Bölüm 18- Şu an için...

404 33 16
                                    


Shizuo öğle arası olduğu için zar zor kurtulduğu kalabalıktan çıkarken elindeki poşetlerin zarar görmemesi için özen gösterdi. Bir iki adım uzaklaştıktan sonra kırışmış üstünü de tek eliyle düzeltti. Daha demin sanki haşin bir savaştan çıkmış gibi hissederken mağlup olan taraf için az bile yaptığını düşünüyordu. Acelesi olduğunu söylediği halde sarışına yol vermemişlerdi, üstüne kendisinin kim olduğunu bildikleri halde önünde şekil şukul yapmışlardı. Eh açlık insana her şeyi yaptırıyordu sanırım değil mi?

Shizuo hemen karşı tarafında bulunan banklarda üstü başı dağılmış kalabalığa şöyle bir göz gezdirdi. Yüzlerinin morarmış yerlerine buzlu içecek kutularını bastıran ve kanayan yerlerine pansuman yapan çete Shizuo'yu görünce oldukları yere sinse bile geri çekilmemişlerdi. Shizuo hala kendisine öfkeyle bakan kalabalığa gözlerini kısarken sakince hazırsanız hazırım bakışını yolladı. Zaman kaybettiği için kızgındı ki onlara insan gibi yer vermelerini söylemişti ama maalesef onlar uyarılarını dikkate almamıştı. Onlara doğru bir adım attığında onlarında aynı şekilde bir adım geri gitmesiyle gözlerini devirdi.

-Çh sizinle sonra görüşeceğiz!

Onlarla uğraşmayı sonraya ertelerken hızlı adımlarla evin yolunu tuttu. Normalden biraz daha geç kalmıştı. Alışkanlık olarak elini cebine atıp sigarasını ararken hissettiği boşlukla iç çekti. Şu an canı aşırı derecede sigara içmek istese de bunu yapamazdı. Elini boş cebinde tutarak mutsuz bir surat ifadesiyle ilerlemeye koyuldu. İzaya kokulara karşı aşırı duyarlıydı ki zaten önceden de sigara kokusunu pek sevdiği söylenemezdi. Bunun için şu anlık sigara içmek yasaktı. Başta bu yasağı İzaya'nın kendisini sinir etmek için koyduğunu düşünse de sonradan Shinra tarafından da bazı konular bakımından uyarılmıştı. Bebek için zararlı olan ürünleri İzayaya yaklaştırmaması önemliydi. Onun yerine ağzını oyalamak için yanında bulundurduğu sütlü lolipopun paketini açarken beklemeden yemeye koyuldu. Ne kadar sıkıntılı bir durum olsa da bütün bunlara değeceğini biliyordu. Düşünceleri yine mutlu aile tablosuyla dolup taşınca sırıtarak adımlarını hızlandırdı. Soğumadan önce bütün bu siparişleri tatlı omegasına yetiştirmesi gerekiyordu. Kim bilir şu an bile ne hinlikler planlayarak tehlikenin göbeğine atlama dürtüleriyle dolaşıyordu hiç bilmiyordu.

+++++++++++++++++++++++++++++

Shizuo asansörden inerken ıslık çalarak koridorda ilerledi. Elindeki poşetlere mutluca bakarken bunların yanına içecek olarak ne iyi gider diye düşünmeden edemiyordu. Güzel bir sunum yaparak pirenin kalbini ya da ilgisini kazanmayı planlıyordu. Belki pire hoşnut kalırsa sonunda ödül bile alabilirdi değil mi? Olumlu düşüncelerle ilerlerken sırıtmadan edemiyordu. Ta ki kapının hemen orada doğumhane önünde karısını bekleyen adamlar gibi bir ileri bir geri gezinen Namie'yi görmesiyle kaşlarını çatana kadar. Ne olmuştu da İzaya Namie'yi dışarı atmıştı merak ediyordu. Aklını kurcalayan sorunun cevabını almak için bir adım atmıştı ki havada hissettiği tanımadığı başka bir alfa kokusuyla yumruklarını sıktı. İçinde alevlenen öfkeyle kavrulurken aklına gelen tonlarca berbat senaryoyla deli oluyormuş gibi hissediyordu. Şu an birilerinin canını çok fena yakmak istiyordu.

Namie çaprazından gelen uğursuz baskıyla yerinde sıçrayarak Shizuodan tarafa döndü. Bu durum onu daha da geriyorken elini ağzına götürerek başparmağının tırnağını ısırdı. İçeride çalışmak zorunda olduğu adamın oğlu vardı. Önündeyse onu küçük bir tokatla bile öldürebilecek kapasiteye sahip sinirli bir canavar. İki tarafa bakarken içgüdülerine uyarak sarışından tarafa doğru ilerledi. Sevgili Seijisini ölü olursa kurtaramazdı değil mi?

-Shizuo biraz sakin ol!

-Söylemesi çok kolay!

-Bak ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum ama korkma şu an için bir sıkıntı çıkmayacak.

Omega (Shizaya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin