Annem ben daha küçük bir kızken bana duyarsızların bu dünyanın başına gelen en kötü şeyler olduğunu, Tanrı'nın insanları 10 hakla onurlandırdığını ve öyle insanlar yüzünden Tanrı'nın öfkelendiğini ve bütün insanlığı cezalandıracağını söylemişti. Ve bundan tam 12 gün sonra kayboldu.
*
Depoya doğru adımlarımı hızlandırırken aklımda annemin sözleri var. Sesini tam hatırlayamıyorum ama bana bakan gözlerini unutmak mümkün değil. Düşüncelerimi kovalıyorum ve sakinleşmek için derin nefesler alıyorum. Deponun kapısına sadece bir kaç metre kala çalıların arkasına saklanıp gözetliyorum. Sadece bir nöbetçi var. Ama daha fazlasının olup olmadığını kontrol etmem gerek. Yaklaşık 15 dakika oldu artık harekete geçmeliyim. Adama doğru yürüyorum. Pantolonumun arka cebinde ki şok cihazını yokluyorum. Şimdi yüzyüzeyiz. Bana 'Küçük hanım girmek yasak tabelasını görmediniz herhalde lütfen gidin. Bir sorununuz varsa elden paket veremem, hastahaneden almalısınız.' diyor. Elim cebime gidiyor ve sadece bir saniye sonra adam yerde. Bill kameraları etkisiz hale getirmiş olduğundan benim tek görevim kapıda ki görevlileri etkisiz hale getirmek. Başka bir görevli göremiyorum ama riske değmez. Bu yüzden iyice kontrol etmeden işaret vermiyorum. Sonra diğer arkadaşlar geliyor. Hepsi erkek çünkü içerdeki koliler bir kızın kaldırabileceğinden çok ağır. Bu yüzden kızlar bizi korumak adına çatılara ve çalıların arasına gizlenmişler. Kameraların durumunu farketmiş olmalılarki koşma ve bağrışma sesleri duyuyorum. Biri emir veriyor. Çocuklara haber verip hemen taşımalarını söylüyorum. Çünkü ne bu kolileri bırakabiliriz ne de yakalanmak gibi bir lüksümüz var.
Bize en yakın olan adamlar Laura'nın kurşunlarıyla yere devriliyorlar. Şimdi koşuyoruz. Çünkü kurşun harcamak büyük bir lüks. Avantaj bizde çünkü yere yatan adamlara hemen KRONİN verilmezse felç durumunda kalırlar. Bu nedenle diğer gardiyanlar peşimizden koşmak yerine arkadaşlarına yardım etmek zorunda kalıyorlar. Hepimiz güvenli şekilde kamyona ulaştığımızda derin bir nefes alıyorum.
*
Kafamı Evie'nin omzuna yaslarken annemin sözleri tekrar beni ziyaret etmeyi hatırlıyor ve düşüncelerimi istila ediyorlar. Ama en azından annem bilmiyor.
En azından annem küçük Lizz 'inin , herzaman nefet ettiği bir canavara dönüştüğünü bilmiyor. Annem o 5 yaşında ki kızın artık bir DUYARSIZ olduğunu bilmiyor...
50 OKUMA 15 VOTE U GEÇTİĞİ ZAMAN 2.BÖLÜMÜ YAZACAĞIM. LÜTFEN YORUMLARINIZIDA EKSİK ETMEYİN. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyarsız
Science Fiction10 hakkın var. Tekrar nefes almak ve son soluk arasıda, yaşam ve ölüm arasında 10 hak. Kimisine göre bir lütuf, kimisine göre ise bir LANET. Öyle bir dünya ve sistem düşünün ki ölmek onlar için yemek yemek kadar sıradan. Herkesin 10 ölüm hakkı var. ...