1. | "Güldüren aynalar.."

22 5 7
                                    

Gözlerimi çekemiyordum, ayıramıyordum. O kadar aciz durumdaydım ki, başka biri olarak kendim gibi birini karşımda görsem alayla güler, acıyarak bakardım. Lise sonlarında, 18 yaşında ergenliğin son günlerinde olan genç bir erkek çocuğuydum. Nasıl bir pisliğe bulalmıştım ben?

Öldürülmekten, bu dünyadan kopup gitmekten o kadar korkuyordum ki. Tanrım, ben yaşamalıydım, ölmemeliydim. Öldürülmemeliydim.

Bu okuldaki ilk yılımdı, okulun her yılı, ya öğrenciler intihar eder, ya da tecavüze uğrarlar ve katledilirlerdi. Çok fazla tuhaftı, aşırı fazla.

Peki ya, neden birçok kişi bu okulu övüp, tanınan birçok kişi evlatlarını bu okula gönderiyordu?

Ben neden buradaydım?

Pekâlâ, babam alkolik, annem ise sikik bir sürtük olduğu için.

Tanrım, katilden kaçıyordum. Evet, şu an katilden kaçıyordum.

Siktiğimin okulundan sadece bir gün geç çıktım ve o günde de okulun arka bahçesinde işlenen cinayete şahit oldum.

Burası neresiydi böyle? Öğrenciler öldürülüyordu, okul hâlâ en çok tanınan ve herkesin gelmek istediği okuldu.

"Genç çocuk."

Pürüzlü ses kulağımı doldurdu, düşüncelerimden anında uzaklaşırken yorgun bedenimi durdurdum biraz. Yaklaşık yarım saattir ağlayarak koşuyordum.

Arkamdaki adım sesleri ile olabildiğince hızlı olmaya özen gösteriyordum. Ama şimdi bana mı seslenmişti?

"Nereye gittiğini bilmeyen adımların, neden bu kadar hızlı?"

Kulaklarımı doldurmaya devam eden bu pürüzlü, kalın ses ile soluk soluğa olduğum yerde sabitlenmiştim.

Bu da öğrenci miydi? Yoksa yoldan geçen herhangi biri, okula girip kavga ettiği birini mi öldürmüştü?

Yutkundum, tanımadığım sokaklarda bulmuştum kendimi. Her şey olmaması gerektiği gibiydi.

Dudaklarımı ıslatarak hâlâ bir bir yaşlar düşen gözlerimi umursamadan başımı arkaya doğru çevirdim.

Karanlık sokakta, hiçbir şekilde kimseyi göremiyordum. Siyah kiyafetlerine askılık yapan hafif sıska bedenden başka bir şey görünmüyordu. Bu manzara.. korkunçtu.

"Bunalıyorum.."

Dudaklarım arasından çıkan tek söz bu olmuştu. Bu çok korkunç ve bunaltıcıydı.

Hafif bir kıkırtı duyuldu karanlık sokakta. İşte bu güzeldi, korkunç değil.

"Ben de bulanıyorum."

Neden daha demin birini öldürüp, o anı gördüm diye beni saatlerce kovalayan bir katil(?) ile konuşuyordum?

Tanrım, psikolojim... asla iyi hissetmiyordum. Buradan kaçmam, şu adamdan uzaklaşmam gerektiği yerde ne bok yapıyordum ben?

"K-kimseye bir şey demeyeceğim, b-beni rahat bırak sadece. Sana yemin ederim, Tanrı şahidim olsun, hiç kimseye bir şey anlatmayacağım."

Yalvarışlarım, ağlayışlarım bu adamın görünmeyen yüzüne bakarak devam ediyordu.

"Anlatmaya cürret edemezsin."

Yutkundum derince, kime anlatabilirdim ki? Polisler asla bana inanmazdı, alkolik babam ve fahişe anneme karşı olgun kişiler.. Asla bundan kurtulamazdım.

Önüme döndüm ve bir şey daha demeden koşarak oradan uzaklaşmaya çalıştım. Artık arkamdan adım sesleri gelmiyordu ve biraz dinlenmenin sayesinde daha hızlı koşuyordum.

Nefeslerim hâlâ boğazımda takılıyordu, ayaklarım titriyordu, gözlerimin artık ağlamaktan şiştiğini hissediyordum.

Hızla tanıdık eve gelmemin ardından cebimdeki anahtarı çıkartarak içeri girmiş, küçük bedenimi kapıya yapıştorarak gözlerimi kapatmıştım.

Siktiğimin hayatı sürekli bana oynuyordu, unutulmak isterdim. Bir tek unutulmak..










Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dark Desire :: YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin