sekiz

22 5 0
                                    

(Jungkook)

"Jungkook sen beni dinliyor musun?"

Bakışlarımı şaşkınlıkla yanımda oturan Seokjin hyunga çevirdim. Onun başına gelenleri haber sitelerinde görmüştüm. Son zamanlarda çok fazla şey gelmişti başına.

"Dalmışım hyung, sen ne diyordun?"

Benim bu hallerime alışıktı. Çünkü çoğu zaman bir anda hayal alemine geçiyor ve Lalisa'yı düşünmeye başlıyordum. O da bunu biliyordu.

"Ben senin nereleri gittiğini biliyorum ama neyse. Benim halimin ne olacağını soruyordum sana. Nayeon ortaya çıktı. Onu saklamak için Kim Chungaha ile reklam ilişkisi yapmam gerekiyor. Daha başıma ne gelebilir diye düşünmekten kafayı yiyeceğim yakında."

Galiba Seokjin hyungun başına gelebilecek daha büyük bir şey yoktu. Tabi Jisoo noonayı saymazsak başka bir şey yoktu.

"Hyung, bir de Jisoo noona ortaya çıkarsa ne olacak? Jisoo noonadan başka bir şey kalmadı sanırım."

"Bu kadar şeyin üzerine bir de Jisoo ile kardeş olduğumuz ortaya çıkarsa artık Kim Seokjin devri kapanır. Bunun asla olmaması gerek. Özellikle kardeş olduğumuzu bilmediği için bizi yakıştıran binlerce insan varken."

Artık sonunda ne olacağını ben bile düşünemiyordum. Seokjin hyung ve Jisoo noonanın menejerleri bile bilmiyordu kardeş olduklarını. Bir yerde buluştuklarında biri onları görse her şey biterdi.

"Neyse, artık daha dikkatli olmam gerektiğini biliyorum. Bu konu baydı artık. Sen ne yaptın? Hâlâ Lalisa'yı düşünmeye devam mı?"

Böyle giderse ben Lalisa'yı ölene kadar düşünecektim ama konumuz şu an bu değildi.

"En son bir hafta önce görüştük hyung. Bir haftada içinde Lalisa, Kim Taehyung'u bırakıp bana gelecek değil ya."

Oturduğu ikili koltukta doğruldu ve orta sehpanın üzerinde ki bardağını eline alarak dikledi. Genellikle buluştuğumuzda içerdik. Şimdi olduğu gibi. Neyse ki alkol toleransımız düşük değildi.

"Bir haftada sen Lalisa ile sevgili olamamış olabilirsin ama benim başıma neler geldi. Sen de Park Chaeyeong ile reklam ilişkisine başlamışsın. Tabi emin değilim ama öyle olduğunu düşünüyorum."

Zaten öyleydi. Seokjin hyung beni tanıyordu. Aşık olduğum kadının kim olduğunu biliyordu. Aşık olmadığım bir kadında ciddi bir ilişki yaşamayacağımı da biliyordu. Reklam ilişkisi olduğunu anlamak onun için zor değildi.

"Beni yeterince tanıyorsun hyung. Bu yüzden susuyorum."

Uykum gelmişti. Uyumak istiyordum.

"Hyung, ben yatmaya gidiyorum. Sen gidersin. Ya da istersen yukarda ki odanda kal."

Başıyla beni onayladı. Bu hallerimi yadırgamıyordu. Çünkü benim onu misafir olarak görmediğim gibi o da kendini misafir olarak görmüyordu. Seokjin hyung da Nayeon noona ile kaldığı için benim evde onun ikinci evi gibi bir şeydi.

Odama girdikten sonra ardımdan kapıyı kapattım ve üzerimi değiştirmek için giyinme odama ilerlemeye başladım. Üzerimde ki tişörtü çıkardıktan ve pantolonumu eşortman ile değiştirdikten sonra kendimi yatak odama geri girdim ve kendimi siyah çarşaflarla örtülmüş yatağıma attım. Oldum olası üzerimde bir şey varken yatamazdım.

Gözlerimi yumarken aklımda olan tek kişi Lalisa'ydı. Yine rüyalarımda onu göreceğime emindim.

i love you🍀liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin