0.1

788 28 20
                                    

Küresel bir hastalık olan covid-19 başladığında en yakın arkadaşımla 7 yıldır yaşadığımız Kanadayı terk edip ailelerimizin yanına, Türkiyeye geri dönmüştük. Süreç bizi de çok yıpratıp sıkmıştı. Kanadadayken ortak olarak çalıştığımız küçük ama hoş bir restaurantımız vardı. Ben şeftim o da işletmeci olarak çalışırdı. Cidden güzel giden bir hayatımız vardı. Şimdi ise evde uzun süre sıkıldığım için Masterchef'e katılmaya karar verdim.

Masterchef'in ana kadrosuna kadar ilerleyebildiğim için şaşırmıştım biraz ama yetenekliyim şimdi orayı da unutmayalım. Bugün ilk kaptanlık oyunu var ve biz tulumba tatlısı yapıyorduk. Daha önce hiç yapmamıştım, Kanadada ne gezer tulumba Allah aşkına biraz insaf şeflerim.
  Çok oyalanmadan, etrafımdakilere bakarak öğrenmeye çalıştım ama bazıları sıcak şerbette bazıları ise soğuk şerbette yapıyorlardı. Sıcak şerbette yapanların sayısı fazla olduğu için ben de sıcak şerbette yapmaya karar verdim.
    En sonunda sürelerimiz bitmişti ve benim tulumbalar hiç de iyi gözükmüyordu. Uğur'unkinden iyidir ama diğerleriyle karşılaştırınca büyük bir fiyasko gibiydi.
   Mehmet şef beni de çağırdığında tabağı alıp önlerine gittim. Tadım yaparken yüzlerindeki bir mimik bile oynamadı, tırsıyorum. Burası biraz sıcak mı oldu ne ya?
      Somer şef tadım yaptıktan sonra "İlk kez mi yaptın Berna?" dedi. Onaylamak amaçlıkafamı sağlayıp "Evet şef." dedim. Sonra Danilo şef öne atılıp "Sıcak şerbetti yaptı sanırım sen." dedi. Ben de yinee kafamı sağlayıp evet dedim.
Sonra birbirlerine dönüp bişiler konuşmaya başladılar. "Afiyet olsun." dedikten sonra yerime geri gittim. Benim de bi arkamdaki istasyonda çalışan Emir bana gülüyordu.
"Neden gülüyorsun?" dedim normal düz bir tonla. O da hala gülerek "Sıcak yağda yapılır mı ya tulumba?" dedi. Ben de yapmacık bir şekilde gülüp "Haha aynen ya" dedim sonra ekleyip "Nasıl yapçağımı bilmiyordum." dedim. O da artık gülmeyi kesti ve "Bana sorabilirdin." dedi.
"Olan oldu artık, küçük bir kaza." dedim.
"Baya büyük bir kaza o tabak, Berna." dedi yine gülmeye başlayarak.
"Üf bir sus be." dedim mırıldanarak. Emir anlamadığını belirten bi yüzüyle "Efendim?" dedi. Ben de hiç bozmadan "Seninkiler diyorum, lezzetli gözüküyolar." dedim. "Tabii ki öyleler ben yaptım onları." dedi göğsünü gere gere. Daha fazla katlanamayıp önüme geri döndüm ve küçük bir kaza olan tabağımla bakışmaya başladım.
Ve mavi takımın kaptanı Tanya, kırmızı takımın ki ise Ayyüce olmuştu. Tanya ilk olarak Emiri aldığında şaşırmıştım çünkü Serhat'ın daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak mavi takımda Tanya, Emir, Berk, Esra,Ebru, Eray, Özgül ve Gülşahı seçmişti.Kırmızı takımda ise Serhat, ben,Barbaros, Duygu, Uğur, Furkan,Sedat, Celali seçmişti. Bence bizim takım daha güçlü. Oynayıp görücez.
   Çekimlerden hemen sonra dışarda Ayyüce ve Duyguyla laflıyorduk.
  "Şahsen ben deniz ürünlerinde daha başarılıyım." dediğimde arkamızdan bir ses geldi. "Demek öyle, o zaman bir düello yaparız." dedi. Emirdi. Ya bi git oğlum...
"Yaparız tabii." dedim. O da gülümseyip yanımızdan geçip biraz ötedeki Furkanın yanına gitti. Gittikten sonra gözlerimi devirmiştim ki bu Ayyüceyi nedensiz bi şekilde büyük bir gülme krizine soktu.
     Villalara gitmek için servise bindik, yanımda Gülşah oturuyordu. Ve bana daha önce atlarla olan anılarını anlatıyordu. Atlar cidden ilginçler...
  

Ne yazıcağımı bilmiyorummm cidden. Yemekler hakkında mı daha fazla yazmalıyım yoksa ummm villada olanlar mı??? Neyse ilk bölüm için kötüydü yine de umarım beğenirsiniz hadi bb

Küçük Kaza  •Emir Elidemir• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin