ţhŕəē

309 54 6
                                    

Chris Bang,her sabah yedide minik kahve dükkanına gelirdi.Dükkanın sekizde açılmasına karşın Felix Lee ise onu bekletmemek için altıya çeyrek kala dükkanı açardı.

Her sabah içtiği sıcak çikolatası kadar sıcak bir gülümseme ile girerdi dükkana,Felix'in günüde böylece aydınlanmış olurdu.

Sabah altıya çeyrek kala dükkanı açtı Felix o sabahta.Saat yedi oldu,Chris gelmedi.Sekiz oldu,sonra sekiz buçuk,dokuz,ve hatta dokuz buçuk.Chris gelmedi,ama Felix bekledi.

Ellerinde aldığı papatyalar,önünde buz gibi iki tane artık sıcak denilemeyecek sıcak çikolata ile bekledi,durdu.

Chris gelmedi,saat akşam altıyı gösterirken Felix yinede bekledi,kapatmak istemedi dükkanı.Sanki çıkıp gelecek,özür dilerim işim vardı diyecekti o güzel gözleri ile Felix'e bakarken.

Kulaklarında yine anlamını bilmediği ama sadece Chris dinlediği için dinlediği şarkı,durmayan göz yaşları.Felix Lee,o an hayatı boyunca ilk defa aşk ile dolu kalbinden bir çıtırtı duymuştu sanki.Ama öyle büyük bir çıtırtıydı ki bu,tüm şehir durmuş Felix'e bakmış,onu bu kadar üzen şeyin ne olduğunu anlamaya çalışmıştı.

Dört duvarındaki saçma yazılar ile dolu,kırık çatılı minik evi ona ilk defa bu kadar can acıtıcı göründü.Ilk defa Felix Lee buraya girmek istemedi.Ilk defa buraya girerken aşkını kapının önüne bırakmadı.

Felix Lee derin bir nefes alarak eve girdi,dün Chris Bang nasıl derin bir nefes vererek evinden sonsuza kadar çıkmışsa,o da o kadar derin bir nefes aldı evine girerken.

RAISON D'ÊTREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin