0.2

457 27 13
                                    

     Açıkça söylemek gerekirse villalar, yakıyordu!
Etrafa görmemiş gibi bakmayı kesip oda arkadaşım Gülşah ile odamızı yerleştik. O cam kenarında olan yatağa direk atladığı için ben de duvar kenarındaki yatağa kaldım. Ah ne güzel (!)
   Kısa bir duşa girip çıktıktan sonra üzerimi değiştirip saçımı kurtarıp aşağı indim. Özgül abla ve Esra abla çoktan akşam yemeği hazırlamıştı.
"Aa ayıp oldu ama size şimdi. Keşke bizi çağırsaydınız." dedim.
Esra abla gülümseyer "Kuzum önemli değil yarın akşam sen yaparsın." dedi. Özgül abla da omzuma dokunup "Bahçede yicez bu akşam erkeklerle." dedi. Ben de onaylarcasına kafamı sağlayıp bahçeye çıktım.
    Bir andan yemeğimi yiyip bir yandan da Serhat ve Barbaros ile konuşuyordum.
"Valla demedi demeyin birinci benim, daha önce söylediğim gibi ikincinin şanssızlığı benim bu sene yarışıyor olmam." dedi Serhat.
"Yav hehe boş yapma Serhat. Birinci benim."
dedi Barbaros ben de onlara gülüyordum.
"Aman ben ilk beşe girmeye de razıyım." dedim. Emir de bizi dinlemeyi kesip "O tulumbalarla zor." dedi gülerek. Sonra herkes gülmeye başladı, ben de onlara katıldım.
"Tamam tamam kabul ediyorum. Tatlı da iyi değilim ama Uğurdan iyi olduğum kesin." dedim. Uğur da  "Kesinlikle." dedi.
Herkes yemeğeni bitirince biraz daha sohbet edip sofrayı topladık. Aceleci davranıyordum çünkü gidip en yakın arkadaşımla konuşmam gerekiyor, o kadar dedikodu yapıcaz yanii.
Emir YİNE yanıma gelip "Ne bu acele Berna Hanım?" dedi. Bu çocuk cidden sinir kat sayımı artırıyordu.
"İşim var görmüyor musun Emir?" dedim sinirle.
"Tamam be sakin ol." diyip yüzü asık bi şekilde gitti. Ayıp mı ettim acaba? Neyse. Odama çıktım ve hemen bilgisayarımı açıp en yakın arkadaşım Nida'yı zoom üzerinden aradım.
(yemin ederim en çok kullandığım uygulama artık.)
Onla uzun süre hatta baya uzun bi süre konuşurken ikimizin de uykusu geldi ve konuşmayı sonlandırdık. Camdan dışarı baktığımda Furkan ve Emir hala bahçede beraber konuşuyorlardı. Emirin arkası cama dönüktü Furkanınsa yüzü. Furkanla bir an göz göze geldik ve bana anlamdıramadığım bir bakıp attı. Allahım cidden bütün delileri toplamışlar buraya Kurt Sofrası gibi herkes herkesi yesin demişler. Furkanın başka bi noktaya gözü uzun süre takıldı diye Emir de bana doğru dönüp bakmıştı. Ben de onlara gülümseyip perdeyi çekip yatağıma geri döndüm. Yatağa kendimi atmamla odaya Gülşah geldi. Bir huzur ya. Cidden tek isteğim huzur.

  Gece bir türlü uyku tutmuyordu kaç kere mutfağa gittim saymıyorum bile. Saat şuan 02.40 ve İnstagramda boş boş geziyorum. Dürüst olmak gerekirse yarışmacıları stalklıyorum denebilir. İnstagramdan da sıkılınca üstüme bir hırka alıp bahçeye indim. Öyle avanak avanak etrafa bakıp Kanadayı şimdiden özlediğimi düşünmeye başladım. Birden ne kadar tesadüfse (çok zekiyim nolet olsun) erkeklerin kaldığı evden Emir çıktı. Tamam kabul ediyorum yakışıklı ama...

"Uyku mu tutmadı?" dedi. Evet anlamında kafamı salladım ve yerdeki çimenleri koparmaya başladım
"Ben de uyuyamadım." dedi. Gene evet anlamında kafamı sallayıp yıldızlara bakmaya başladım.
"Sen hiç konuşmaz mısın?" dedi.
"Konuşurum da pek modunda değilim." dedim.
"Tamam konuşmayız o zaman, ben seni izlerim." dedi. Ve ben de kızarmaya başladım tabii.

Ne yazıcağıma dair hiç bir fikrim yok. Böyle istek gibi bişileriniz varsa yazarsınız. Ha bi de bi sonraki bölümğ daha hızlı yazmaya çalışıcam. muah

Küçük Kaza  •Emir Elidemir• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin