b1. Özleyen Biri

572 18 8
                                    

O gün de eve koşarak gelmiştim. Her gün aynı şekilde bir köpekten kaçmak çok tuhaftı benim için. O köpek beni her okul çıkışı takip ediyordu.Boz renkte iri yarı bir köpek.  Köpek değildi aslında kurt olduğu ortadaydı. Her sabah kapıda onu görmekten sıkılmıştım. iki hafta boyunca her gün aynı şeyleri yaşayıp duruyordum. Artık olaya farklı bakmaya başlamıştım 'Ya bana bir şeyler anlatmaya çalışıyorsa?'

Ertesi sabah güzel bir cumartesi sabahıydı, yağmurun kaldırımları hafif çamurlu damlalarıyla ıslattığı bir sabah. Emmy ormanda sabah yürüyüşüne çıkmıştı ve ben kahvaltı yapıyordum. Günlük bir planım yoktu ve erkenden çıkıp Emmy'e yetişmeye çalıştım. Orman girişinde soluklanmak için uzun ve kalın, sarı yaprakları olan bir ağaca yaslandım. İki dakika sonra karşımda o boz kurdu görünce biraz ürktüm ve ağacın arkasına yavaş adımlarla ilerledim . Adımlarımı geriye attıkça kurt bana hırlamaya başlıyordu. Kaçmayı düşündüm fakat ya beni parçalamaya kalksaydı? belki de dediğim gibi bana bir şey anlatmaya çalışıyordu. Hayır kesinlikle ordan uzaklaşmalıydım. Bir anda fırlayarak şehir merkezine doğru koşmaya başladım. Kurt peşimden koşuyordu bunu biliyordum fakat bir süre sonra kayboldu artık arkamda değildi. Önüme döndüğümde bir iki adım ötede bana bakıyordu. Parlak siyah, büyük ve parlak gözleriyle bana bakıyordu.  Kalp atışlarımı hissetmeye başlamıştım, Uzun bir süre nefes alamadığımı farkettim. Gözlerim çoktan kararmıştı ve orada kurdun bana ne yapabileceğini düşünmeden bayılıp kalmıştım.

Uyandığımda evdeydim ve koltuğun üzerinde uzanıyordum. Eve nasıl geldiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Koltuktan kalkıp odama doğru yürürken mutfaktan bir ses geldi "Uyandın mı Abaka?" Emmy'di bu, "Evet" diye karşılık verdim. Adımlarından yaklaştığını farkettim ve bana "geç otur hadi konuşalım" dedi. Bana şaşkın bir şekilde hiçbir şey söylemeden öylece bakıyordu. "Neyin var? Ormanın girişinde öylece bayılıp kalmışsın" Beni eve kimin getirdiğini çözmüştüm. Peki ama kurt nereye kayboldu? Neden bana zarar vermedi? Ben bu soruların cevabını düşünürken Emmy sesini yükselterek "Abaka iyi misin?" diye tekrar sorduğunda kendime geldim. "Evet,iyiyim". Emmy kalktı ve ceketini alarak "Kalk hastaneye gidiyoruz" dedi. Bunun biraz gereksiz olduğunu düşündüm ve "Saçmalama iyiyim ben" dedim. Ama Emmy ısrar ediyordu,"Yolda durup dururken bayılan birinin iyi olduğunu sanmıyorum. Bana hiçbir şey söylemiyorsun ve fazlasıyla tuhaflaşmaya başladın, üstünü giy arabayı hazırlıyorum" dedi ve gitti. Yapacak bir şey yoktu. Odama gidip mavi hırkamı üstüme aldım ve hızla odadan çıktım. Hızla çıktım çünkü ürkmüştüm, ayrıca ensemde bir soğukluk vardı. Hareket eden biri vardı arkamda bunu farkettim. Korktum ve arkama dönmeye cesaret edemedim. Koşarak kapıdan fırlayıp arabaya girdiğimde Emmy'nin şaşkın bakışları üstümdeydi. " Bir şey mi oldu Abaka , niye koşarak çıktın? Bugünlerde çok tuhaf davranmaya başladın. Beni korkutuyorsun Abaka"

-"Sadece seni bekletmek istemedim Emmy ,hiçbir şeyim yok hadi gidelim" demekle yetindim. Yüzüm sapsarı olmuştu fakat olanları Emmy'e anlatsaydım benim deli olduğumu düşünebilirdi. Hayır, konu açıklığa kavuşmadan kimseye bir şey anlatmıyorum. Belki de kendi hayal dünyamda bir şeyler uyduruyorumdur. Kahretsin çok salağım.

Doktordan dönerken tek kelime etmedi, etmedim. Konuşmaya ihtiyacım olsa da konuşmadım.

Akşam üstü bir şeyler atıştırıp sokağa çıktım. sokak lambaları bir bir yanmaya başlıyordu.Uzunca bir yol vardı önümde,sessiz ve karanlık bir yol. Sokağın köşesindeki filmciden akşam için bir iki film aldım ve eve doğru yürüdüm. Aklımdan o kurt geçiyordu ki bir anda onu evin önünde görünce çok şaşırdım. Beni mi bekliyordu? Hemen yanımdaki iki katlı kahverengi evin bahçesine saklandım. İki dakika derin nefes alıp çitin üstünden bakmayı denedim. 'Lanet olsun!' kurt orda değildi. Fakat bir anda nereye kaybolmuş olabilirdi ki? Titriyordum, ne yapacaktım? Nereye kaçacaktım? Sadece çitlere yaslanıp sararmış çimenlerin üstüne oturdum ve bir kaç dakika böyle kaldım. 'Ben cesaretli biriyim, bunların üstesinden gelebilirim, evet yapabilirim. Kimi kandırıyorum, korkağın tekiyim ve o kurt beni bir hamlede bitirebilir'

Uzun süre o köşede oturdum durdum, çünkü korkuyordum, ne yapacağımı yada kimden yardım alacağımı da bilmiyordu.

Uyandığımda her tarafım tutulmuştu, kemiklerim sızlıyordu. Gece saat 02.14 'Ah salak kafam burada uyuya kalmışım' Biraz durdum ve buraya neden geldiğimi hatırladım. Sokak bomboştu, ıssızdı ve yeterince korkutucuydu. Bir anlık cesaret olcak ki ayağa fırladım ve yürümeye koyuldum. Fazla hızlı yürüyordum, nefes nefese kapıya vardım. Anahtarları cebimden çıkardım, çok fazla anahtar vardı.Neyse ki anahtarı buldum. Kapıyı tam açacağım sıra ensemin soğuduğunu farkettim, bu çok kötü bir duyguydu. Yine ürkmüştüm. Arkama bakabilecek kadar cesur değildim fakat bakmazsam ne olduğunu anlayamazdım. Hafif başımı eğdim o kurt oradaydı. Napacaktım? Biraz uzak gibiydi hemen kapıyı açıp içeri girebilirdim, ama yapmadım . Yüzündeki çizik dikkatimi çekti bu çok tanıdıktı. Bir çığlık patlattım ki bütün evlerin lambaları yanmaya başladı. İki saniye sonra tekrar arkama baktığımda kurt orada değildi. Kapının önünde sudan çıkmış balıklar gibi çırpınıyordum. Birden bire içeriden bir el uzanıp beni çekti. Kalbim kısa süreliğine durdu gibi hissettim. Emmy, çok şükür ki o kişi Emmy'di. Bana "Gecenin bu saatinde sokağı çığlıkla uyandırıyorsun, ormanda bayılıyorsun, evden kovalanırcasına çıkıyorsun ve benden bir şey saklamadığını söylüyorsun. Abaka iyi değilsin bunun farkındayım bana anlatabilirsin. Sırf sen eve gelmedin diye bu saate kadar seni bekledim ve bunları düşündüm"

Olanları Emmy'e bir bir anlattım. Bana inandığını sanmıyorum çünkü bunların benim hayal ürünüm olduğunu düşünüyordu. Benim delirdiğimi mi düşünecek? Hayır o benim en yakın arkadaşım ve benim için böyle bir şey düşünemez. Değil mi? Hiç bir fikrim yok. Kafam allak bullak. Çok şükür mahalleli çığlık atanın ben olduğumu bilmiyor. Hemen uyumam lazım yoksa kafayı yiyecem. Kafamı yastığa bırakır bırakmaz uyudum..

Ertesi sabah David ve Sam sabah kahvaltısına gelmişti. Geç uyandığımdan dolayı yetişemedim. Ben uyandığımda bahçede sohbet ediyorlardı. Yanlarına gittiğimde bana şaşkın şaşkın bakmaya başladılar. Anlaşılan Emmy her şey anlatmış.

Sinemaya gideceklerini söylediler.

Sam,

"Sen de gelmek ister misin? kafa dağıtmış olursun" dedi. Canım sıkılıyordu, üstelik gerçekten de kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı.

David

"Biz romantik komedi istiyoruz fakat Sam korku filmi istiyor, sen hangi filmi istersin?"

-"Tabiki korku filmi" romantizmden pek anlamam, güzel olduğumu söylüyorlar fakat umursamam.

Ben kahvaltımı yapmaya gittim, onlarda internetten vizyondakilere baktılar. Giysilerimizi alıp çıktık.

David, "Bu güzel havada yürümek daha güzel olur" dedi. Emmy ve David birbirlerini seviyorlardı fakat bunu birbirlerine söylemiyorlardı. Bu çok saçma, seviyorsan söyleyeceksin.

Sinemaya gittiğimizde ben ve Sam korku filmine David ve Emmy ise romantik filme bilet aldılar.

Ben filmi biraz izledikten sonra sıkıldım 'uzaylılarmış hehe' film korku değil komediydi resmen. Salondan çıktığımda Jack ile karşılaştım. Çok yakışıklı sarışın uzun boylu biri. Kapıdan geçerken attığı bakış çok farklıydı. Beni baştan aşağı süzdü . Neyse, hava almak için dışarı çıkıp bahçede ki banka oturdum. Kafamda delice sorular var,bunlarla başa çıkacağımdan da emin değilim.

Bu olanlar da çok saçma bu yüzden kendimi inandıramıyorum. Neden ben? küçükken çok farklı biriydim insanların düşüncelereini sezebiliyordum. Peki bu olanların kurtla bir alakası olabilir miydi?

TAKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin