor yavaşça ağzına geçirdim ve "Kızım ben kız benim yanımda böyle küfür etmeye utanmıyor musun namıssız" dedim. Bana sikici bakışlarından birini atıp "Hıh kızmış benim bildiğim kızlar öpücük atar sen tokat atıyon Allah seni alacak adama akıl fikir ihsan nasip eylesin amiiin" dedi ve elini yüzüne sürdü. Sonra tekrar dönüp "Bundan sonra kavgalara Ensar yerine seni götürecem" dedi. Dediğine üçümüz de kahkahalarla gülerken Sude'nin bize yaklaştığını fark ettim. Yanımıza gelirken hala daha esniyordu
Buda demek oluyordu ki sabaha karşı yatılıp sabah yataktan annenin çığlıklarıyla sürünerek kalkma mecburiyetinde kalmış gibi gözüküyodu. Yada vazgeçtim alarmla kalkmak daha güzelmiş
Ben bunları düşünürken yanımıza gelip uykulu bi şekilde 'naber moruklar' dedi. Diğerleri iyi gibi cevaplar verirken ben elimle idare eder işareti yapmakla yetindim. Biz ayak üstü lak lak ederken zil çaldı ve bahçe ve koridorlar boşalmaya başladı bizim farkımız olarak biz öğretmenler ziline kadar daha konuştuk ve sonra sınıflara dağıldık. Aslında son sınıfın ikinci dönemindeydik bi kaç ay sonra sınava girecektik ama hepimiz olursa olur olmazsa olmaz kafasındaydık. Biz Ensar ile aynı sınıfta B şubesindeyken Sude ve Batur A şubesindeydiler. Onların dersleri bizimkinden bi tık daha iyi oldukları halde sınıfta sonuncuydular siz bide bizi düşünün yani. Ensarla sınıfa girip en arkaya doğru yürüyüp sıramıza oturduk önümüzdeki kızdan dersin edebiyat olduğunu öğrenince birbirimize bakıp sırıttık ve kafamızı gömüp uyuduk.Birinin kolumu delecek gibi dürtmesiyle kafamı hafif kaldırıp gözlerimi araladım Ensar bi yandan beni kaldırmaya bi yandan da çantasını toplamaya çalışıyordu. Onaci" ne var be" dedim o ise sanırım bu gün duyup duyabileceğim en güzel şeyi söyledi sanırım 'son üç ders fizik ve fizikçi yokmuş yaniiii okuldan firar edicez ve bunun için 15 dakikamız var neden diye sorarsan güvenlikçi çay molasında o geri dönmeden kaçmamız lazım' dedi ve beni sürüklemeye başladı tam çantamı almadım diyecekken önünde benim arkasında ise kendi çantasını astığını gördüm bu çocuğu seviyordum ben yaaa.
Okulun bahçe kapısından çıkmamızla sürünün devamını gördüm ve "sizin ne işiniz var lan" dedim sude' siz kaçarsınızda biz kaçamaz mıyız ayol okulu ektik ' dedi. Bi süre mal mal birbirimizle bakıştıktan sonra Batur' lan bekçi geliyo koşun' diye bağırdı. Hepimiz topukları yağlayıp kaçarken bekçide arkamızdan 'durun it ogli itler' diye bağırıyordu bekçimizin tuhaf bi şivesi vardı ve konuşurken çok komik oluyordu.
Bekçiyi atlatmayı başardığımızda hepimiz ter içinde kalmıştık. Sonra yol kenarındaki bir banka oturup soluklandık. Batur Sudeye 'Geliyor musun ben eve gidiyorum'dedi. Sude yavru köpek bakışlarından atıp bizim evde filmde izlermiyiz abimde yok evde çok sıkılıyorum' dedi o yu uzatarak. Bunların bu hallerini çok seviyordum. Sekizinci sınıfta Sude nin babasının oturdukları evi satın almasıyla başlamıştı arkadaşlıkları benlede lise birde Ensar ile ise lise ikide ben tanıştırmıştım onları sonrada süper dörtlü olmuştuk. Batur Sudeyi onaylayınca bize güle güle diyip el sallayarak ayrılmışlardı yanımızdan. Ensar ile bikaç okuldakilerin dedikodusunu yaptıktan sonra üşümeye başladığımızı fark edip, üzerimizi değiştirelim ve pastanede oturalım diye sözleştik. O evine doğru yol alırken bende kendi evime doğru gitmek istemiştim fakat bekçiden kaçalım derken ara sokaklara saptığımız için nerede olduğumuzu pek bilmiyordum. Yön bulma konusunda çok iyi olmasamda duyularıma güvenip dümdüz devam ettim. Geldiğimiz yoldan devam edemezdim çünkü bir sürü ara yola sapmıştık ve orada kaybolma ihtimalim daha yüksekti. En azından şimdi birilerine rastlarsam ana yolu bulabilirdim. Ne kadar yol gittim bilmiyorum ama tabiri caizse götümden ter çıkmaya başlamıştı. Çok yorulmuştum. Ve havada kararmaya başlamıştı. Telefonumdan saate baktığımda saat 5 i geçiyordu ve kış olduğu içinde hava erken kararmaya başlamıştı. Ensar ile otururken zamanın geçtiğini anlamamıştım daha hızlı gitsem iyi olacaktı.Biraz daha yürüdükten sonra hava dahada kararmıştı.İleride 4 erkek 1 kızdan oluşan bir grup vardı. Onlara sormalıydım. Biraz daha hızlandım yanlarına varmama 3-4 adım vardı ama onlar beni farketmemişti aralarında hararetli bişey tartışıyolardı. Biraz daha yaklaşıp beni fark etmeleri için hafif boğazımı temizledim. Ama onlar konuşmuyorlardı uzaktan fark etmediğim birini dövüyorlardı. Hemen oradan uzaklaşmak istesem de artık çok geçti beni farketmişlerdi.
Merhaba arkadaşlar bu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz.
Yazım yanlışlarım olduysa affola.
Beğenmeyi, Bol bol yorum atmayı ve arkadaşlarınıza tavsiye etmeyi unutmayın.Seviliyorsunuz 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şifalı Bal
Teen FictionAktan & Asel Kız anlayamamıştı sapığına aşık olacağını... Adam anlayamamıştı KARANLIĞINA YILDIZ doğacağını... Adam sessizce fısıldadı "Benim olacağın günü iple çekiyorum"