Bu Shizuo'ydu. Bundan emindi. Bu kadar baskılayıcı bir feromonu başka hiçbir yerde bulamazdı. Çok iyi tanıyordu çünkü bazen dövüşürlerken de bu feromonlara maruz kaldığını anımsıyordu. Bacaklarının titremesine engel olamazken oturduğu yerden ellerini dizlerine bastırarak tırnaklarını geçirdi. Shizuo'nun baskısına dirençli haliyle karşı koymak zorken bu haliyle nefes alamadığını hissediyordu. Sanki biri yer çekiminin gücünü iki üç kat arttırmış gibi yer onu içine çekiyor, üstündeki hava tonlarca ağırlığındaymış gibi baskı yapıyordu.
Yutkunurken neler yapacağını düşünmeye çalıştı. Bir an önce ilacı alması gerekiyordu burada zaman kaybedemezdi. Yavaşça çöpün köşesine doğru emekledi. Bu derin sessizlikte neler olduğunu görmeliydi yoksa meraktan ve endişeden çatlayacaktı. Yavaşça kafasını uzatarak etrafı süzdü. Gözleri hemen sokağın başında yere çökmüş serserilere öldürecek gibi bakan sarışını buldu. Ah cidden gelen oydu.
Shizuo'nun yaydığı feromonları o kadar kuvveliydi ki önünde duran serseri alfalara bile yerde diz çöktürüyordu. Boşuna saf kan alfa değildi. Önlerinde elleri cebinde onlara bir hiçmiş gibi gözlüğünün üstünden bakarken ağzının kenarında tuttuğu sigarasını tüttürüyordu. Heybeti ile onlara bir adım daha atarken onların bir adım geri çekilmesini izledi. Resmen onlara tepeden bakarken karizmanın dibini sıyırıyordu. İzaya bir an bu görüntünün onun kalbini attırdığını düşünse de gözleri ela gözlerle buluşunca kafasını hızla geri çekti. Ah lanet olası uyanmış omega duyguları. Ne düşünüyordu demin? Shizuo mu? Havalı mı? Püft ne saçmalıktı böyle. Hızla atan kalbine söverken hırkasını tutan elini sıktı. Asıl konuyu gözden kaçırıyordu işte, dudağının kenarını ısırdı. Kendisini gördüyse ne yapacaktı asıl? Hemen sakinleşerek düzgün nefes alamaya başlarken beynini boşalttı. Öncelikle feromonlarının etrafa yayılmasını engellemeliydi. Eğer bir şekilde şüphelenir ve buraya gelirse.. gerçi şuan farklı kimlikteydi. Yani şansı varsa bir şekilde tanımazdı kendisini. Yeni yeni sakinleşmişken gelen bağırışla dikkat kesildi,
-S-SEN DE NESİN LAN BÖYLE?!
O serserilerden biri diz çökmeyi yedirememişti anlaşılan kendisine.
-HA!?
Havayı saran başka bir tehdit dalgası ile yerine çivilenirken bu durum ona lunaparktaki hız treni deneyimini hatırlatıyordu aynı en yukarı çıkan trenin son sürat aşağı inmesi ile içinde oluşturduğu heyecanın ölüm korkusuyla harmanlanması gibi. Gerçi şuan için bu İzaya'ya hoş bir tını gibi geliyordu. Ne kadar bu duygudan nefret etse de.
-Bana bakın teme son kez söylüyorum pek sabırlı bir insan değilimdir ondan şimdi hemen gözümün önünden KAYBOLUN!
İzaya yutkunurken yine köşeye yaklaşarak yerde bulunan çakısını aldı. Sırtını karton kutulardan oluşan yığına yaslarken çakısının ucunu görünmeyecek şekilde uzattı. Parlak kısmında oluşan yansıma ile orada neler olduğunu artık görebiliyordu. Bu olanları kaçıramazdı.
-Sa-sanane sen işine baksana.
-Haa!
Bağıran siyahi genç büyük ihtimalle can korkusundan çok hissettiği küçümseme duygusuyla Shizuo'nun baskılarından kurtulmak istemişti ama birazdan azraili göz ucu ile görene kadar dayak yiyeceğinden habersizdi. İzaya sessiz bir kıkırtı koyarken bunun olmasını en içten dilekleri ile istiyordu. Tahmin ettiği gibi sarışının boyun damarı atarken ağzındaki sigarayı yavaşça eline almış seri bir şekilde kırarak yere atmıştı. Ayağı ile ezerken gözlerini o siyahi gençten bir saniye bile çekmemişti. Bir adım atarak ona yaklaşırken araya giren diğer serseri ellerini kalkan olması için havaya kaldırmış bir şekilde tutup yalandan güldü,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omega (Shizaya)
FanfictionHerkesin alfa olarak bildiği Orihara İzaya aslında savunmasız bir omega ise ve düşmanları bunu öğrenirse ne olur... İşte tam karşınızda....