Game In Love ᝰ Jikook

2|

Lauv, BTS - Who

İnsan oğlu işte, gerekli gereksiz bir merak hep vardır içinde.

Jungkook da içindeki bu merakına engel olamayıp eski yere doğru ilerledi, aslında çok da ilgi çekici bir yer değildi ama, onu oraya çeken bir şey vardı.

Yavaş yavaş eski yere ilerledi. Kafasını açık kapının önüne serilmiş ve kapıyı kapatan boncuklardan içeri uzattı. İçerisi tanımlamayamadığı bir şekilde kokuyordu. Belki eski yaşanmışlar , belki de küf?

Bu düşüncelerle kapıyı geçip dükkanın tam ortasına geldiğini farketmemişti bile. Ayağı küçük bir heykelciğe çarptı. Yere eğilip eline aldığı heykelciğe baktı. Klasik ve kendisinin kesinlikle hiç bir anlam yükleyemediği, bebek şeklindeki kanatlı figürlerdendi.

" Hoşgeldin evladım. Hangi rüzgar attı seni buraya? "

" B-ben öylesine geçiyordum, efendim. "

Vücudunun, şeker çalarken yakalanan çocuklar gibi tepki vermesine şaşırdı bir süre Jungkook. Elindeki heykeli kenara bırakıp kadına döndü.

Yaşlı kadın onun bu haline gülümsedi ve elini ' aman be ' anlamında salladı eşya yığınlarının içinden geçerken.

" Benden korkmana gerek yok. "

Jungkook elini ensesine atarken burukça gülümsedi. Gereksizce gerilmişti.

" Eee, senin yaşın kaç bakalım delikanlı? "

" 17. "

" Hmm anladım.. Video oyunu oynamayı seviyorsundur sen, değil mi? "

" Evet, severim. "

" Güzel... Bak burda birkaç tane var. Eski ama çalışır. Almak ister misin? Elimden çıkarmaya çalışıyorum yoksa atacağım. "

Elindeki koli ile Jungkook'a doğru geldi.

" Olabilir. Eğer bir sıkıntı olamazsa almak isterim. "

" Ne sorunu, seç birtane. "

Kutuya elini daldırıp rastgele birtane aldı.

" Bu olur. Teşekkür ederim. "

Oyunu ismine bile bakmadan çantasına attı.

" Benim artık gitmem gerek. Sizin gibi birini tanıdığım için mutluyum. Oyun için de teşekkürler tekrardan. "

" Önemli değil. Görüşürüz evladım. "

" Görüşürüz. "

Jungkook gülümseyerek el salladı ve dışarı çıktı.