Aunt

131 17 2
                                    

Millie'den

Finn'i kolundan tutup içeri çektim ve konuşmaya başladım.

"Ne yapıyorsun sen Finn?!"

"Ben bir şey yapmadım, o benim üstüme atladı"

"Peki üstüne atlamasının nedeni ne?!" dedim ve gözlerine baktım. Gözleri dolmuştu. Daha sonra konuşmaya devam etti;

"Özür dilerim, seni dinlemeliydim. Ama öyle görünce sinirlendim işte"

Artık sözler tükenmişti. Beni öyle görüp sinirlenmekte haklıydı fakat beni dinlemeden böyle bir şey yapması gerekmezdi. Daha fazla konuşacak bir şeyin kalmadığını düşünüp arkamı dönmüştüm ki kolumu tutan bir el ile durakladım.

"Benim de bir açıklamaya ihtiyacım var Millie"

"Jacob'la ayrıldığımızda onu dinlememiştim, sen de vardın biliyorsun. Şimdi yanıma gelip açıklama yapmaya çalıştı .Ve ben izin vermeden öptü! Ama sen, sen beni dinlemeden intikam almaya çalıştın! Hem de Sude'den!"

"Ben özür dilerim cid-"

"Özür dileme! Aklını başına alana kadar da karşıma çıkma!"

Daha sonra içeri Sude ve Jack girdi. İkisi de Finn'e ters bir bakış attıktan sonra yukarı çıkmaya başladılar. Ben de peşlerine takıldım. Sude Jack'i oturttu ve yarasını temizlemeye başladı.

"Çok acıyor mu?"

"Hayır"

Sude yarasını temizlemeye devam ederken merdivenden ayak sesleri geldi ve tuvaletin kapısı aralandı. Gelenler Nehir ve Sadie'ydi.

"Noah ve Wyatt'ı Finn'le konuşmaları için aşağıda bıraktık" dedi Sadie

"Evet, Jack iyi misin?" diye sordu Nehir.

"İyiyim işte, neyse şu Finn aklını başına toplayana kadar yanına yanaşmıyosunuz"

Sude yarasına pansuman yaptıktan sonra konuşmaya başladım.

"Tamam o zaman biz gidelim artık. Jack sen gelicek misin yoksa kalıcak mısın burda?"

"O kalsın ben ilgilenirim onunla" dedi Sude

"Peki Sude sen de iyisin değil mi?

"İyiyim Millie, asıl sen iyi misin? Burada kal istersen"

"Aynen burda kal hem Sadie'de kalsın" dedi Nehir

Gözlerimi Sadie'ye çevirdim. Sadie onaylarcasına bir bakış atınca konuştum;

"Tamam kalalım"

"Tamamdır Nehir sen Millie ve Sadie'ye giyecek bir şeyler versene"

"Tamam kızlar takılın peşime"

Nehir'in peşinden gittik onun odası olduğunu düşündüğüm odaya girdik. Bu oda fazlasıyla mordu sanırım Nehir mor rengi baya seviyordu.

"Al Millie bu senin için, Sadie bu da senin için"

"Teşekkür ederiz"

"Tamam siz giyinin ben çıkayım"

Dedi ve çıktı. Tuvalete girdim ve üstümü değiştirmeye başladım .Giyindikten sonra çıktım ve aşağıya indim.

"Bak Wyatt bu konuda beni geçemezsin ben bu oyunun prosuyum beni kimse geçemez"

"Tabi tabi görcez"

Nehir ve Wyatt olanları unutmuş, eğlenmeye başlamışlardı. Sude ve Jack ise birbirlerine sarılarak oturuyordu. Finn gitmişti. Sadie mutfaktan elinde abur cubur paketleriyle geldi. Önümüzde durdu ve konuşmaya başladı;

"Evet bugün olanlar biraz garipti, değişik olaylar oldu ama bugünü unutabilir miyiz lütfen? Tamam hepimiz için çok zor fakat hepimizin buna ihtiyacı var"

"Bence de, birazcık eğlenelim" dedi Noah. Herkes yere oturdu ve abur cuburları açıp tıkınmaya başladık.

[...]

Akşam burada kalmayı istemiştim ama annem beni ısrarla eve çağırmıştı. Önemli bir şey olduğunu düşündüm çünkü çok ısrarcıydı. Hızla eve doğru ilerledim.

Kapıyı çaldığımda hızla açıldı. Annemin siniri bozuk gibiydi.

"Anne ne oldu?"

"Bir veya iki ay. Teyzenin yanına, Kanada'ya gideceğiz"

"Ne? Neden?"

"Teyzen kanser olmuş, tedavisinde yanında olmamız gerekiyor"

"N-nasıl ya? Ne zaman gideceğiz?"

"Yarın akşam uçağımız var. Valizini hazırla"

"Arkadaşlarımla vedalaşmaya gidebilir miyim?"

"Ne zaman?"

"Sabah"

"Olur, git tabi" dediğinde ona sarıldım. Ardından odama çıkıp kendimi yatağa attım.

Gidiyordum, 1 ay veya 2 ay. Arkadaşlarımla görüşemeyecektim.

Ve Finn, Finn'le görüşemeyecektim. Ayrıca aramız bozuktu. Veda bile edemeyecektim. Evet, yaptığı kolay kaldırılabilecek bir şey değildi. Ama onu her şeye rağmen seviyordum, ve veda etmeden gitmek zorunda kalacaktım. Çünkü biliyordum, olanlardan sonra yüzüme bakmazdı.


Helüüüğğğğğ
Bu bölümü ve Sude+Nehir birlikte yazdıkk
Oylayın, yorum atın yoksa döverim bakın tşk öd bb

sand watch | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin