Fısıltı

97 4 1
                                    

Ege " ona söylemeliydim " diye sayıklıyordu sanırım. O kadar sessiz ve hırıltılı söylemişti ki bunları bile zor anlamıştım. Alnından süzülen terler beni irkiltmişti. Tam uzandım ve onu uyandıracaktım ki tekrar sayıklamaya başladı. "Yaşadığını söylemeliydim." Diye sayıkladı.

Kimin yaşadığını? Neler oluyor? Onu hemen uyandırmalı mıydım? Korkuyordum. Bana kızmasından. Uykusunu bölüyordum sonuç olarak. içimdeki uzun tartışmalar sonucunda uyandırmaya karar verdim.

Tam uzandım uyandıracaktım ki gözlerini açtı.

" Ne yapıyorsun?"

"Hiç hiçbir şey" dedim telaşla.

"Ben kahvaltıyı hazırlayım." Diye de ekledim.

Gözlerini kıstı bir soru soracak gibiydi. Tam da tahmin ettiğim gibi derin bir nefes aldı ve konuştu

"Defne neler oluyor?" Dedi sesinde uzatmamı istemeyen bir ton vardı.

"Rüyanda ne görüyordun?"

"Seni ilgilendirir mi?"

Haklı beni ne ilgilendirir ki alt üstü bana söylemesi gereken bir şeyi söylemiyor.

Kahvaltıyı hazırlamaya gittim. Egeyi de çağıracaktım ki o çoktan sırt çantasını hazırlamış çıkıyordu ve bana da hızlı ol demeyi de ihmal etmedi. Ben nereye gidiyoruz diye soramadan kendimi hazırlanmış arabada otururken buldum.

"Artık söyleyecek misin nereye gittiğimizi?"

"Hayır. Sadece rahatına bak."

Konuyu uzatmadım hep böyle yapıyordu zaten gidince göreceğim nasıl olsa. Benim asıl düşündüğüm şeyse Ege'nin rüyasında sayıkladığı sözler. Kim yaşıyordu? öğrenmek istiyordum.

çok fazla da uykum vardı göz kapaklarım iyice ağırlaşıyordu. Sıkıca yumdum iç dünyamla baş başa bıraktım kendimi.

***

Gözlerimi açtığımda bir odadaydım. Ege hemen yanımdaydı.

"Nerdeyiz?"

"Pansiyon."

"Neden burdayız?"

"Öyle gerekti. Yine çok soru soruyorsun."

Garip olansa burda olduğumu bildim bileli korkuyorum. Sanki burada bir şeyler var garip bir şeyler. Avuçlarım terliyor, titriyordum ve kalbim çok hızlı atıyordu.

Ege korkularımı böldü

"Defne biliyor musun buranın eskilerden kalma bir hikayesi var."

"Ne gibi?"

"Burada eskiden bir kadın 5 cinayet işlemiş ve duvarlardan kanlar hiç çıkmamış üstünü boyamak zorunda kalmışlar. Söylentilere göre burada kalanlara o beş kişi görünürmüş. Cinayeti işleyen kadın defalarca psikolojik krizler geçiriyormuş ve sonra o kadının nereye gittiği ya da ne olduğu hakkında kimse bir şey bilmiyor. Olaysa bizim kalacağımız bu iki odada gerçekleşmiş. Bize özel bu odaları seçtim ben de." diye kısaca açıkladı olayı yüzünde bunu daha önceden planlamış bir gülümseme vardı.

Bu gülümsemeyi çok iyi biliyorum. Sırf onunla bu odada kalmam için yaptı korkacağımı biliyordu. Haklı da böyle yaşanmış bir olay var ben korkuyorum ve zaten hissetmiştim bir şeyler vardı biliyordum.

Gidip tek kişilik yatağa uzandım. Ege garip garip bakıyordu.

"Burası benim odam ve o da benim yatağım. Defne kendi odana git."

"Hayır tek kalmak istemiyorum."

"Pekala. Sen gitmiyorsan ben gidiyorum."

Arkasını döndü ve odadan çıktı. Cidden inanılmaz.

Korkacak bir şey yok Defne sakin ol. Alt üstü bir hikaye. Gerçek olamaz böyle şeyler.

Bacaklarımı kıvırdım ve kendime doğru çektim. Tamamen yorganın altına girdim ve sıkıca yumdum gözlerimi. Kendimi o kadar çok sıkıyordum ki kaslarım ağrımaya başladı. Uyuyamıyordum. Sürekli hikaye beynimde dolaşıyordu.

Aynı zamanda da çok susamıştım. Yorganın altından çıkmalıydım artık. Yorganı hafifçe araladım ve etrafa göz gezdirdim. Aman Allahım. Bu duvarlardakiler de neydi? Kan mı onlar? Sanırım korkudan hayal görmeye başladım .

Hemen Ege'nin yanına gitsem iyi olacak. Yataktan hızla kalktım kalp atışlarım her adımda daha da hızlanıyordu. Kapı kolunu tuttum tam açıyordum ki kapı kilitleme sesi duydum. Bu benim kapımdı. Açılmıyor. Allah kahretsin.

"Ege kapıyı aç hiç komik değil."

"Egeee."

"Lütfen kapıyı aç Ege."

Biri fısıldadı "o değil." Bu hırıltılı ses de kim neler oluyor?

Arkamı döndüğümde bir gölge yaklaşıyordu. Topallayarak bana yaklaşıyor. Sağ eliyle karnını tutmuş yere kanlar damlıyordu. Köşeye doğru geri geri hızla adimlar attım. Yere çöküp kulaklarımı kapattım ve tüm bunların bir oyun olmasını diledim.

Fısıltılar devam ediyordu hep aynı kelime "o değil" kısık bir ses hırıltılı ve yeterince ürkütücü.

Kolundan sıkıca tuttu gölge olduğunu sandığım şey kafamı kaldıramıyordum. İnce bir çığlık sesiyle ben de çığlık attım. Kolumu tutan şey daha da sıkıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin