4.bölüm

14 2 24
                                    

(...)

Sabah telefonumun çalmasıyla uyandım.Numaraya baktığımda bilinmeyen bir numaraydı.
Ama sanırım açmam gerekiyordu...

"Alo"dediğimde gülme sesleri gelmişti kendi içimden bu salak kim diye geçirdim.

"Jung hee numaramı kaydetmemişsin bile"demesiyle sesli bir şekilde yutkundundum.
Sessizce koltuktan kalktım ve yatak odasının aralık kalmış  kapısına doğru ilerledim.
Jungkook denen çocuk uyuyordu.Sessizce gidip kapının yanında ki askıdan montumu alıp dışarı çıktım.
Telefonda olduğunu  unutuyordum ki karşıda ki konuşmaya başladı.

"Hesaplaşmamız bittimi sandın dün sizi  bulamadık ama bu bir daha bulamayacağımız anlamına gelmez değil mi"
Dişlerimi sıktım ve gözlerimi kapatıp tekrar açtım.

"Biz değil ben istediğiniz benim o çocuk yanımdayken gözükürseniz sizi-

"Ne yapabilirsin ki"deyip gülmeye başladı.Hem sinirimi bozuyordu hemde  dövme isteği uyandırıyordu.

"Neyse jung hee uzun lafın kısası bizimle geliyorsun"
Demesiyle kollarımdan tutan iki kişi görmem bir oldu.

"Ne o mafyacılık mı oynayacağız"deyip sinir bozucu  bir gülüş sundum.

Adamlarsa cevap vermeden ileride ki siyah arabaya beni sürüklüyorlardı.
Gidelim bakalım dertleri neymiş.

(...)
Şuan kocaman bir boşluktaydım sanki,
Gözlerimin üstünde hissettiğim ağırlık gözlerimin açılmamasına neden oluyordu.

Ve o ses

"Sonunda geldiler"derken çoğul ekmi kullanmıştı.

"Açın gözlerini"demesiyle gözümü bağladıkları bezi çöztü ve karşımda  jungkooku görmemle şok olmuştum.

"Size ben ne dedim o bu işe bulaşmayacak"dememle adam jungkookun biraz yakınında bulunan sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attı.

"Sana diyorum pislik herif birde bayıltmışsınız"dememle boş odada kahkaları duyuldu.Yüz ifademle ona tiksinir bir şekilde bakıyordum.

"Sende bu işleri bırakıp annelik mi yapmaya karar verdin"deyip tekrardan ayağa kalkıp yavaş adımlarla bana doğru geldi ve durdu.

"İkiniz benim işime yarayacaksınız"demesiyle aniden gelen sinirle yüzüne tükürdüm.
Adam hızla yüzünü kolu yardımıyla silip direk boğazıma yapıştı ve hafif sıkmaya başladı.

"Sen bizim adamımızdın jung hee anladın mı biz seni açlıktan ölürken  doyurduk,kalacak yerin yokken biz sana yer verdik ve şimdi minnettarlığını göstermelisin"
Deyip boğazımı bırakınca derin bir nefes aldım ve nefes alış verişlerimi düzenlemeye çalıştım.

"Jung hee"demesiyle direk jungkooka baktım hem şaşkın hemde korkmuş gözüküyordu.

"Buradan kurtulacağız"dedim.
Ama nasıl kurtulacaktık ki silahımı bile evde bırakmıştım adamları döverek mi kurtulacaktık.

"Neden buradayız neden"dehşetle konuşmuştu adeta jungkook,
Ne diyebilirdim ben kendi yaptıklarımın bedelini ödüyordum ama o sadece Seule gelmiş  hayalleri olan bir erkekti ve şuan düştüğü durum benim suçumdu.

"Senden özür diliyorum lütfen sakin ol buradan kurtulmanı sağlayacağım "
Dememle  gözleri yerdeyken gözlerimi buldu.

"Yeter bu kadar muhabbet  jung hee buradan kurtulamayacaksınız ayrıca artık  intikam alma zamanı geldi diye düşünüyorum"deyip kafasıyla adamlarına beni işaret etti.
Adamlar gelip beni sandalyeden kaldırdılar ve öylece beni tutmaya devam ettiler.

Adam gelip bir tane tokat attı.Tokat atmasıyla kafam sert bir şekilde sola yattı.

"Yapmayın kesin şunu neden  bir kıza vuruyorsunuz"diyen jungkooka baktım sadece bakabiliyordum aynı zamanda neden vicdan azabı hissediyordum.

Düşüncelerimden ayıran o adamın tekrar vurmasıydı.
Bu adama yenilemezdim.Hiç bir tepki vermedikçe daha hızlı vuruyordu artık yüzüm hissizleşmişti.
Jungkook hala bağırıyordu.Birden ayaklarım bağı çözüldü ve bende dizlerimin üstüne  düştüm.

"Anlaşıldı tek zarar gören sen olmayacaksın"deyip arkasına dönüp jungkooku işaret etti.
Adamlar gidip jungkooku kaldırdılar buna izin veremezdim hayır,

"Bırak onu aşağılık"diye bağırıyordum ama o çoktan jungkooka vurmaya başladı.
Jungkookun canı çok yanıyordu biliyorum belli etmemeye çalışsada belli oluyordu.

Aniden plansız bir şekilde hiç düşünmeden hızla yerden kalktım ve hızlı adımlarla gidip adama tekme attım.
Atmamla acıyla bağırdı bir daha tekmeliyecekken adamları iki kolumdan tuttular kımıldayamıyordum bile,

"Bunun intikamını başka zaman alırım ama şimdi gitmem gerek"deyip yürümeye başlayınca adamları beni sert bir şekilde yere bıraktılar işte bu çok acıtmıştı.

Kapının kilitlenme sesiyle beraber gittiklerini anladım jungkooka baktığımda duvara kafasını yaslamış öylece duruyordu.
Tanrım hep benim yüzümden,
Yerlerde keskin bir alet aradım ve ileride ki camı görmemle kalkıp camı aldım ellerim bağlı olduğu için tutmakta zorlanıyordum birazda olsa elime batıyordu.Ama umrumda değil onu kurtarmalıydım.

Hızla yanına gidip diz üstü çökerek oturdum.

"Jungkook arkanı dön ellerini çözeyim"dedim.Jungkook yavaşça kafasını kaldırıp bana daha sonra elime bakıp kaşlarını çattı.

"Ellerin kanıyor bırak şu camı"dedi.Bende kafamı hızla iki yana salladım.

"İzin verde bir an önce çöziyim"dedim.Oda daha fazla karşı gelmeden arkasını döndü zar zor bir şekilde camı ellerineki iplere sürtmeye başladım.Sonunda ip kesilince camı yere bıraktım ve arkama yaslandım.

Jungkook bileklerini biraz ovaladıktan sonra bana döndü.

"Senide çöziyim"dedi.Ellerimi hızla çözüp oda yanıma oturdu ve sırtını duvara yasladı.
Ben karşıya bakarken o bana bakıyordu hissetsem bile ona dönüp bakmıyordum.Aklıma gelen şeyle kafamı hızla ona çevirdim.

Aramızda çok az bir mesefa vardı dudaklarımı araladım ama ne diyeceğimi unuttuğum için öylece ben ona o bana bakıyordu.Kendimi hızla toparlayıp,

"Çok acıyormu canın"dedim.Kafasını iki yana sallayıp tebessüm etti.

"Acımıyor o kadar peki senin ellerin acıyor mu"dedi.Kafamı iki yana salladım.Daha sonra elimi kanayan dudağına götürdüm.Ellerimi yavaşça dudağına değdirip gözlerine baktım oda bana bakıyordu.Jungkook sesli bir şekilde yutkununca elimi hemen çektim acımış olabilir diye düşündüm.

Yüzüne bakamıyordum bile çünkü ben suçluydum.Tanrım napıcam nasıl çıkarız burdan nasıl?

Omzumda ki ağırlıkla yavaşça kafamı yana çevirdim.

"Biraz böyle koyabilirmiyim boynum ağrıdıda"dedi.Bense anlamsız bir şekilde tebessüm etmiştim.

"Evet olur"dedim.Oda kafasını omzuma iyice yerleştirip bana iyice sokuldu.

Nasıl desem aynı bir çocuk kadar masumdu.Ben ise tam tersiydim masumluk benim karakterimin yanından bile  geçemezdi.

Gözlerim ağırlaşmıştı bende kafamı onun kafasının üstüne koydum ve göz kapaklarımın kapanmasıyla kendimi uykuya bıraktım.

4.bölümün sonu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Out of breath~JJK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin