Eylül taştan düşen kutuyu iyice incelerken Can taşta bir yazı gördü. Eylül yazıya baktığında taşdaki yazının türkçe olmadığını anladı. Hatta bunlar latin harfleri bile değildi. Evet bunlar Arapca olmalıydı. Eylül taştaki yazıyı aynen defterine kaydetti. Can kutuyu aldı ve ranzalarının altına koydu.
Eylül ile Can koşarak eve geliyordu. Anneleri bahçeden onları merakla izliyor iki gündür çocuklarında gördüğü değişimin sebebini merak ediyordu. Çocuklarının öğretmeninin konuşması ise Meryem Hanım'ı iyice endişelendirmişti...
Eylül taşın üstündeki yazıları Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi öğretmenine sormuştu. Leyla öğretmen bu yazıyı nereden bulduklarını merak etmiş ve sormuştu
-Bu yazıyı nereden buldun Eylül ?
-Televizyonda görüp merak etmiştim öğretmenim. Anlamını bulabildiniz mi?
-Evet buldum. bu yazıda "Zaman her şeyin anahtarıdır" yazıyor.
İşte öğretmenleri bu olayı Meryem Hanım'a anlatmıştı. Meryem Hanım ise hem çocukları için endişeleniyor hem de onların çevirdiği işi bulmak istiyordu.Fakat çocuklar bu olayı annelerine anlatmamaya kararlıydılar. Eğer anlatırlarsa çocuklarının psikolojisinin bozulduğunu düşünüp onları doktora götürebilirdi. Veya yine boş yere evhamlanıp o kutuyu olduğu yere geri gömdürürdü. Ayrıca çocuklarını bir daha o bölgeye yaklaştırmazdı.
Çocuklar koşup annelerine sarıldılar ve hemen odalarına koştular. İkiside öğretmenin söylediği cümleyi düşünüyordu
-zaman her şeyin anahtarıdır-
Can;
- Bu kutunun anahtarını nasıl bulucaz?
Eylül;
- Tabiki.Şimdi buldum.Her şey gayet açık. Bu kutunun anahtarı zaman.Taşın üstündeki söz bunu anlatıyor.
Can;
- Zaman mı ? Zaman nasıl bir çözüm olabilir ki?
Eylül;
İşte bunu bize zaman anlatacak.
Zaman nasıl bir çözüm olabilirdi? İşte ikiside bunu merak ediyordu...