Sabah gün ağarmadan kalktım.Tabi benim için zor oldu ama üstesiden geldim.Yataktan yavaşça çıktıktan sonra hayatın o hep klasik olan düşünceye dalıp yere anlamsızca bakma olayını yaşadım.Çok garip öyle boş bakıyosun neden acaba ?.Bakma olayı bittikten sonra kalkıp en rahat savaşa biliceğim eşyalarımı giyinip dışarıya doğru gitmeye başladım.İçimden biraz tırsmıyor değildim hani sonuçta en güvenlikli yerlerden birine giriyorsun ve ölmemen lazım zor işler bunlar.Ne demiş atalarımız çilemse çekerim kaderimse giderim acaba zamanında bu sözleri nasıl bulmuşlar insan merak ediyor.Bunları düşünürken dışarıya vardım , bizim prensin yanında geçen gün gördüğüm güzel gri gözlü kız vardı.Grı gözde garip be birader saçma duruyor neyse belki kördür.
-Yola çıkmak için hazırsınız kolay gelsin dedi babam biraz hüzünlüydü onu böyle görmek beni rahatsız ediyordu genelde karamsar gözükürdü ama asla hüzünlü olmazdı.Yola konuşmadan eriyorduk .Sonunda karanlık ormanın oraya geldik.Daha bi kaç saat geçmişti ama bana göre bir ömür .
-Burdan geçmemiz lazım dedi sihirbaz "niye burdan geçelim ki kısa ve daha düzgün bir yol varken"dedi Ahmet
-Çünkü size söylememiş olabilirler ama sadece yedi günümüz var ve eğer burdan geçmezsek görevimizi tehlikeye atabiliriz. Dedi Bu ormandan genelde deliler ormanı diye bahsederlerdi.İnsanların ya delirme yada içinden çıkamama gibi bir huyları vardı.İnsanlar buraya girmemeye dikkat ederlerdi."tamam o zaman yapıcağımız bir şey yok eğer görevimiz için lazım ise yaparız."dedim Bir süre herkes bakıştıktan sonra harekete geçtik."Patikayı takip edin sakın kaybolmayın"dedi sihirbaz içeriye girince havası hemen etkisi altına almaya başladı.Sanki bir şey beyninizle oynuyordu."Hüseyinn"diye hafif bir sey duydum"Kim dedi onu"
-Neyi kim dedi kimse ses çıkarmıyor ki dedi grı gözlü kız.delirmeye başlıyorum herhalde "Hüseyinn" gene o aynı ses etrafıma yavaşca bakındım ama kimse bulunmuyordu."Hüseyin"bu sefer sağdan geldi eminim .Hemen sesi duyduğum yöne dönüp ilerlemeye başladım.Bi süre ağaçların arasından geçtikten sonra bir kadın karşımda duruyordu.Yüzü bana çok tanıdık geliyordu.Ben kadını bi yerde görmüştüm ama nerde onu hatırlamam lazımdı "Anne" dedim istemsiz bir şekilde .Sadece bir resimde görmüştüm annemi . "Yanımda gel oğlum "diye yanıt verdi.Kendimi anın büyüsüne kaptırarak annemin yanına gidiyordum ki bi anda kılıç onu yok etti.Annem bir toz bulutu gibi yok olmuştu.sadece "sen sen annemi toz -" diyebildim .Sonra aniden gözlerim tekrar açıldı ama neredese yarı baygındım.Ahmet"Ne oldu ona neden düştü bişey söylesene Oğuz"
Oğuz"hava çok zehirli ondan olmuştur"diye yanıt verdi.Biraz zorda olsa dikelmeyi başardım."Annemi görmüştüm rüyamda ama büyücü gelip onu bıçakladı." dedim"Hayatını kurtardım teşekkür edeceğine birde laf ediyosun helal olsun ne diyeyim "Kısa süreli tartışma bittikten yolumuza devam etmeye başladık .Ahmet "Daha yürüyecekmiyiz "diye söylenip durdu ve aynı zamanda sürekli aç olduğundan bahsediyordu.Sonunda bir ışık gördüm "bitiyo galiba hala delirmedik mi demek ki sadece batıl inançmış "dedi Selim .işte sona gelmiştik .Bu orman kadar garip bi yer görmemiştim gelen sesler,görünüp kaybolan cisimler eğer yanımızda bir sihirbaz olmasaydı .Cidden delire bilirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irk Savaşları
Science Fiction3.Dünya savaşından tam 100 yüzyıl sonrası teknoloji yok kitaplar yakılmış insanlar mutasyona uğramış işte böyle bir dünyada yeni bit savaş yükseliyor