Başlangıç

88 3 0
                                    

Benim adım Mert.13 yaşındayım.3 kardeşim,annem ve babamla Ankara'da yaşıyorduk ama o günden sonra artık çok değişik bir şehre gitme zamanı gelmişti.Daha öncesinde sizlere ailemi takdim etmek istiyorum.Öncelikle ikizim Berk,annem Yasemin,babam Selim,ağabeyim Cenk ve en son olarak da ablam Aslı.Özelliklerini sizlere tek tek anlatmak istemiyorum zaten ileriki bölümlerde nasıl kimseler olduklarını anlayacaksınız.Şimdi de İstanbul'a taşınacağımız güne gelelim.İstanbul'a gitmemizin nedeni babamın orada yeni bir şirket kurmasıydı.Buradaki şirketin başına da Emre dayımı geçirecekti.Ankara'yı çok mu çok sevmeme rağmen gitmek zorundaydım.Hem babam nereden bilecekti ki bizi bataklığa mı yoksa mutlu ve güzel bir hayata mı sürüklüyordu, hiç kimse bilemezdi bunu.Ama birisi ikisinin de olabileceğini fısıldıyordu kulağıma.İstanbul'a sadece 5 kez gitmiştim.Ama bu koskoca bir şehir kavun değil ki koklayıp anlasam halini,durumunu.İstanbul'a gideceğimiz gün herkesi bir heyecan sarmış gözüküyordu.2 kişi hariç ben ve ablam.O da burayı çok mu çok severdi.Ama gitme vakti geldiğinde uçağımız bizi kapıda bekliyordu.Babam çok ünlü ve iyi bir iş adamı olduğu için bir uçak,dört gemi ve şirket arabalarıyla birlikte on bir arabası vardı.Uçağa yavaş yavaş ilerlemeye başladığımda birden duraksadım.Son bir kez Ankara'ya 'hoşça kal' demek için.Ama herkes uçağa binmişti.Ve babam bana sesleniyordu.Hızlıca ve kısık bir ses tonuyla hoşça kal dedim Ankara'ya ve uçağa doğru ilerledim.Uçakta herkes istediği yere oturmuştu.Ben de ablamın yanına oturmak istedim çünkü o ailemde en çok sevdiğim kişi idi.Ablam benim yanına oturduğumu görünce bana gülümsedi.Sonrada okumakta olduğu kitabına döndü.Ağabeyim o sırada müzik dinliyor,Berk oyun oynuyor,babam ve annemde İstanbul'daki yeni evimiz hakkında konuşuyorlardı.Babam bir iş toplantısına gittiğinde evi almış ama biz hiç görmedik.Neyse biz uçağa geri dönersek ablam bir zaman sonra kitabı okumaktan sıkılıp oturduğu koltuğun yan tarafına koydu.Sonra etrafı gözetlemeye başladı.Ama bir an duraksadığını hissettim.Suratında şaşkın bir ifade vardı.Bana döndü ve 'neden bu kadar üzülüyorsun hiç anlamıyorum.Hem belki orayı buradan daha çok seveceksin.Ben de Ankara'yı çok sevmeme rağmen sen kadar üzülmüyorum.Hem artık her konuda ben senin yanında olacağım bunu sakın unutma' dedi.Ablamın bu sözleri benim içimdeki ateşe biraz da olsa su serpmişti.Ablamın o güzel sözlerinden sonra uykuya dalmışım.Gözlerimi açtığımda İstanbul'daydık.Herkes yavaş yavaş uçaktan iniyordu.Bende yerimden kalkıp dikkatli bir şeklide etrafıma bakarak inmeye başladım.Babam bir talimatıyla uçaktaki eşyaları yeni evimize göndermişti.Bizde ailecek İstanbul'u gezecektik.İstanbul acayip değişmişti.Zaten önceleri geldiğimiz de ben gezmek istemiyor otelde kalıyordum.Yolda gezinirken bir dostumuzu daha doğrusu Berk'in İstanbul'a taşınan dostu Berkay'ı gördük.O kendi başına gezintiye çıkmış anlamıyorum nasıl kendi başına koskoca şehirde dolaşabilir.Ben zaten Berk'i uyarmıştım o çocuğun tekin bir çocuk olmadığını söylemiştim ama dinleyen yok ki.Zaten bana bir zararı dokunmuyor ilgilenmiyorum,ama bir bomba daha onlarda bizim evin yanındaki evde oturuyorlarmış.Bu herkes için çok kötüydü diye düşünüyordum.Tabi ki Berk hariç o çok mutlu gözüküyordu.Böyle bir tesadüfü hayatımda görmemiştim.Herkes için kötü dediğim de Berkay çok yaramaz ve aşırı derecede psikopat biriydi.Başına ne zaman ne geleceği belli olmazdı.Ve Ankara'da onun yüzünden başımız bir sürü belaya girmişti.Neyse gezilecek yerlerimiz o günlük bitmiş ve babamın yeni tuttuğu şoför bizi hayatımın belki de en uzun kısmının geçeceği eve götürmek için bizleri bir kenarda bekliyordu.Bulunduğumuz yerden trafik nedeniyle yeni evimize 15 dakikada varmıştık.Dış görünümü muhteşem beyaz ve açık yeşil tonlarıyla bezenmiş Ankara'dakinden daha büyük bir ev karşıladı beni ve ailemi.Hemen içeriye girmeyi sabırsızlıkla bekliyordum.Dediğim gibi eşyalarımız öncen gelmiş ve bizlerin onları yerlerine yerleştirmemizi bekliyordu.Babamla annem odalara yerleşme konusunu uçaktayken tartışmışlar ve kimin hangi odada kalacağını belirlemişlerdi.Ama ben odamı kendim seçmedikten sonra rahat edemeyeceğimi bildikleri için bana özel bir hak tanıdılar. 'İSTEDİĞİM ODAYI SEÇME HAKKI' bu sözü duyduğuma çok mu çok sevindim.Ve odaları teker teker gezdim.Her şey benim kararımla aydınlanacaktı.Bende küçük ama ferah bir oda seçtim kendime.Çünkü önceki odama benziyordu.Neyse ki bende anne ve babamın bana uygun bulduğu odayı seçmişim ki hiçbir karışıklık olmadan eşyalarımızı yerleştirmeye başlamıştık.Çok uzun sürmüştü yerleşmemiz ama akşam yemeğinden 1 saat önce bitmişti.Neyse ki ablam ve annemin yemek hazırlamaya zamanları kalmıştı.Yemek yapmaya ve bu sırada konuşmaya başlamışlardı. Ben de onları izliyordum.Ablamın anneme bir şeyler anlatmaya çalışır gibi bir hali vardı.Birden 'anne sana bir şey soracağım ama kızmak yok' dedi.Annem birden ablama döndü.Sesleri gayet net geliyordu.Çünkü benim oturduğum koltuk mutfak kapısının sadece birkaç adım mesafelik ötesindeydi .'Neden kızacağım bir şey soruyorsun anlamıyorum'. 'Ama anne çok önemli olmasa sormam ki'. 'İyi o zaman sor lafı ne geveleyip duruyorsun ağzında' dedi annem. 'Anne benim okuldan tanıdığım bir arkadaşımla birkaç gündür konuşuyoruz o da İstanbul'a gelince buluşuruz dedi bende tamam dedim.Sonuç olarak yarın akşam 8'de buluşmaya gidebilir miyim?'Hayır olmaz hem nasıl olur ikinci günden dışarı çıkıp gezmek tozmak.Hem gece hiçbir şekilde dışarıya çıkmazsın burası Ankara değil'. 'Ama anne neden beni anlamak istemiyorsun biz onla çok iyi arkadaştık eskide olsa ben onla telefonlaşıyordum,whatsapp'dan konuşuyordum babasının tayini yüzünden İstanbul'a geldiler hem çok iyi birisi.' 'Ben tanıyor muyum bu arkadaşını söylesene ha'. 'Hayır anne tanımıyorsun ama adı Yağmur,burada iyi bir liseyi kazanmış ve Beşiktaş'ta oturuyorlar görsen çok iyi birisi.' 'Sana olmaz dedim Aslı hem gece vakti gezmek istiyorsun hem de daha arkadaşını doğru düzgün tanımıyoruz bile'. 'Ama anne'. 'Hayır diyorum hayır',diye son sözünü söylemişti annem, ama sesi babamın kulağına kadar varmış olacak ki babam 'ne oluyor orada ne bağırıyorsun Yasemin' diye seslendi anneme ve yerinden yavaşça kalkarak emin adımlarla mutfağa ilerliyordu.Bende babamın önüne atılarak 'hiç baba ablam yeni bir laptop istediğinden dolayı annem ondan ablama hayır diye bağırdı,yani hiçbir sorun yok merak etme' dedim.Böylece babam yerine oturmaya gitmiş bende ablamı kurtarmıştım.Ablama annem sessiz bir şekilde 'bu konu burada kapanmıştır küçük hanım bir daha böyle bir istekle yanıma gelme.' 'Ama anne...' 'Aması maması yok Aslı,Mert olmasa baban sana demediğini bırakmazdı hem ona bir teşekkür borçlusun'.Annemin bu sözünden sonra ablam benim yanıma geldi ve teşekkür edip iki yanağımı da öpücüklerle ödüllendirdi.Bu sırada babam bize bakıyordu ama ablamın bana neden böyle sevgi ile yaklaştığını anlayamıyordu bir türlü.Daha sonra ağabeyim ve Berk'i çok merak edip yukarı çıkmaya karar verdim.Ağabeyim odasından sesler geliyordu.Bende onu odasına doğru yürüdüm.Seslerden anladığım kadarıyla içeride oyun oynuyorlardı.Şimdi anlıyordum aşağıdaki olayı neden duymadıklarını.Ama bir taraftan onların olayın içine karışmaması iyi olmuştu çünkü işler başka türlü olabilirdi.Neyse kapıyı çalma ihtiyacında bulunmadan içeri girdim.Ben girdiğimde sesler birden kesiliverdi.Ağabeyim 'ne oldu?'diye soru yöneltti üzerime kızgın bir ifadeyle.Neden kızdığını anlamadan 'hiç sizi merak etmiştim de ondan geldim' dedim bende hoş bir dille.Kötülüğe karşı iyilik gibi bir şey olmuştu ama o benim ne de olsa büyüğüm.Daha sonra Berk'in oturduğu koltuğun yan tarafındaki sandalyeye doğru oturmak için yürüdüm.Aslında sadece ne yaptıklarına bakıp çıkmayı planlıyordum ama hiç de öyle olmadı.Gördüğüm kadarıyla oyunları bitmek üzereydi.Ağabeyim 'yemek hazır mı?'diye sordu.Bende 'daha hazır değil annem hazır olunca bizi çağıracak' dedim.Görünüşe göre ağabeyimi oyun bayağı bir acıktırmıştı.Oyunları bitmişti.Oyunu Berk kazanmıştı.Sevincinden ne yapacağını şaşırıyordu.Küçük bir şeyi bile çok önemli bir şeymiş gibi abartır.Onun yüzünden annemin yemeğe çağırdığını duymadık.Ablam gelip bize haber vermese yemeğe geç inecektik ve babamın kurallarını çiğnemiş olacaktık.Odadan hızlı adımlarla lavaboya ellerimi yıkamaya gittim.Yıkadıktan sonra hemen hızlıca merdivenleri indim.Karnımın çok acıktığından değil elbette...Babamın kurallarını çiğnememek için.O masaya kendisinden önce oturulmasını ister.Ben inerken zaten oturmuş bekliyordu.En önce ben inmiştim ve hemen sandalyeme hücum ettim.Yemekleri annem tabaklarımıza koymuş olduğu için bize sadece yemek düşüyordu.Her kez yavaş yavaş yerlerini almıştı.Yemeğin başlarında hiç kimseden bir çıt bile çıkmıyordu.Ortalarına doğru babam; annem,ben ve ablama bir soru yöneltti. ''Siz benden bir şey mi saklıyorsunuz?''dedi.Bu cümle beynimize bir hançer gibi saplanıverdi.Ne diyeceğimizi şaşırmış durumdaydık.Berk ve ağabeyim olanları anlamaya çalışıyorlardı ama anlayabilecekleri bir durum değildi.Çünkü bizim ağzımızı sanki bir iplikle dikmişlerde konuşmayı beceremiyorduk.Neyse ablam babamın bu düşüncesinin yanlış olduğunu kibar bir dille arz etti.Ama babam buna inanmamış gibi gözükmüyordu.Ama konuyu bir süreliğine açmayacağından hepimiz emindik.Ne güzel ki her kez yemeğini bitirmişti.Ben,ablam ve Berk anneme masayı toplamasına yardım ediyorduk.Ağabeyim ise babamla birlikte televizyon izlemekle meşgullerdi.Berk duymadan ablamın kulağına şu cümleleri kustum. ''Durumu şimdilik idare ettin ama gün gelecek babam orda neler olup bittiğini öğrenecek.Neden saklıyorsun ki açık açık söyleseydin ya abla. ''Oldu peki sen neden söylemedin benden önce söylerdin normalde ''Sen sonra söylersin diye ben ağzımı açmadım,dedim sinirli sinirli.''Neyse ki Berk gelmişti ve bu tartışmayı kapatmıştık.Berk'ten neden sakladığımı söyleyeyim.Duyduğu her şeyi babama yetiştirmesinden korktuğum için.Berk çok boş boğaz bir kişiliğe sahiptir.Tabii ki siz benim bu konunun babama açıklanmasından yana olduğumu düşünüyorsunuz ama onu Berk değil ablamın yapması daha uygun olurdu.Burada abartılacak bir konu yok diyorsanız da babam biraz tutucudur ve yalanı hiç sevmez.Ama biz baştan yalan söylemiştik.Neyse masada ne var ne yok hepsini toplamayı bitirmiştik.Hep birlikte televizyon izlemek için babam ve ağabeyimin yanına gittik.Ailede her kez televizyona dalmış gitmişti ama ben başka şeyler düşünüyordum.Ankara'yı düşünüyordum.Oradaki binlerce anımı,güzel çirkin bütün günlerimi aklıma getirmeye çalışıyordum ama hiç birisi aklıma gelmiyordu.Bir günde orayı unutmuş muydum yoksa unutmak mı istemiştim bir türlü karar veremiyordum.Zorluyordum kendimi ama hiçbir şey hatırlamıyordum.Bu suçu İstanbul'a atıyordum.Sanki o benim hatıralarımı unutturmuş gibi içimden ona kızıyordum.Ama biliyordum ki onun hiçbir suçu yoktu.Ama şu anda suçlayabileceğim tek bir kişi vardı o da babam...

Ablam Aslı'nın KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin