"Gel"
Karşımda duran benden santimlerce uzun bedene bakakalmıştım resmen, on altı yıllık yaşamımda ilk defa kalbim birisine karşı böyle hızlanmıştı, durmuyor sanki kalbim göğüsümü delip kaçacakmış gibi hissediyordum. benim uzun süreli sessizliğime anlamsız bakışlarla bakan çocuğa en sonunda yaşam belirtisi olarak kendimi düzelterek bakmıştım.
"M-merhaba, Kim Yeonju yeni transfer öğrenciyim 10-C sınıfına gitmem için çağırdı seni müdür. yardımın için şimdiden teşekkür ederim."
yüzüme tekrar gülümsemeye başlıyan suratla hafif bir heyecan basmıştı vücudumu, beni takip et şeklinde kafasını odadan dışarıya atan bakışlarla müdür beye dönüp hafif bir şekilde eğilerek benimle ilgilendikleri için teşekkür etmiştim. Odadan çıkmış koridor boyu yürüyorduk, öğrenciler derste olduğundan dolayı sınıflardan gelen öğretmen sesinden başka hiç bir ses duyulmuyordu ölüm sessizliği hakimdi ortalığı. Bir kaç saniye sonra konuşmaya ve onun hakkında bir kaç şey öğrenmeye karar vermiştim.
"Şey, adın ne? ve sanırım benden büyüksün..."
dediklerimi işittiğinde durmuş bana bakarak cevaplamaya hazır bir şekildeydi.
"Ah benim kabalığım kendimi tanıtmayı unuttum, adım Choi Seungho 12-A sınıfındayım yani son senem burdaki."
Açıkcası yaşından daha büyük duruyordu yani son sınıf olmasına hiç şaşırmamıştım, anlık gelen düşünceyle eğilmiştim.
"Tanıştığımıza memnun oldum Seungho-Sunbae! Umarım iyi anlaşırız"
Doğrulduğumda yüzündeki gülümsemeyi görmüş içimden benimde bir anda gülümsemem gelmişti, bana doğru uzanan eline anlamsızca bakarken saçımı karıştırdığında ağzından "çok tatlısın" kelimesiyle birlikte kalbimdeki hız birden normalden daha hızlanmıştı kızaran yanaklarımı saklamak için kafamı hafif eğmiştim. bir kaç süre sonra elini çektiğinden peşinden yürümeye başlamıştım kısa ve cılız vücudumla onun yanında nerdeyse kayboluyordum bu çok trajikomik bir durumdu. Başka bir koridora girmiş ve sonunda 10-C yazısını görmüştüm bana attığı bakıştan sınıfın burası dediğini anlamış ve gülümseyerek kafa teşekkür manasında sallamıştım. sınıf kapısını tıklatıntan sonra içerden gelen "Gelebilirsiniz" sesiyle kapıya yönelmiştim anlık olarak arkama dönüp Seungho Sunbae'ye tekrar teşekkür amaçlı bir bakış atıcaktım ki... Seungho Sunbae gitmişti, arkalara doğru bakışlar atarken sınıfın beni beklediği aklıma gelince hızlı adımlarla yavaş giriş yapmıştım, sınıf öğretmeninin beni beklediği çok belliydi bana bakıp "Hoş geldin Yeonju duvar kenarındaki üçüncü sıraya oturabilirsin" denmesiyle kafamı sallamış sıraya oturmuştum. Oturduğum anda sıraya koyduğum çantamla gözlerime perdelerim inmişti...
"Hey"
"Hey,hey! yeni çocuk uyan"
Omzumda hissetmeye başladığım dürtülerle uyuya kaldığımı anlamış ve anında kendimi düzeltmeye çalışmıştım, beni dürten kıza bakarken bana yan gözlerle "Günaaydınn, eve gitme zamanı geldi? Dün gece uyumadın mı? ikinci dersten beri uyuyorsun" sözleriyle sanki beni azarlarcasına bana bakıyordu, kendime gelmem biraz zaman almıştıki sonunda bir şeyler söylemeye yeltenmiştim.
"Oh, beni uyandırdığın için teşekkür ederim... sana borçlandım."
Eliyle omzunu silken kız bana doğru bakıp hafif bir yan gülümseme bırakmıştı gözlerindeki bakışa dayanarak söylenseydim kesinlikle iyi niyetli biri olduğunu söyleyebilirdim veya ben öyle düşünüyordum. Okulda neredeyse sadece ikimiz kalmıştık, beraber çıkmak adına sınıftan çıkmıştık, kapı önüne gelince bana attığı bakışlardan bir şey söylemek istediğini anlamıştım.
"Park Yuna, memnun oldum Yeonju... o zaman yarın görüşürüz."
Gülümseyerek aynı anda ellimi sallayıp aynı anda ise "Bay,bay" diye seslenmiştim. Bence ilk geldiğimdeki bakışlar harici güzel bir giriş yapmıştım. etrafa hangi yoldan geldiğimi saptırmak için bakınırken omuzumda hissetiğim elle arkama dönmüştüm. Tanrım... bu oydu tüm gün boyunca aklımda gezen kişi Seungho Sunbae, ilk karşılaşmamızdaki gibi yine küçük dilimi yutmuş konuşmayı unutmuştum üstümde gezen bakışlarıyla.
"Yeonju, selam sencede biraz geç değil mi? Neden bu kadar geciktin?"
Gözlerim altın oran yüz hatlarında gezerken sorusunu cevaplamak için atıldım.
"Sunbae... uyuya kalmışımda sınıfta ehehehe... sen niye bu kadar geç çıktın? ve çantanda yok bir şeyini mi unuttun?"
"hayır, bugün nöbetçiydim o yüzden yanımda çanta getirmedim."
Sırtımdaki çanta çok ağır olmasada cılız bedenim ağırlığı taşımakta zorluk çekiyordu elimle çantayı düzeltmek için hafif havaya kaldırmıştım.
"evet, nöbetçiydin hatırladım. teşekkür ederim tekrardan her şey için."
Seungho'nun gözleri bir anda çantama takılmıştı sanırım biraz zorlandığımı anlamıştı kolunu uzatıp sırtımdaki çantayı alıp bana döndü.
"Zorlandığını fark ettim, hadi beraber yürüyelim."
"Sunbae çantamı taşımana hiç gerek yok bana vere-"
Dudaklarımda hissetiğim işaret parmağıyla gözlerim seungho'nun gözlerine takılmıştı kalbim anlık olarak patlayabilecek bir hıza ulaşmıştı. ağzımda kelimeleri sayıklarken yüzündeki hafif gülümsemeyle.
"Hadi beraber yürüyelim Yeonju."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sky Lie
Teen FictionYeni okulunda ilk aşkı ile Kim Yeonju'nun başı dertte. Karakterlerimiz: Kim Yeonju: Cai Xukun Choi Seungho: Park Seo Joon