3

323 34 31
                                    

Gönderilen maildeki programın son saatini de not defterine geçirip, bilgisayaranı kapatarak ayaklandı.

Bugün işinde ilk günüydü, örselemeye çalıştığı heyecanı az da olsa dışarı vuruyor ve bu onu geriyordu.
Tuttuğu kapının kulpuna asılmadan önce dolabının yanındaki boy aynasından kendini inceledi.

Siyah bir jean üzerine beyaz t-shirt, kalça hizasında ceket, beyaz spor ayakkabı.

Sadeydi, menajer gibiydi, sevmişti, karamel renginde ki saçlarını at kuyruğu yapmış, yüzünü olduğu gibi bırakmıştı. Seviyordu doğallığı, gerekmediği sürece Ten'in bin bir zorlukla aldırdığı makyaj malzemelerine dokunmazdı.

Kol saatine baktığı zaman vaktin geldiğini gördü ve aceleci tavırlar ile çıktı evinden.
Bu sabah ki rahatlığının asıl sebebi, baş belası ev arkadaşının evde olmamasıydı.

Keza kendisi kahvaltı etmeden giden bir Lisa görseydi evin bütün çıkış yollarına kilit vurur, kızı da kusacak dereceye getirene kadar yedirirdi.
Çoğu zaman rollerine fazla kapılan Ten, Lisa için kesinlikle can sıkıcı oluyordu.
Ten ne onun annesiydi ne de abisi. Dostuydu, öyle kalmalıydı, bürünmeye çalıştığı rollerden çok daha değerliydi. Yeter de artardı öyle değil mi?
Hayır, artmasındı, sadece yetsindi. Yeterlilikten ötesi fazlalıktı, fazlalık ise gereksiz.

Motorundan inip laptop çantasını kavradığı gibi şirketin yolunu tuttu.
Gişedeyken okuttuğu görevli kartı huzurlu etmişti onu, 'aitti' önemli bir grubun önemli menajeriydi, sorumlulukları ona, o sorumluluklara aitti.
Daha ne isteyebilirdi ki bir gayesi vardı...

Sabah kontrol ettiği programına göre, üyeler şuan dans pratik odasında yorgunluktan bitap düşmüş olmalı.
Bu bilgiye ise, geçici olarak giden, iyi kalpli eski menajerden hakimdi.
Adamın düştüğü küçük notlar inkar edilemez şekilde Lisa'nın işini kolaylaştıyor, bunun için büyük bir minnet duyuyordu.

Elinde tuttuğu enerji içecekleri ve sular ile indiği asansörden dans pratik odasına ilerledi. Şirketin üçüncü katında bulunan bu oda, beraberinde bir çok stüdyo ve pratik odası barındırıyordu.
Bir nevi bighit idolleri için üçüncü kat; emek, katıydı.

Yaklaştıkça kulağına ulaşan şarkıyı anımsadı, bu Fire isimli parçalarıydı. Bir gün boyunca, bu zamana kadar çıkmış olan bütün Bangtan şarkılarını, eklediği playlistten dinlemiş çoğunu ezberlemişti.

Kapıyı aralayıp içeriye, kendinden emin adımlar eşliğinde girdi.
Üyeleri, büyük bir odak eşliğinde işlerini odaklandığı için onu göremeselerde, dans hocaları kadını görmüş ve genç bayanın buraya geliş nedenini merak edip, öğrenmek için müziği durdurmuştu.

Müziğin durması ile hocalarına bakan gençler, ardından adamın radarında ki menejerlerini gördüler.
Kadın ilk önce hafif tebessüm eşliğinde eğildi, selamını verdi, sonrasında ise ellerindekileri kenara koyup dans hocasına ilerledi.

"Merhaba, ben Lisa. Bangtanın yeni menejeri. Umarım bundan sonraki zamanda iyi geçiniriz."

Adamın şaşkın bakışlarının ardından kendine gelmesini sağlayan şey, en genç üyelerin kıkırdamasıydı.

Keza ilk tanışmada kendileri de aynı dumurluğa uğramamışlar gibi gülmeleri, içten içe gülümsetmişti kadını.
Suratında ki donuk ifade ile içi ne kadar kesişsede.

Honorable//TaeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin