Lights Out | soolia & multifandom

2:; asistan.

Ertesi gün ajansa geldiğinde ortam sakindi. Bu da onun işine gelmişti.

Asistanlar odasına girip masasına çantasını bırakıp kenardaki askılığa ceketini astıktan sonra odadan çıktı. Aşağıya inen merdivenlere yöneldi.

Bayan Jisoo'nun sabah kahvesini yapması gerekiyordu.

Kahve makinesine koyduğu cezvenin içindeki içeceğin hazır olmasını beklerken biraz telefonunu kurcaladı. Magazin sitelerine bakındı.

Herkes Choi Soobin ve Shin Yuna'nın yeni oynayacağı dizi hakkında konuşuyordu. Dizi çekimleri henüz başlamıştı ama yine de çok ses getiren bir çift olmuşlardı.

Jisu dizinin de tutacağına adı gibi emindi.

Senaryoyu okuması için Bayan Jisoo ilk kendisine vermişti ve o zaman beğendiği için birkaç kez okuduğunu hatırlıyordu.

Kore'deki dizi film sektörünün gelenekselleşmiş klişe aşk hikayelerinden değildi. Daha çok birbirlerinden nefret etmeyi seven, ama buna rağmen birbirleri olmadan da hayatta kalamayacak olan bir ikiliyi anlatıyordu.

Sayfayı biraz aşağı kaydırıp diğer haberlere de bakmaya yeltendiği sırada tam arkasından kulağına doğru ulaşan sıcak nefes ve hemen ardından gelen fısıltıyla irkilerek arkasını döndü.

Minho elinde tuttuğu iki bardak kahveyle kendisine gülümsüyordu. Jisu elini kalbinin üstüne koyarak gülümsedi. "Beni korkuttun."

Minho "Afedersin." diyerek elinde tuttuğu kahvelerden birini Jisu'ya uzattı. "Baktım başını kaşıyacak vaktin yok, en azından Jisoo gitmişken biraz laflayalım dedim."

"Teşekkür ederim." diyerek Minho'nun kendisine uzattığı kahveyi alıyordu ki bir anda durdu, "Bayan Kim çıktı mı?"

"Evet?"

"Bana neden haber vermedi?" diye kendi kendine konuştu hüzünle.

Minho ise Jisu'nun eline kahveyi tutuşturup arkasındaki kahve makinasını kapattıktan sonra Jisu'yu sırtından terasa yönlendirdi.

"Acelesi vardı, Beomgyu'nun reklam çekimi varmış, sonra da 'Love To Hate'in setine gidecekmiş."

Jisu'nun kahvesinden bir yudum alırken kaşları havalandı. "Choi Soobin ve Shin Yuna'nın yeni dizisiydi değil mi?"

Minho kafasını salladı.

Ardından gülümseyerek kafasını yüksek binadan rahatlıkla gözüken ve sabah saatleri olduğundan dolayı gayet hareketli olan şehre çevirdi. "Bugün benim de setim var, ona sen gelirsin artık."

Jisu da gülümseyerek dışarı çevirdi bakışlarını. "Evet, gelirim."

Her daim orada durmasalar da arada bir kontrol için setlere uğramaları gerekiyordu. Bu setlere uğrayan kişilerin menajerler olması gerekirken CLE Ajans'ta genelde -her işi olduğu gibi- bu işi de asistanlar üstlenirdi.

Manzaraya karşı kahvelerini içtikten sonra Minho sete gideceğini söyleyip ajanstan ayrıldı. Jisu da odasına çekildi.

Bilgisayarını açıp yarım kalan kahvesini bitirirken maillerini kontrol etmeye başladı. Bayan Jisoo'nun, ajans sahibi Bayan Chaerin'in gönderiği dosyalar, yeni filmlerin senaryoları, birtakım anlaşmalar vesaire hepsine tek tek göz gezdirmesi gerektiğinden biraz vakit kaybedecek gibiydi.

O yeni bir dosyayı açtığında hemen çaprazındaki masada sıcak çikolata eşliğinde kruvasanını yemekte olan Hyunjin kendisine seslendi. "Jisu! Baksana bir."