3.bölüm

23 7 19
                                    

iyi okumalar...

Ilık ılık esen rüzgar saçlarıma değiyordu ve bu benim gözlerimi aralamama neden olmuştu.
Etrafıma baktığımda kocaman bir yolun üzerinde  ağaçlarla dolu bir yerdeydik.
Birazcık afallasam da ben bir kızın arabasına binmiştim.

Arka koltuğa baktığımda orada olduğunu gördüm uyuyordu.

Onu uyandırmadan sessizce arabadan indim.
Biraz ileride ki ağaçların oraya gidicektim.

Yavaş adımlarla ağaca ilerleyip altına oturdum sabah daha yeni olmuştu ve manzara mükemmeldi.
Telefonumu cebimden çıkartıp bir kaç fotoğraf çektim ve telefonu cebime koydum.
Kafamı arkamda ki ağaca yasladım ve gözlerimi kapatıp hayal kurmaya başladım.
Çok geçmeden,

"JUNGKOOK!!!"demesiyle gözlerimi hızla açıp olduğum yerden kalktım acaba birşey mi olmuştu.
Hızla yanına gittiğim de sinirli bakışlarına maruz kalmıştım.

"Neredesin sen ha"
Neden bu kadar abartmıştı ki,

"Sadece ileride ki ağacın altına oturmaya gitmiştim sorun yok neden bu kadar tepki veriyorsun ki"
Dememle sırıttı ve saçlarını bir eliyle geriye itti ve derin bir nefes alarak konuştu.

"Ya başına birşey gelseydi ne kadar da sorumsuzsun"

"Kendimi korurdum herhalde yaşım küçük olabilir ama erkeğim sonuçta"

" Bu yolculuk boyunca benim dediklerimi yapıp yanımdan ayrılmayacaksın-deyip durdu ve tekrar bana bakıp
"Sonra herkes yoluna gidecek zaten o zaman yaparsın istediğini"

Onunla tartışacak değildim sonuçta beni Seule götürmeyi reddedebilirdi ve bunu istemezdim.

Arabaya doğru ilerlediğinde onu takip ettim.

Yolculuk sessiz geçerken benim karnım bu işi bozmuştu.
Çok acıkmıştım ne yapayim.

"Açmısın"demesiyle ona baktım.

"Evet"

"Seulde bir yer biliyorum orada yeriz birşeyler"

Sadece kafamla onayladım.

Çok geçmeden bir restoranta geldiğimizde durduk ve beraber restoranta girdik.

Cam kenarından bir yer seçip oturduk.

Acaba ne yesem,
Elime menüyü alıp bakmaya başladım.

"Seçebildin mi"
Düşündüm ve,

"Evet ramen ve kimchi yiyeceğim"

Kafasıyla onayladı ve garsonu çağırıp siparişlerimizi verdi.

Beklerken canım sıkılmıştı belki sohbet ederdik biraz,

"Bir işte çalışıyormusun"dememle sanki küfür etmişim gibi bakarak sinirle cevap verdi.

"Bıraktım"
Anladım ki kısa konuşmayı seviyordu.

"Peki kaç yaşındasın"
Dememle sırıtıp,

"Ne o evlilik teklifi mi ediceksin bana"

Ahh gerçekten anlaşmak zordu bu kızla,

"Yani demeyecekmis-sözümü bitiremeden

"22"dedi benden 3 yaş büyüktü ve efelenmesi belki de ondandı.

"Sen bana soru soymayacakmısın"dedim.
Derin bir nefes aldı ve gözlerime bakarak

"Hayır ama şunu bilmelisin ki çok konuşuyorsun ve artık Seule geldiğimize göre senden kurtulacağım"

Ne kadarda insan canlısı biri,
Tanrım mecbur olmasam 5 dakika burada kalmam.

(...)

Siparişlerimiz gelmişti.Yemek yeyip kalkarken o hesabı ödemişti.
Bana izin vermemişti ama zaten benimde paramın olduğu söylenemezdi.

Bankta oturmuş onu beklerken koşarak yanıma geldiğini gördüm endişeliydi.

"Saklanmalıyız"demesiyle

"Kimden ve neden"
Cevap vermeden önce kolumdan tutup beni kaldırdı ve koşmaya başladı bende onunla beraber koşuyordum.
Endişenmelimiydim.

Seul'ün dar ve sıkışık olan sokaklarından koşuyorduk ve en sonunda durduğumuzda nefes nefeseydik.

"Neden koşu-diyemeden ani bir hareketle eliyle ağızmı kapattı ve beni iterek duvara yasladı.
Elini ağzımdan kafama götürünce heyecanlanmıştım ve o hala ileri gidiyordu.
Kafamı çekip boynuna yaslanmama neden oldu.
Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim.
Vanilya gibi kokuyordu.
Ve o konuşmaya başladı.

"Ellini belime koy ve acele et"
Bunu demesiyle sertçe yutkundum ve dediğini yaparak ellerimi beline koydum.
Sadece öylece duruyorduk.
İkimizin nefes alış veriş seslerinden başka bir şey yokken

Bir adamın"Jung hee neredesin saklanbaç mı oynuyoruz ha"demesiyle gerildim.
Bu adamın jung heeyle ne işi olabilirdi ki,

"Burada değiller gidelim"diyen adamın ayak seslerinden buradan gittikleri anlaşılıyordu.

Ellirimi hemen belinden çektim oda benden ayrıldı ve derin bir nefes alarak saçlarını geriye itti.
 
"Üzgünüm yakınlaşmak zorunda kaldım"
Demesiyle,

"Önemli değil de o adamlar senden ne istiyorlar"

"Bu uzun bir mesele anlatamam"
Sesimi çıkarmadım belkide anlatmaması gerekiyordu.

"Artık gitmeliyim sana teşekkür ederim beni Seule getirdiğin için"
Deyip gidecekken kolumdan sıkıca tuttu.

"Gidemezsin bende geliyorum"
Şaşkınlığımı gizleyemeden ona döndüm.

"Ne demek bende geliyorum"
Dememle gülüp kolumu bıraktı ve bana biraz  yaklaşıp durdu.

"O adamlar tekrar gelir ben güvende olmak istiyorum seninle gelemezmiyim sadece bir süreliğine"

Bir kızla aynı evde kalmak zor olucaktı ama o bana iyilik yapmıştı belki bende ona yardımda bulunabilirdim.

"Kabul ediyorum"dememle tekrar güldü.

Bir insana gülmek bu kadar yakışırken neden hep somurtuyordu ki:)

(...)

"Ev fena değilmiş"diyen jung heeye döndüm.

"Evet arkadaşlarım benim için tuttu burayı"
Biraz da ha etrafta gözlerini gezdirdi ve ayağa kalktı.

"Benim uykum var"

"Sen içerde yat ben burada yatarım" dememle tek kaşını kaldırdı.

"Ben burada yatmak istiyorum"dedi ve yatak odam olarak kullanacağım yere girip bir kaç yastık ve polarla geri döndü.

Onları koltuğa serip koltuğa oturdu.
Bense hala şaşkınlıkla onu izliyordum.

"Gidermisin üstümde ki gömleği çıkaracağım da"
O anda dediklerini algılayamamıştım sadece suratına bakıyordum.

"Peki sen bilirsin"deyip gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı.
Bende hemen  arkamı dönüp

"Napıyorsun sen neden soyunuyorsun gözümün önünde"

"Ben seni uyardım"

"Ben anlamamıştım ne biliyim soyunacağını ben üzgünüm hem artık dönebilirmiyim"
Ses gelmeyince yavaşça arkama döndüm uymuştu ne ara,

Bende yavaş adımlarla odama gidip yatağıma uzandım.

Bugün çok yorulmuştum ve dinlenmeliydim yarın iş ilanlarına bakmaya gidecektim.

Bu bölümünde sonuna geldik umarım beğenmişsinizdir sizi seviyorum......♡♡♡



Out of breath~JJK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin