27

2.4K 251 160
                                    

San zile basıp, Wooyoung'un kapıyı açmasını bekledi. Onun kendisini eve davet etmesini beklemiyordu çünkü görünenden daha fazla utangaçtı.

Wooyoung'un kapıyı açmasını seyretti yaslandığı duvardan. Gülümsedi. Çünkü çok sevimliydi.

İçeri girdiğinde, evin içini gözlemledi biraz. Rengarenkti. Duvara asılan tabloların rengiyle duvarın fıstık yeşili ve mavi tonları çok uyumluydu. Wooyoung onu elinden tutmuş peşinden sürüklerken San önünden geçtikleri oturma odasına da göz atmayı unutmamıştı. Burası da koridordaki gibi rengarenkti. Turkuaz renginde bir koltuk, sarı renkli bir masa, turuncu renkli bir çift sandalye ve siyah bir halı vardı. İçinde bu kadar renkli bir kişilik yattığını bilmiyordu.

Wooyoung onu mutfağa sürüklemişti. Burası daha krem renkleriyle donatılmıştı, yer yer mavi rengi de kendini gösteriyordu. Maviyi sevdiği gerçekten belli oluyordu.

"Evi süzmen bitti mi?"

San, Wooyoung'un sesiyle gülümseyerek ona döndü.

"Evet biraz da seni süzebilir miyim?"

Wooyoung utandığını göstermemek için kafasını başka bir yöne çevirince San elini uzatıp onun saçlarını okşadı. Gerçekten sevimliydi.

Wooyoung tekrar ona döndü ve boşta kalan eliyle San'ın omzuna dokundu.

"Arkandaki masaya otur, bir şeyler hazırladım birlikte yiyelim."

"Yardım etmemi ister misin?"

Wooyoung kafasını iki yana salladı. Kendisi yapmak istiyordu.

**********

Wooyoung da masaya oturunca yemeklerini yemeye başladılar. Sessizdiler, ne diyeceklerini bilemiyor gibiydiler. Sessiz ortamı San bozdu.

"Beni çağırmanı beklemiyordum."

Wooyoung güldü.

"Ben de beklemiyordum."

San bir şey anlamadığını belirtircesine Wooyoung'un yüzüne bakınca Wooyoung konuşma ihtiyacı hissetti.

"Imm yani, gerçekten beklemiyordum. Bir anda seni özlediğimi hissettim ve çağırmak istedim, benim için de ani oldu."

San başını salladı.

"Gittikçe daha da rahatladığını hissediyorum."

Wooyoung başını sallayarak ona onay verdi.

"Çünkü sen varsın. Seninleyken bir şey için endişelenmeme gerek kalmıyor."

Böyle düşünmesi San'ı çok mutlu hissetmişti. Çünkü Wooyoung utangaç ya da çekingen olunca San da ne yapacağını bilmiyordu. Böylesi daha iyiydi.

**********

"Ne yapmak istersin?"

San düşünür gibi yaptı.

"Aslında aklımda hiçbir şey yok. Sana uyacağım."

Wooyoung başını salladı ve ne yapacağını düşündü. Sonuçta onu davet eden kendisiydi bir şeyler bulmalıydı.

"O zaman gel odama çıkalım."

**********

Alt kata göre tamamen zıt bir odayla karşılaşmıştı. Yataktan çalışma masasına kadar her şey koyu renklerle hatta siyahla kaplanmıştı. Wooyoung yatağın üstüne oturmasını söyleyince onu dinleyip yatağa oturdu. Ama Wooyoung'un da kendisini yatağa yatırıp üstüne çıkmasını beklememişti.

Evet bu çok ani olmuştu.

Wooyoung kahkaha attı.

"Ah yüz ifadeni görmen gerekiyor şu an. Donup kaldın resmen."

San gerçekten şaşırmıştı.

Wooyoung elleri San'ın kafasının iki yanında, bedeni ise San'ın üzerindeydi. Yüzleri karşı karşıyaydı. Bir süre hiçbir şey yapmadan, söylemeden bakıştılar. Wooyoung'un gülümsemesi çoktan yüzünden silinmişti. Sonra Wooyoung eğildi ve San'ın dudaklarını öptü.

İkisi de gözlerini kapatmadı. Kısa bir öpücüktü sonrasında Wooyoung hemen geri çekilmişti. Belli etmiyordu ama birazcık utanmıştı bu ilk öpüşmeleriydi.

San kendine gelmeyi başarıp elini Wooyoung'un saçlarına götürdü ve bir süre parmaklarıyla Wooyoung'un saçlarını taradı. Sonra dayanamadı, Wooyoung'un saçlarındaki eli Wooyoung'un ensesine indi ve Wooyoung'u kendisine çekerek uzun bir öpüşme başlattı.

Şimdi ikisinin de kalpleri yerinden çıkacakmış gibi hızlı atıyordu.

San hafiften doğruldu ve Wooyoung'u yatırarak kendisi bu sefer onun üstüne çıktı. Dudaklarını ayırdı. Gözleriyle Wooyoung'un suratını taradı. Güzeldi. Çok güzeldi. Tekrar Wooyoung'un gözlerine baktığında onun gözlerindeki isteği gördü. Bu yüzden bir saniye bile düşünmedi ve yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle tekrar Wooyoung'un dudaklarına doğru ilerledi.

Nefessiz kalana kadar öpüşmüşlerdi. İkisi de karşıdakinin dudaklarının ne kadar güzel bir tadı olduğunu düşünüyordu.

Nefessiz kalan San, Wooyoung'un dudaklarından ayrıldı ve kendini yana bırakarak bedeninin yatağa düşmesine izin verdi. Wooyoung'un elini bulup kendi eline kenetledi. Bir saniye bile ayrılmak istemiyordu şimdi ondan.

"San?"

Wooyoung'a döndü.

"Bu gece burada kalacağını biliyor muydun?"

San gülerek önüne döndü ve tavana bakmaya başladı.

"Bilmiyordum, öğrenmiş oldum."

Wooyoung gülümsedi ve kolunu San'ın zayıf bedenine sardı. San neredeyse üstüne çıkan çocuğun bu hallerine gülümsemeden edemiyordu. Kolunu Wooyoung'a sardı ve saçlarını öptü.

Gece uzundu.





hüüü merhaba çok kötü oldu değil mi

beautiful couple || woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin