werewolf | taekook

taehyung.1

açıklama: (okumadan geçmeyin)

bu kurgu iki kişi tarafından role play* olarak; bir bölüm bir karakterin bakış açısı, diğer bölüm ise başka bir karakterin bakış açısı olacak şekilde yazıldı. (hangi bölümün hangi karakterin bakış açısıyla yazıldığını bölüm başlıklarından anlayabilirsiniz.)

ikimiz de tek bir karakterin yerine kendimizi koyup tamamen o role odaklandığımız için duyguları da birebir yaşayarak yazdık.

keyifli okumalar.

(J&T)

*role play: iki kişinin karşılıklı olarak kendilerine seçtikleri karakterlerle, kendilerini onların yerine koyarak bir kurgu oluşturması oyunudur. yapılanlar ve duygu düşünceler yıldız (*) işareti içerisinde, yan karakterler tırnak içerisinde, ana karakterin konuşmaları ise düz bir şekilde yazılır.

*biraz yukarıdaki fmv de hikâyemizin fmv'si oluyor. izledikten sonra nasıl uyarladığımızı okursanız daha hoş olur bizce.

-

werewolf-kurtadam

"say that you don't want me, say that you don't need me

tell me I'm the fool

tell me you've been tortured, tell me you've been beaten

what I've done to you

even if it doesn't matter

doesn't matter what's true

just say that you don't want me, say that you don't need me

tell me I'm the fool

look at all this heartache, what is left?

forgetting how it start-"

*gürültüyle açılan kapıyla aceleyle elimdeki radyo kutusunu kapatmaya çalışmış, panik yapıp frekansını değiştirerek cızırtıların ardından kapatabilmiştim. tanıdık iki beden, biri kıvırcık saçlı, kilolu diğeri ise uzun ve olması gerekenden sıska, dolaba yönelmişlerdi. bir koli içki şişesini alıp kapıya doğru yürürlerken kalbim boğazımda atsa da onlara seslendim.*

ücretini ödeyin, lütfen.

*elindeki elmasıyla bana dönen kısa boylu bir an duraksamış ardından arkadaşına bakıp gülmüştü. yanıma kadar geldikten sonra tezgahtaki güllerimden birini kendine çevirip burnunu yaklaştırmış ve koklamıştı ardından.*

"hesaba yaz."

*yeniden kapıya yönelecek gibi olduğunda panikle tekrar araladım dudaklarımı.*

olmaz! yazamıyoruz hesaba, üzgünüm. ücretini rica edeceğim. 35.000 won.

*sessizlik. tanrım, lütfen sorun çıkmasın. tezgahın arkasından bana doğru eğilmiş gözlerime bakmıştı sinirle. zorba. tam bir zorbaydı.*

"o halde, sen ısmarla."

*geriye çekilirken elinin tersiyle radyoma vurmuş, yere düşen zavallı radyomun paramparça olmasına sebep olmuştu. hiçbir şey demedim. çıkıp gittiler. uzaklaştıklarında dizlerim üzerine çöküp radyomu kontrol etmiş işe yaramaz olduğunu gördüğünde ben de fırlatmış ve yere oturmuştum tamamen. siktiğimin 35.000 wonu benim üç günlük kazancımdı. ve radyom da paramparçaydı artık, ne harika.