2'

65 17 8
                                    

Merhaba yeniden!

Nasılsınız?

Harry Styles / From the Dinning Table

----


Nisan 1895

Geçen günler ardından, güneşli bir güne açtım gözlerimi. Yağan şiddetli yağmurların ardından, toprak kokusuyla harmanlanmış ılık hava, yaz günlerinin yaklaştığının habercisiydi. Çatılardan hala damlayan minik su damlaları ise, geceden kalma fırtınanın kalıntılarıydı. Zor ve sancılı günler geçirmiştik. Fırtına hiç olmadığı kadar sertti. Çiftçilerin bazı ekinleri zarar görmüş, mahvolmuştu. Lakin, o sancılı günlerin sonucu, güzel bir güneşli bahar günüydü.

Ağaçlarda tomurcuklanan kiraz çiçekleri, yeni doğan bir bebeğin masumluğunu üstünde taşıyan minik, açmaya yüz tutmuş laleler ve mis kokularını doğaya salıp herkesi kendine adeta aşık eden papatyalar.

Cıvıl cıvıl öten kuşlar, sanki baharın uyandığını müjdelemek istercesine oradan oraya uçuşup, havada dans ediyorlardı. Anne kuşlar, daha yeni kabuğundan çıkmış yavrusuyla ilgileniyor, karnını doyurup, uçmayı öğrensin diye çabalıyordu.

Güneş sanki, hiç olmadığı kadar parlaktı bu gün. Ağaçların dallarına tutunuyor, yapraklarıyla özlem gideriyordu. Islak, nemli olan toprağı sarıp sarmalıyor, içini sıcacık ediyordu. Kelebekler kozalarını terk etmiş, rengarenk kanatlarıyla özgürlüğe uçuyorlardı.

Kasabaya inmek üzere geçtiğim patika yolunda, bisikletimin olmaması dahi üzmemişti beni. Yaz günleri hep içimi anlamlandıramadığım bir heyecan ve güzel duygularla sarmalıyordu. Bu his çok hoştu.

Bisikletimin tekerlek ve direksiyon kısmı zarar gördüğü için, şehirden parça gelmesi gerekiyormuş. Bu sebeple yapılması çokça zaman alacakmış. İlk baş çok dert etsem de, daha sonra yürümenin de güzel olduğu kanısına vardım. Eski postallarım, henüz kurumamış toprakla pisleniyordu. Zemine batıp çıkıyor ve bir nevi beni yavaşlatıyordu.

40 dakika kadarlık yolu, hem doğanın güzelliklerine dalarak hem de çamurlu yol sebebiyle 1 saat kadar bir sürede bitirmiştim. Kasaba meydanına geldiğim vakit, arkadan aşina olduğum simasıyla anlık bir şaşkınlık içine girsem de kocaman gülümseyip, melon şapkalı adamın yanına doğru ilerledim.

"Bay Jung, güzel sabahlar efendim."

Arkasından seslendiğim vakit bana dönen adam, beni görünce güzelce gülümsemişti.

"Merhaba Taehyung. Sana da güzel sabahlar çocuğum. Hayrola, bir sorun mu var?"

Yüzümden indiremediğim gülümsememle başımı sağa sola hızla salladım.

"Erken gelmişsiniz. Çok şaşırdım açıkçası. Çokça özlemiştim sizleri. Siz gidince hep bir eksik kaldık. Yollarınızı gözlüyorduk."

Kafasındaki Melon tarzı şapkayı çıkarıp eline aldı. Bir eliyle karın bölgesinde şapkasını tutuyor, diğerini ise arkasına bir beyefendi tutumuyla belinde tutuyordu.

"Biz de seni, sizleri çok özledik, Kim. Erken gelmeye niyetli değildim lakin, Hoseok durdurmadı. Bu sebepten biraz erken geldik."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 11, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cinnamon Girl - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin