Yıl 2230 3.Dünya Savaşından tam 100 yıl sonrası.Hayatımız çok değişti.3.Dünya savaşında atılan atom bombaları ve nükleer füzeler hayatımızı çok zora soktu.Atılan bombalar yüzünden bazı insanlar garip yaratıklar gibi görümeye başladı ,yeteneklerini kaybetti ve teknoloji tamamen yok oldu.Son füzeler atıldığında teknolojide onlar ile patladı bu yüzden kitabımız bile kalmadı ve Amerika ,Japonya ,Avustural'ya da tamamen yok edildi.İnsanlar ise garip özellikler kazandı,rusya çevresi aşırı büyüdü devleştiler ama biz onlardan korkmuyoruz ne kadar yavaş o kadar kötü,Aftika ve çevresi eli sadece kılıç tutabilen yamyamlar haline geldiler Avrupa'ya o kadar çok bomba atıldı ki insanlar goblin dediğimiz garip yaratıklara dönüştü Çin ise hiç bi işlevi kalmadığı için sihirbazlığa ve büyücülüğe başladı,biz ise metal bulamadığımız için taştan ok ve kılıç kullanmaya başladık atalarımızın bu konuda iyi olduğunu anlatmıştı dedelerimiz umarım yanılmıyolardır.Çünkü yaklaşan bir savaş daha var ve biz buna hazırmıyız bilmiyorum .
-Hüseyin kendi kendine mi konuşuyosun sen iyice delirdi herhalde bu adam.dedi Ahmet
-Aynen ya ben niye kendi kendime konuşuyorum ki bu savaş arifesi beni kötü etkiledi.dedim.Elimde bir ses kayıt cihazı olduğunu bilmiyolardı ,hehalde bu elimizde ki en gelişmiş teknolojik aletti ve ben bunu padişahımız olan babama kaptırmaya niyetli değildim.Cihazı kapattıktan sonr a Ahmet'e doğru döndüm.
-Bu arada padişahımız seni çağırıyor . Onu kızdırmak istemezsin umarım .dedi .Ahmet benim yaklaşık 20 yıldır arkadaşımdı aslında bu ses kayıt konusunda ona güvene bilirdim ama söylemek gelmemişti içimden.Babamın yanına gitmek için holden çıktık.Ben padişahımız demeyi pek sevmezdim de.Salona biraz uzun sürede geldik ama ne dense Ahmet nerdeyse hiç konuşmamıştı.Demek ki olay ciddiydi Çünkü Ahmet normalde çok konuşurdu.Odaya girer girmez.
-Hüseyin savaşın arifesinde olduğumuzu biliyorsun.Bu yüzden Doğu Türkistan daki Türk dostlarımız sihirbaz yardımı yapıcaklar.Senden istediğimse sihirbaz prensi Oğuz ve seçtiğin 3 kişiyi daha alarak Rus General İgor'u öldürmeni istiyorum.dedi babam.Aslında öyle suikast işlerini ben yapmazdım ama İgor farklıydı katlettiği Türk kadar ben insan görmedim herhalde .Tam bir orosbu çocuğu ve sonunda onunla karşılaşıcağımı düşünüyorum.Ona yaptıklarının hesabını soracağım.En azından deniyeceğim yani.
-Ne düşünüyosun öyle dalmışın .dedi Ahmet
-Hiç ya yanımıza kimi alsak diye düşünüyordum.Bence Yavuz ile Süleyman 'ı alalım.Adamlar iyi kılıç kullanıyor.
-Padişahımız demir kılıç vericek mi bize ?
-Verir herhalde ah şu madenler tükenmese idi şuan hiç bi sıkıntımız kalmicaktı Afrikada platinden bile kılıç yapıyolar bizim daha demirimiz yok taş yontuyoz.
-Şu savaşı bi kazanalım bizimde olur .dedi Ahmet.Konuştuktan sonra odalarımıza ayrıldık.Ben odama çıkarken Sihirbaz prens saraya gelmişti.Adam baya cooldu sanki ayrı bi havası vardı yani .Sabah kahvaltısına kalktığım da karşımda yılanla uyanmam beni şaşırttı tabi."Bu ne lan çekin bunu burdan"diye biraz bağırmış olabilirim istemsizce oldu tabi .Sonra yastığımın altına sakladığım hançerle kafasını uçurduğum anda o cool çocuk içeri daldı.
-Napıyosun sen ? Niye öldürdün Şehmuz'u ?
-Karşında yılanla uyanmak kolay değil ne biliyim senin hayvanın olduğunu bi kere senin
-Tamam yeterli bu kadar bi daha hayvanlarıma sakın dokunma.dedi Sen kimle konuştuğunu biliyomusun dememe kalmadan odadan çıkıp gitti.Yataktan çıktıktan sonra hemen giyinip kahvaltı salonuna geçtim.İçerde prens bozması, babam bi tane 20'li yaşlarda bi kız ve Ahmet vardı.
-Otur hele Hüseyin son detayları konuşalım dedi babam.Oturdum ve yemek yemeye başladım şu havalı çocuk yüzünden boğazımdan geçmiyordu ya hadi neyse .
-Öncelikle bizim sınırlarımızda güvendesiniz
İkinci olaraksa Batum dan kalkan bi yelkenli ile sizi Akdeniz'den geçiricez Rusya'da önce
Şimdilik diyeceğim bu sıra dağlar size biraz sıkıntı çıkarabilir ama yanınızda dneyimli bi sihirbaz varken bu sizi fazla etkilemez.dedi babam.Bu nasıl deneyimli olabilekti ki benden bir iki yaş küçüktü nerdeyse.Konuşma bittikten sonra Ahmet ile beraber Yavuz ve Süleyman'ın yanına gittik."Ee napıyomuşuz "dedi Süleyman."Harita aldık ondan takip edip gidicez o büyücü
bozmasıda bizle gelicek "dedim
-Niye adama büyücü bozması diyosun ki adam hayli saygılı ve kibar sabah sohbet ettik bana öyle geldi doğrusu.
-Sen bensiz o adamla sohbet mi ettin?tamam neyse konumuza dönelim yarın sabah erkenden yola koyulcaz güneş ağarmadan kalkın.dedim.Ahmet
-Biz kalkarızda seni bilmem dedi gülüştürler biraz bunu başkası yapsa kellesini aldırtırdımda ama Ahmet kardeşimden öteydi benim için o yüzden bi sıkıntı olarak görmüyordum bu sözleri.Biraz daha konuştuktan sonra antrenman sahasına geçtik.Yavuz ve Süleyman hemen kılıç alıp.Antrenman sahasının ortasında kılıçla vuruşmaya başaldılar.Yavuz çok hızlıydı ama Süleyman daha güçlüydü .Süleyman kılıcını savurarak yavaş ama güçlü bir darbe gönderdi.Yavuz hiç sıkıntı çekmeden sağa kaydı ve kılıcının ucunu karşı kılıca sürterek geçti .Dans gibiydi kim ne yapıcağını sanki ezberlemişti.Vuruşmayı izlemeyi bırakarak ok sahasına geçtik.
-Hadi seni bi görelim Ahmet
-Gözün hızıl bi oka yeterse görürsün dedi sırıtarak çok hazır cevaptı bu yahu .İlk oku ben attım tam noktasından denk geldi sanki biraz elim titredi gibi ama halledilir.Ahmet ardımdan peş peşe ok atmaya başladı.Bütün gün böylece geçti.Gerçi hayatımız hep nöyle geçiyoya biraz okula git ok at yat basit bi düzen.Diğer gün gitmek için hazırdık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irk Savaşları
Ciencia Ficción3.Dünya savaşından tam 100 yüzyıl sonrası teknoloji yok kitaplar yakılmış insanlar mutasyona uğramış işte böyle bir dünyada yeni bit savaş yükseliyor